Takiyettin Mengüşoğlu kimdir?
Takiyettin Mengüşoğlu; 1905 ila 1983 seneleri arasında yaşamış olan; felsefe eğitimi alan ve felsefe doktorası yapan ilk kuşak felsefecilerimizdendir. Bütün çalışmaları boyunca felsefe dışı konulardan uzak durduğu yayınlarından anlaşılmaktadır. Bütün vaktini felsefeye vermesi nedeniyle, felsefe temelli yetişen en önemli düşünürlerimizden biridir.
Malatya’nın Hekimhan kazasında 1905 yılında doğan Takiyettin Mengüşoğlu 1928 yılında Sivas Lisesini bitirmiştir. Aynı yıl Avrupa’da eğitim göreceklerin seçilmesi için yapılan sınavda başarılı olarak Almanya’ya eğitim görmeye gitmiştir. 1929 yılında Göttingen Üniversitesinde, Geiger rehberliğinde Fizik ve kimya dersleri almıştır. Berlin’de Nicolai Hartmann’ın yanında bilgi teorisi, mantık (umumi felsefe ve mantık; kendi ifadesi) dersleri okumaya karar vermiştir.
Mengüşoğlu, Nicolai Hartmann’ın yanında çalışırken aynı zamanda Psikolog Prof. Köhler’in, diğer bir mantıkçı olan Prof. Maier’in, kültür felsefecisi Prof. Spranger’in derslerini de takip etmiştir. Yoğunluk olarak Hartmann’ın sahası olan, mantık, bilgi teorisi, tarih felsefesi, etik ve tabiat felsefesi konularında çalışmış; yine Hartmann’ın tavsiyesi üzerine yardımcı olarak fizik ve kimya dersleri almıştır. Fizyoloji, bilgi teorisi için gerekli görülen deneysel psikoloji ve anlamacı psikoloji derslerini de izlemiştir.
1933 yılında, Über die Grenzen der Erkennbarkeit bei Husserll und Scheller (Husserl ve Scheler’de Bilginin Hududu) adlı doktora çalışmasına başlayan Takiyettin Mengüşoğlu 1937 yılında tezi bitirmiş, doktora sınavına genel felsefe ve mantık ile yardımcı disiplin olarak da fizik ve kimyadan girmiştir. Bu çalışma Berlin Üniversitesi tarafından yayınlanmıştır.
Türkiye’ye döndükten sonra 1937 senesinde Umumi Felsefe ve Mantık asistanı olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine giren Takiyettin Mengüşoğlu burada Ernest von Aster’in tercümanlığını yaptığı gibi onunla birlikte seminerler düzenlemiştir. Bilgi teorisi, etik, felsefi antropoloji ve ontoloji gibi konularda dersler vermiştir. 1942 yılında “Nicolai Hartmann’ın 20. Asır Felsefesindeki Yeri” adlı çalışmayla doçent, 1953 yılında profesör olmuştur. 1959 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı seçilmiştir. 1978 yılında emekli olmuştur.
Hartmanın’ın yeni ontolojisini yeni bir antropolojiyle tamamlamayı gaye edinen Takiyettin Mengüşoğlu derslerine antropoloji problemleriyle başlamıştır. Takiyettin Mengüşoğlu, insanın ne olduğu sorunuyla yakından ilgilenmiş ve insanı ontolojik temelde antropolojik bir varlık olarak tanımlamıştır. İnsanı açıklamada onun tek özelliğinden yola çıkmanın hatalı olacağını belirtmiş, insanın tüm yapısı ve eylemleriyle ele alınması gerektiği üzerinde durmuştur. İnsanın günlük hayatında gerçekleştirdiği her şey ahlak konusu içinde ele alınır, bunlar bir bütün hâlinde incelenirse ahlakın ne olduğu anlaşılır ve dolayısıyla insan da anlaşılmış olur. Ona göre insan, değer üreten bir varlıktır ve ona yaklaşırken bu değerler göz ardı edilmemelidir. Tüm alanlarda üretken olan insana bütünlükçü yaklaşılması doğru bir tavırdır.
Takiyettin Mengüşoğlu’na göre insan kendini ve başkasını tanımalı çünkü ahlaki bir varlık olabilmesinin koşulu buna bağlıdır. İnsan kendi eylemlerinden sorumludur, onun kişi olması bu sorumluluğu taşımasındandır.
İLGİLİ KONULAR:
- Takiyettin Mengüşoğlu’nun felsefe anlayışı
- Takiyettin Mengüşoğlu’nun eserleri
- Takiyettin Mengüşoğlu’nun varlık felsefesi anlayışı
- Takiyettin Mengüşoğlu’nun bilgi felsefesi anlayışı
- Takiyettin Mengüşoğlu’nun ahlak anlayışı
- Takiyettin Mengüşoğlu’nun felsefe tarihi çalışmaları
- Takiyettin Mengüşoğlu’nun tarih felsefesi görüşleri
Kaynak: TÜRKİYE’DE FELSEFENİN GELİŞİMİ I, s. 76-79, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2456 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1428