Felsefe hakkında her şey…

Günümüz dünyasında çocuk sahibi olmak her açıdan oldukça maliyetlidir ve bunun hem topluma hem geleceğin insanlarına da bir maliyeti vardır.

25.07.2024
Günümüz dünyasında çocuk sahibi olmak her açıdan oldukça maliyetlidir ve bunun hem topluma hem geleceğin insanlarına da bir maliyeti vardır.

Gelecekte doğacak insanlar, küresel bir ekolojik krizin ortasında bulunan bir gezegeni miras alacaklar. Canlıların doğal yaşam alanları yok oluyor, 1 dünya giderek ısınıyor ve bilim insanları dünya tarihindeki altıncı kitlesel yok oluş olayını yaşamaktan korkuyorlar. 2

Bu koşullar altında dünyaya bir çocuk getirmek mantıklı mıdır?

Üreme genellikle kişisel veya özel bir seçim olarak ele alınması gereken bir konu görülüyor. Ancak, bu başkalarını da etkileyen bir seçimdir: Ebeveynleri, çocukların kendilerini ve gelecekte bu çocuklarla birlikte dünyada yaşayacak olan insanları. Bu nedenle, ahlaki düşünme için uygun bir konudur.

Şimdi işe geniş bir aileye sahip olmanın neden yanlış olabileceğini düşünerek başlayalım.

Çevreye önem veren pek çok insan, çevre üzerindeki kişisel olumsuz etkilerini azaltmaya çalışmakla yükümlü olduklarına inanır. Örneğin yakıt tasarruflu araçlar kullanmak, geri dönüşüm yapmak ve yiyeceklerini doğal yollardan temin etmek gibi.

Ancak çocuk sahibi olma kararı, büyük olasılıkla sizinkine benzer bir yaşam tarzını benimseyecek başka bir insan yaratmak, bu faaliyetlerin etkisinden çok daha ağır basmaktadır. Bir literatür taramasına göre, bir arabanın her yıl aldığı ortalama mesafe baz alındığında, gelişmiş ülkelerdeki insanlar araçsız yaşayarak her yıl 2,4 ton CO2 emisyonuna denk bir tasarruf sağlayabilir. Karşılaştırma yapmak gerekirse bir çocuk daha az yapmak, her yıl 58,6 ton CO2 tasarrufu sağlamaktadır. 3

Dolayısıyla çevre üzerindeki etkinizi azaltmak için başka faaliyetler yapmak zorunda olduğunuzu düşünüyorsanız aile büyüklüğünüzü de sınırlandırmalısınız.

Buna karşılık, bazı insanlar 8 milyarlık bir gezegene tek bir kişi eklemenin anlamlı bir fark yaratamayacağını savunabilir. 4 Bu argümana göre, yeni bir kişi iklim değişikliği ve diğer çevre sorunlarına yapılan toplam katkının o kadar küçük bir yüzdesini oluşturacaktır ki bunun etkisi ahlaki açıdan göz ardı edilebilir olacaktır.

Çevre etikçileri, bir bireyin çevre üzerindeki etkisinin, özellikle de yaşam boyu ürettiği karbon emisyonlarının nasıl ölçülebileceğini tartışmaktadır.

Örneğin, istatistikçi Paul Murtaugh ve bilim adamı Michael Schlax, bir çiftin üreme tercihine bağlı “karbon ayak izini” tahmin etmeye çalışmışlardır. 5 Dünyanın en kalabalık 11 ülkesinde yaşayan bireylerin yaşam boyu toplam karbon emisyonlarını hesaplamışlardır. Ayrıca, bir ebeveynin genetik kökenine bağlı tüm emisyonlardan sorumlu olduğunu varsaymışlardır: Kendi emisyonlarının tamamı, çocuklarının emisyonlarının yarısı, torunlarının emisyonlarının dörtte biri ve hesap bu şekilde devam etmiştir.

