Felsefe hakkında her şey…

Nicholas Rescher

17.03.2024
72
Nicholas Rescher

Nicholas Rescher çağdaş pragmatizm anlayışının önemli temsilcilerinden biridir. Bununla birlikte çoğu analitik düşünürün aksine kendisini sistematik bir filozof olarak kabul ettirmeyi başarmıştır.

Nicholas Rescher, Avrupa kıta idealizmi ile Amerikan pragmatizminin unsurlarını birleştiren bir “pragmatik idealizm sistemi inşa etmiştir. Rescher’in çalışmalarının en belirgin özelliklerinden biri, çeşitli biçimleriyle mantık, epistemoloji, bilim felsefesi, metafizik, süreç felsefesi, etik ve siyaset felsefesi de dahil olmak üzere ele aldığı konuların genişliğidir.

Yaklaşık 400 makale ve 100 kitap yazmış bulunan Nicholas Rescher bu üreticiliği ile de özellikle dikkat çekmektedir.

Nicholas Rescher‘in pragmatik idealizm sisteminde, insan zihninin etkinliği kilit bir rol oynar ve bilgi için temel bir önem taşır; “geçerli” bilgi de pratik başarıya katkıda bulunur. Rescher ayrıca, klasik idealizmin savunduğundan önemli ölçüde farklı bir şekilde, doğruluğun tutarlılık teorisini savunur.

Sol pragmatizm ile sağ pragmatizm arasında özgün bir ayrım yapan Rescher’e göre ilki, büyük ölçüde geliştirilmiş bir bilişsel göreceliliği benimseyen esnek bir pragmatizm türüdür. İkincisi ise pragmatist girişimi bilişsel güvence kaynağı olarak görür. Rescher; Charles S. Peirce, Clarence I. Lewis ve kendisini sağ pragmatizmin; William James, F. S. C. Schiller ve Richard Rorty’yi sol pragmatizmin temsilcileri olarak görmekte, John Dewey’i ise yolun ortasında bir konuma yerleştirmektedir.

Rescher, bilim felsefesinde, her türlü araçsalcılığa ve birçok postmodern yazara karşı, doğa biliminin teorik varlıklarının gerçek varoluşuna yönelik akla yatkın bir bağlılığı geçerli kılabileceğini iddia eder. Bilimsel kavramlar dünyada gerçekten var olanı hedefler, ancak bunu kusurlu bir şekilde ve “hedefin çok uzağında” yapar. Elde edebileceğimiz şey, en fazla, bilimsel fikirlerimiz ile gerçekliğin kendisi arasında var olan kaba bir uyumdur.

Nicholas Rescher, ahlaki kuralların sıklıkla bir toplumun geleneklerinin bir parçası olduğunu kabul eder; ancak ahlakın geleneklere uymaktan ya da faydayı maksimize etmekten ibaret olduğunu reddeder.

Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...