Felsefe hakkında her şey…

Yapılandırmacı Öğrenme Yaklaşımı Nedir?

29.04.2020

Yapılandırmacı yaklaşım, son yıllarda eğitim dünyasını en çok etkileyen yaklaşımlardan biridir. Yapılandırmacılık, öğrenmeye karşı yeni bir bakış olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yeni anlayış da doğal olarak öğrenme-öğretme ortamlarının ve öğretim programlarının bu anlayışa göre yeniden düzenlenmesini gerektirmektedir.

Öğrenmeye ilişkin geleneksel yaklaşımlar pozitivizmin etkisi altında gelişmişlerdir. Pozitivist felsefeye göre bilgi nesneldir, öğrenenin dışında ve ondan bağımsızdır. Öğrenen kişi bilgiyi aktif olarak keşfeder (var olanın keşfedilmesi). Bu anlayışa dayalı eğitim modellerinde, nesnel olan bilgi öğretmenler ve kitaplar aracılığı ile öğrencilere aktarılır. “Davranışçı öğrenme kuramları” ve bilişsel kuramlar içerisinde “bilgi işleme kuramı” bu pozitivist bakışa sahip yaklaşımlardandır.

Yapılandırmacılık, geleneksel öğrenme yaklaşımlarından farklı bir bakış sunmaktadır. Yapılandırmacı yaklaşım temel olarak pragmatik felsefeye dayandırılır. Bu yeni bakış açısına göre, bilgi kişinin yaşantılarından bağımsız değildir. Kişinin bilgisi o kişiye aittir ve ona ait izler taşır. Bu nedenle bilgi nesnel değil, özneldir. Bilgi kişinin kendi deneyimleri, gözlemleri, yorumları ve mantıksal düşünceleri sonucu oluşur.

Bundan dolayı da bilgi, var olanın keşfedilmesi değil; bireyin öznel deneyimleri ışığında yapılandırılması şeklinde oluşur. Diğer bir deyişle, kişi bilgiyi kendisi var eder. Bu yönüyle de herkesin edindiği bilgi kendine özgü nitelikler barındırır. Böylece yapılandırmacı yaklaşım, öğrenmenin nesnel ve öğrenenin dışında gelişen süreçlerden değil, öznel ve tamamen öğrenene bağlı süreçlerden oluştuğu fikri ortaya konmuştur.

İngilizce “constructivism” kelimesinin Türkçe karşılığı olarak “yapılandırmacılık” terimi kullanılır. Bazı kaynaklarda bu kelimenin karşılığı olarak “oluşturmacılık” sözcüğünün de kullanıldığı görülmektedir. Yapılandırmacılık; bir öğrenme terimi olarak bilginin hazır olarak alınmadığını, öğrenen kişinin bilgiyi kendi bilişsel dünyasında “yapılandırdığını”, “inşa ettiğini” ifade eden bir kelimedir. Diğer bir ifade ile öğrenme; kişinin, yaşantılarını anlamlandırma sürecidir.

Yapılandırmacılık bir bilme kuramıdır. Bilgi nedir? Öğrenme nedir? Nesnel bilgi olası mıdır? gibi sorulara cevap arayarak bilginin doğasıyla ilgili bir bilgi felsefesi (epistemoloji) ve bilgi kuramı olarak ortaya çıkmıştır. Yapılandırmacılık temellerini felsefe, sosyoloji, psikoloji ve antropoloji gibi alanlarda çalışmalar yapmış pek çok araştırmacının ortaya koyduğu ortak görüşlerden almıştır. Bugünkü anlamıyla yapılandırmacı anlayış 1800’lerin başına kadar dayandırılmaktadır. Ünlü düşünürler Kant ve Vico’nun bilginin insan zihnine dayalı olduğuna dair görüşlerinin bu konudaki ilk kapsamlı ve net görüşler olduğu kaynaklarda belirtilmekle beraber, bilginin öznelliğine ilişkin görüşlerin ta eski çağlardan beri var olduğu ifade edilmektedir. Yine 13. yy. ’da yaşamış olan Hz. Mevlânâ’nın “ Ne kadar bilirsen bil, anlatabildiklerin karşındakinin anladığı kadardır.” diyerek, öğrenmenin anlatana bağlı değil de dinleyene (öğrenene) bağlı olduğu ve 16. yy. ‘da yaşamış olan Galileo’nun “Kimseye bir şey öğretemezsiniz, sadece (bilgiyi) kendi içinde bulmasına yardımcı olursunuz.” şeklindeki ifadelerinin bugünkü yapılandırmacı mantıkla aynı doğrultuda oldukları görülmektedir.

İtalyan felsefeci Vico’nun “İnsan mantığı sadece kendi kendine yaptığı şeyleri bilebilir.” önermesiyle ortaya koyduğu görüşün, yapılandırmacılığın ilk formülasyonu olduğu belirtilmektedir. Ancak yapılandırmacı görüşün gelişimine günümüze kadar, özellikle son yüz yıl içerisinde pek çok araştırmacı ve filozofun katkısı bulunmaktadır. Bunlar içerisinde en önemli isimler; John Dewey, Jean Piaget, George Alexander Kelly, Lev Semyonovich Vygotsky, Jerome Seymour Bruner ve Ernst von Glasersfeld’dir.