çocuk, doğa, yürüyüş, kız çocuğu, ağaç, orman

Hesaplamalara göre, emisyonların birkaç nesil boyunca 2005 seviyelerine benzer kalması halinde, daha az çocuk sahibi olan bir Amerikalı çift 9.441 ton CO2 eş değeri tasarruf sağlayacaktır. Öte yandan, yakıt verimliliği daha yüksek bir araba kullanmak, örneğin litre başına 10 km daha fazla yol almak, sadece 148 ton CO2 eş değeri tasarruf sağlayacaktır.

Felsefeci John Nolt, ortalama bir Amerikalının yaşamı boyunca sera gazı emisyonları açısından ne kadar zarara yol açtığını tahmin etmeye çalışmıştır. 6 Ortalama bir Amerikalının iklim değişikliğine neden olan toplam sera gazlarının kabaca iki milyarda birine katkıda bulunduğunu ortaya koymuştur. Ancak iklim değişikliği önümüzdeki bin yıl boyunca milyarlarca insana zarar verebileceğinden, bu kişi gelecekteki bir ya da iki insanın ciddi acı çekmesinden, hatta ölümünden sorumlu olabilir.

Bu tür tahminler en iyi durumda dahi kesin değildir. Bununla birlikte, her bir çocuğun çevre üzerindeki etkisinin küresel ölçekte nispeten önemsiz olduğu varsayılsa bile, bu durum çocuk doğuranların ahlaki açıdan sorumluluktan muaf olduğu anlamına gelmez.

Etikte yaygın bir görüş, insanların kolektif kabahat içeren girişimlere katılmaktan kaçınmaları gerektiğidir. Başka bir deyişle, kötü sonuçlara neden olan yapılara ve uygulamalara katkıda bulunmaktan kaçınmalıyız, bu sonuca kendi bireysel katkımız çok küçük olsa bile.

Bir kişinin bir ırmağı kirletmek gibi ahlak dışı faaliyetlerde bulunduğunu öğrendiği bir kuruma küçük bir bağışta bulunmayı düşündüğünü varsayalım. Yapılacak bağış kuruluşun faaliyetlerinde herhangi bir fark yaratmayacak kadar küçük, sadece birkaç dolar olsa bile, bu para söz konusu davranışa bir dereceye kadar suç ortaklığı, hatta belki de bir onay verme anlamına gelecektir. Ahlaki açıdan yapılacak en doğru şey, bu kuruluşu desteklemekten mümkün olduğunca kaçınmaktır.

Üreme konusunda da aynı şekilde düşünebiliriz: Aşırı nüfus artışı çevreyi bozan ve zarara neden olan kolektif bir sorundur, bu nedenle bireyler mümkün olduğunca bu soruna yönelik paylarını azaltmalıdır.

Ahlaki gri bölge

Belki de çocuk sahibi olmak bir istisnayı hak ediyordur. Ebeveynlik genellikle insanların yaşam planlarının önemli bir parçasıdır ve gezegene bir maliyeti olsa bile insanların yaşamlarını çok daha anlamlı kılar. Bazı insanlar üreme özgürlüğünün o kadar önemli olduğuna inanıyor ki hiç kimse kendi ailesinin büyüklüğünü sınırlamak için ahlaki bir baskı hissetmemelidir.

Felsefeci Henry Shue’nun izinden giden etikçiler arasında genel bir uzlaşı noktası, hayati çıkarlara bağlı emisyonlar ile rahatlık ve lükse bağlı emisyonlar arasında ahlaki bir fark olduğudur. 7 Temel insani ihtiyaçlarla bağlantılı emisyonlar genellikle izin verilebilir olarak kabul edilir. Örneğin, başka güvenli veya güvenilir bir ulaşım aracım yoksa, markete gitmek için kendi aracımla karbon salınımı yapmam yanlış değildir. Markete gitmek hayatta kalmam ve refahım için önemlidir. Buna karşılık, sadece eğlence için araba kullanmayı haklı çıkarmak daha güçtür.

