Felsefe hakkında her şey…

Denetlenmeyen çevrim içi siyasi reklamlar demokrasi için ciddi tehdit oluşturuyor…

22.07.2024
Denetlenmeyen çevrim içi siyasi reklamlar demokrasi için ciddi tehdit oluşturuyor…

En son ne zaman sosyal medya akışınıza göz attığınızı ve görüşlerinizle mükemmel bir şekilde örtüşen ya da belki de sizi öfkelendiren bir siyasi kampanyayla karşılaştığınızı aklınıza getirin. Bunun meşru bir politik kampanyaya mı, şüpheli bir politik eylem grubuna mı, hatta yabancı bir kuruluşa mı ait olduğunu ayırt edebilmiş miydiniz? Bu sosyal medya reklamı için kimin ödeme yaptığını biliyor muydunuz? Büyük ihtimalle, hayır.

Televizyon ve radyo siyasi reklamları onlarca yıldır sıkı beyan yükümlülüklerine tabi olsa da bunların çevrim içi muadilleri bir yasal düzenleme boşluğu içinde. Facebook, X ve Instagram gibi sosyal medya devleri siyasi kampanyalar için başlıca savaş alanları hâline gelmiş durumda. 1 Bununla birlikte bu platformlarda geleneksel yayın araçları için zorunlu kılınan şeffaflık ilkesi de söz konusu değil. Bu da reklamcıların, mesajları seçmenlere göre uyarlamak için sıklıkla ayrıntılı kişisel verilerden yararlanan gelişkin mikro hedefleme yöntemlerini kullanmalarına olanak tanıyor.

Şeffaflığın az ve hesap verebilirliğin yetersiz olduğu çevrim içi siyasi reklamcılığın denetimsiz Vahşi Batı‘sına hoş geldiniz!

Ülkemiz henüz bir seçim sürecinden çıktı ve fakat dünyada özellikle gündemi belirleyen 2024 ABD başkanlık seçimleri için kampanyalar tüm hızıyla devam ediyor. Hatta geçtiğimiz günlerde Donald Trump’a yönelik gerçekleştirilen suikast girişimi ile bu kampanyalar iyice alev aldı. Bu durumda, yukarıda sözünü ettiğimzi dijital sınırlar, demokrasinin bütünlüğü için eşi benzeri görülmemiş bir tehdit oluşturuyor. Bu yazıda da dünya gündemini meşgul eden ABD seçimleri odağında çevrim içi reklamları ele alacağız.

Eski güzel günler…

Amerika’da McCain-Feingold Yasası yirmi yılı aşkın bir süre önce yürürlüğe girmiştir. Resmî olarak 2002 tarihli İki Partili Kampanya Reform Yasası olarak bilinen yasa, paranın siyasetteki etkisini azaltmak ve kampanya finansmanında şeffaflığı artırmak üzere tasarlanmıştır. Senatörler John McCain ve Russ Feingold tarafından desteklenen bu dönüm noktası niteliğindeki yasa, televizyon ve radyoda yayınlanacak konu savunuculuğu reklamlarının düzenlenmesini de içeriyordu.

McCain-Feingold Yasası, adayların TV ve radyo reklamlarında mesajlarını kişisel olarak teyit etmelerini gerektiren “Reklamınızın Arkasında Durun” hükmü ile feragatname ihtiyacını ele almıştır. Bu tür düzenlemeler geleneksel medyada hesap verebilirlik ve şeffaflık düzeyinin korunmasında etkili olmuştur.

Ancak tasarının kabul edilmesinden bu yana medya ortamı çarpıcı bir dönüşüm geçirdi. Online reklamcılık üzerine çalışan iletişim uzmanları, çevrim içi siyasi reklamlara yönelik benzer düzenleyici tedbirlerin olmamasını göze batan bir eksiklik olarak görüyorlar. Bu boşluk, şeffaflık sağlama sorumluluğunu mecralara bırakıyor.

ABD’de Federal Seçim Komisyonu‘nun dijital siyasi reklamların yayınlanmasına ilişkin kuralları da oldukça muğlak. Netlik eksikliği, dijital siyasi reklamları takip ve analiz etmeyi araştırmacılar, gazeteciler ve ilgili vatandaşlar için korkutucu bir görev hâline getiriyor. Ve bu yalnızca ABD özelinde değil bütün dünyada demokrasinin tehlikeye gireceği bir ortamın yolunu açıyor.

Şeffaflık

Açık internet destekçisi Mozilla ve Finlandiyalı Check First internet araştırma şirketi tarafından yakın zamanda yapılan bir çalışma, büyük teknoloji platformlarınca sağlanan reklam şeffaflığı uygulamalarında önemli eksiklikler olduğunu ortaya koyuyor. Reklam şeffaflığı araçları, sosyal medya şirketlerinin kamuya açık bir şekilde sunduğu reklam verileri ve analizlerinden oluşuyor. Araştırmacılar, politika yapıcılar ve destek grupları bu araçları reklamları ve reklamların etkilerini anlamak için kullanıyor. Eksiklikler ise seçim dönemlerinde halkı manipüle etme ve aldatma potansiyeline ilişkin endişeleri artırıyor.