Yapılandırmacılık, bazı kaynaklarda öğretim kuramı olarak alınsa da aslında bir öğrenme kuramıdır. Yapılandırmacı öğrenmeden hareketle ortaya konmuş öğretim yaklaşımları elbette mevcuttur. Bunların ortaya koyduğu temel özellikler şunlardır:

  • Eğitim öğrenci merkezlidir.
  • Öğretmen bilgi sunan değil, öğrenciyle birlikte öğrenen kişidir. Öğretme değil, öğrenme esastır.
  • Bilginin ezberlenmesi değil, bilginin işlenmesi hâkimdir.
  • Düşünebilme ve yaratıcılık temel esastır.
  • Öğrencinin girişimciliği ve özerkliği cesaretlendirilir.
  • Öğrenci bilgiyi sorgulamalıdır.
  • Ana felsefe bilgiyi öğrenme değil, öğrenmeyi öğrenmedir.
  • Öğrenme sürecinin nasıl kurgulanacağı, öğrencinin bilişsel, duyuşsal ve fiziksel kapasitesi ile bağlantılıdır ve doğaçlama olarak biçimlenir.
  • Ne kadar öğrenildiği değil, nasıl ve niçin öğrenildiği önemlidir.
  • Öğrenme-öğretme süreci, öğrencinin yapabileceği ve geliştirebileceği etkinliklerle yürütülür.
  • Öğrenmede yaşantı önemli yer tutar.
  • Yapılandırmacı öğrenme araştırmaya, iş birliğine, problemlere ve projelere dayalı bir süreci gerekli kılar.

Günümüzde bireylerden bilgi üretmeleri beklenmektedir. Bu yeni anlayış; kendisine aktarılan bilgileri aynen kabul eden, ezberleyen, yönlendirilmeyi ve biçimlendirilmeyi bekleyen bireyler değil, bilgiyi yorumlayarak anlamın yaratılması sürecine etkin olarak katılan bireyler yetiştirmeyi gerektirmektedir.

Yapılandırmacı eğitimin en önemli özelliği; öğrenenin bilgiyi yapılandırmasına, oluşturmasına, yorumlamasına ve geliştirmesine fırsat vermesidir. Geleneksel anlayışta bilgiyi öğretmen verir ya da bilgi kitap gibi başka kaynaklardan edinilebilir. Ancak bilgiyi algılamak, bilgiyi yapılandırmak ile aynı anlama gelmez. Yapılandırmacı anlayışta öğrenen, yeni bir bilgi ile karşılaştığında dünyayı tanıma ve açıklama için önceden oluşturduğu kurallarını kullanır veya algıladığı bilgiyi açıklamak için yeni kurallar oluşturur. Diğer deyişle yapılandırmacılık, çevre ile insan beyni arasında güçlü bir bağ kurmaktır. Glasersfeld’e göre yapılandırmacılığın iki temel ilkesi vardır:

  1. Bilgi edilgin olarak alınmaz, bilişe sahip organizma (birey) tarafından inşa edilir, yapılandırılır.
  2. Bilişin fonksiyonu uyumdur, ontolojik gerçeğin keşfine değil; yaşantısal dünyanın örgütlenmesine hizmet eder.

Buna göre yapılandırmacı öğrenmenin temelinde yer alan süreç aşağıdaki şekilde özetlenebilir.

  • Bilgiyi araştırma, yorumlama ve analiz etme.
  • Bilgiyi ve düşündürme sürecini geliştirme.
  • Geçmişteki yaşantılarla yeni yaşantıları bütünleştirme.

Yapılandırmacılıkta kazanılan bilgiler önceki bilgiler ile birlikte inşa edilir. Bu durum yeni öğrenilenler ile önceki bilgiler arasında bir bağ kurma, yeni bilgiyi var olanla bütünleştirme sürecidir. Bu bütünleştirme bilgilerin üst üste yığılması, ezberin artırılması şeklinde değildir. Yeni bilgilerin öncekilerle karşılaştırılarak, benzerlik, farklılık ya da aralarındaki başka ilişkilere dayalı olarak hem yeni bilginin hem de önceki bilginin yeniden anlamlandırılması, bilginin yeniden bir inşası şeklindedir. Bu yapılandırmada önceki bilgiler ve yeni öğrenilenler bir bütün halinde ve birlikte anlam ifade edecek şekilde inşa edilmişlerdir. Böylece kazanılan her bilgi, sonradan kazanılacak her bir bilginin yapılandırılması için de zemin hazırlamış olur.

Ayrıca lütfen bakınız:

Yapılandırmacı Öğrenme Aşamaları

Yapılandırmacı Öğrenmenin Temel İlkeleri Nelerdir?

Kaynak: ATA-AÖF, EĞİTİM PSİKOLOJİSİ, Yrd. Doç. Dr. İsmail AY

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...