Yeniden üretim, bu iki faaliyet arasındaki karmaşık kavramsal alanı işgal eder. Bugün çoğu insan için kendi biyolojik çocuklarına sahip olmak sağlık veya hayatta kalmak için gerekli değildir. Yine de çoğu insan ve onların yaşam planları için anlamsız bir eğlence gezintisinden çok daha önemlidir. Burada söz konusu olan çeşitli ve birbiriyle rekabet halindeki ahlaki hususları dengelemenin bir yolu var mıdır?

Felsefeci Sarah Conly, çiftlerin yalnızca bir biyolojik çocuk sahibi olmalarının kabul edilebilir olduğunu savunmaktadır. Conly’nin pozisyonu büyük ölçüde, çocuk yetiştirmeyle bağlantılı tüm temel çıkarların tek bir çocukla tatmin edilebileceği argümanına dayanmaktadır. Biyoetikçi Travis Reider, belirli bir sayısal sınır olmaksızın küçük bir aileye sahip olmayı savunmaktadır. Etikçi Kalle Grill’in savunduğu gibi, bu görüşlerin hiçbirinin ahlaki hesapları tam olarak doğru yapmaması da mümkündür. 8

Ne olursa olsun, ebeveyn adaylarının üremenin ahlaki boyutları ve bunun yaşam planları açısından önemi üzerinde düşünmeleri gerektiği açıktır.

Bazıları için evlat edinme, yeni bir insan yaratmadan ebeveynliği deneyimlemenin en iyi yolu olabilir. Ebeveyn adaylarının çevre sorunlarının azaltılmasında üzerlerine düşeni yapmaları için başka birçok yol vardır. Örneğin karbon dengelemeleri veya çevre örgütlerine bağışlar, üremeyi sınırlamak için mükemmel alternatifler değildir; ancak birçok ebeveyn adayı için kesinlikle tercih edilebilirler. 9

 


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Trevor Hedberg’in “Children are expensive – not just for parents, but the environment – so how many is too many?” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer Yıldırım

KAYNAKÇA

  1. University of Cambridge. “Climate change and food demand could shrink species’ habitats by almost a quarter by 2100.” ScienceDaily. ScienceDaily, 6 November 2020. www.sciencedaily.com/releases/2020/11/201106093027.htm
  2. Barnosky, A.D., Matzke, N., Tomiya, S., Wogan, G.O.U., Swartz, B., Quental, T.B. ve arkadaşları (2011). Has the Earth’s sixth mass extinction already arrived? Nature, 471 (-), 51-57, https://doi.org/10.1038/nature09678
  3. Wynes, S. ve Nicholas, K.A. (2017). The climate mitigation gap: education and government recommendations miss the most effective individual actions. Environmental Research Letters, 12 (7), 074024, http://dx.doi.org/10.1088/1748-9326/aa7541
  4. Sandberg, J. (2011). “My Emissions Make No Difference” Climate Change and the Argument from Inconsequentialism. Environmental Ethics, 33 (3), 229-248, https://doi.org/10.5840/enviroethics201133326
  5. Murtaugh, P.A. ve Schlax, M.G. (2009). Reproduction and the carbon legacies of individuals. Global Environmental Change, 19 (-), 14-20, https://doi.org/10.1016/j.gloenvcha.2008.10.007
  6. Nolt, J. (2011). How Harmful Are the Average American’s Greenhouse Gas Emissions? Ethics, Policy & Environment, 14 (1), 3-10, https://doi.org/10.1080/21550085.2011.561584
  7. Shue, H. (1993). Subsistence Emissions and Luxury Emissions. Law & Policy, 15 (1), 39-60, https://doi.org/10.1111/j.1467-9930.1993.tb00093.x
  8. Grill, K. (2023). Procreation vs. Consumption Harms and Benefits. Environmental Ethics, 45 (3), 265-286, https://doi.org/10.5840/enviroethics20238860
  9. Baras, D. (2023). Carbon Offsetting. Ethics, Policy & Environment, – (-), 1-18, https://doi.org/10.1080/21550085.2023.2223805
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...