Çalışma X, Apple App Store, Google, Meta, TikTok ve LinkedIn dâhil olmak üzere 11 büyük teknoloji platformunun reklam şeffaflık uygulamalarını mercek altına alıyor. Çalışma, bu araçların genellikle eksik veri sağladığını, arama işlevlerinin bozuk olduğunu ve etkili bir şekilde kullanılmasının zor olduğunu ortaya koyuyor. Çalışmanın değerlendirdiği teknoloji devleri arasında X, hem gözlemciler hem de kullanıcılar için anlamlı veri sağlama konusunda kötü bir sicile sahip olarak en kötü performans gösteren şirket olarak öne çıkıyor.

Çalışma özellikle bu platformların, belirli bir düzeyde reklam şeffaflığını zorunlu kılan Avrupa Birliği Dijital Hizmetler Yasası‘na uyma çabalarına odaklandı. Ancak birçok ülkede ve bu konu özelinde Amerika Birleşik Devletleri’nde benzer bir gereklilik bulunmuyor ve bu da seçmenleri potansiyel manipülasyon ve dezenformasyon kampanyalarına karşı korunmasız bırakıyor.

Yakın zamanda yapılan akademik araştırmalar, siyasi reklam etiketlerine ilişkin potansiyel etkinlik açısından bazı fikirler sunmaktadır. Bir çalışma, AB’nin Dijital Hizmetler Yasası da dâhil olmak üzere yürürlüğe giren düzenlemelere ve ABD Dürüst Reklamlar Yasası da dâhil olmak üzere önerilen düzenlemelere dayanan çeşitli şeffaflık bilgileri açıklamalarını sınamıştır. 2

Dijital Hizmetler Yasası, çevrim içi platformların hangi gönderilerin reklam olduğu ve bunları kimin ürettiği ve finanse ettiği hakkında gerçek zamanlı bilgi vermesini gerektiren geniş bir düzenlemeler bütünüdür. ABD tasarısı, bir takvim yılında reklamlar için 500 dolardan fazla harcama yapan bir kişi veya grup tarafından satın alınan tüm siyasi reklamların kamuya açık kayıtlarının platformlar tarafından muhafaza edilmesini zorunlu kılmayı ve ayrıca yabancı kuruluşların ABD seçimlerini etkilemek için siyasi reklam satın almadığından emin olmayı amaçlıyor.

Araştırmacılar, bu düzenlemelere dayanan şeffaflık önlemlerinin, kullanıcıların reklamlardaki ikna girişimlerini fark etme ve anlama becerilerini artırmada en etkili yöntem olduğunu tespit etti. Bununla birlikte, akademik çalışma, reklam etiketlemesinin uygulanmasında karşılaşılan önemli zorlukların da altını çizdi. Katılımcıların yalnızca %30‘unun şeffaflık bildirisini fark ettiğini hatırlaması, sosyal medyanın hızlı dünyasında bu tür önlemleri etkili kılmanın zorluğunun altını çiziyor.

Riskler

Reklam şeffaflığının önemi, etkili ve şeffaf olmayan algoritmaları araştıran Avrupalı bir sivil toplum kuruluşu olan AI Forensics‘in yakın tarihli bir raporuyla vurgulandı. “Görünürde Ambargo Yok: Meta, Rusya Yanlısı Propaganda Reklamlarının AB’ye Yayılmasına İzin Veriyor” başlıklı rapor, devasa bir Rusya yanlısı propaganda ağının Fransa ve Almanya’daki seçmenleri hedef aldığını ortaya koydu. Bu ağ sadece altı ay içinde 38 milyon kullanıcı hesabına ulaştı. Meta, bu reklamların büyük çoğunluğunu zamanında siyasi olarak tanımlayıp etiketleyemedi ve dezenformasyonun hızla yayılmasına izin verdi.

Uzmanlar, benzer dezenformasyon kampanyalarının diğer seçmenleri hedef alma potansiyeli konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor. Birçok küresel sıcak noktada savaşlar sürerken ve X ve Facebook gibi platformlar siyasi reklamları etkili bir şekilde izlemekte ve raporlamakta zorlanırken, seçimlere müdahale ve seçmen manipülasyonu riskleri oldukça önemli bir hâl alıyor.

Reklam şeffaflığı savunucuları, teknoloji platformlarına seçim öncesinde daha sağlam ve kullanıcı dostu reklam şeffaflığı araçlarının geliştirilmesine öncelik vermeleri çağrısında bulundu. Anlamlı reformlar yapılmadığı takdirde demokratik sürecin bütünlüğünün riske gireceğini ve seçmenlerin manipülasyon ve aldatmaya karşı savunmasız kalacağını savunuyorlar.

 


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Steven Caplan’ın “Unregulated online political ads pose a threat to democracy” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer Yıldırım

KAYNAKÇA

  1. Kowal, M. (2023). The Value of a Like: Facebook, Viral Posts, and Campaign Finance in US Congressional Elections. Media and Communication, 11 (3), 153–163, https://doi.org/10.17645/mac.v11i3.6661
  2. Dobber, T., Kruikemeier, S., Goodman, E. ve Helberger, N. (2023). Shielding citizens? Understanding the impact of political advertisement transparency information. New Media & Society, – (-), 1-21, https://doi.org/10.1177/14614448231157640
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...