Felsefe hakkında her şey…

Fransız Aydınlaması

11.05.2020

Fransız aydınlanması İngiliz kaynaklıdır. Voltaire ve Montesquieu, her ikisi de İngiliz felsefesini Fransa’ya getirmişlerdir.

Voltaire ve Montesquieu fikirleri ile Fransa’ya İngiliz deizmini, İngiliz Locke felsefesini ve tolerans düşüncesini aşılamaktadır. Voltaire’nin İngiltere üzerine mektupları bulunmaktadır. Aslında Fransa, aydınlanma fikrini İngiltere’den ithal etmektedir, tabii ki ithal olan her şeyde olduğu gibi ithal edilen aydınlanma fikrinde de bir radikalleşme söz konusu olmuştur.

Fransa’nın kendine özgü ve politik-sosyal koşulları zaten radikalleşmeye eğilimli bir yapı içeresindedir. Fransa, Victor Hugo’nun ‘Sefiller’ eserinde bahsetmiş olduğu yaşantıyı yaşayan bir ülkedir. Yoksulluk içinde yaşayan bir alt tabakanın yanı sıra bir de büyük bir refahın yaşandığı üst bir tabaka bulunmaktadır.

Monarşi ve dinsel otoritenin ciddi bir baskısının bulunduğu bu dönemde filozofların radikalleşmesi gerekmektedir. Dolayısıyla Fransa’da politik ve materyalist kimlikli bütün filozoflar radikalleşmekte ve otoriteye karşı çok ciddi ve köklü saldırılar ortaya çıkmaktadır. Bu, sadece Fransa’ya has bir durumdur, ne İngiltere’de ne de Almanya’da böyle bir olay yaşanmamaktadır.

İngiltere’de önemli bir isim olan John Toland’dan biraz bahsedelim. Toland’ın, İngiltere’de önemli bir etkisi bulunmaktadır. John Locke ve Toland her ikisi de hoşgörüyü, toleransı savunan filozoflardır. Montesquie ve özellikle Voltaire bu iki düşünürün fikirlerini Fransa’ya taşımış ve ülkede etkili olmalarını sağlamıştır. Deist bir filozof olan John Toland’ın ‘Panteistikon’ adlı bir eseri bulunmaktadır.

Toland, düşüncelerini şu şekilde dile getirmektedir; “Felsefenin değişmesi için en önemli şey toleranstır, hoşgörüdür. İngiltere’ye yakışan şey toleransın geçerli olması ve dine hakaret etmediğimiz sürece dine aykırı her tür düşünceyi savunabilmemizdir.” Kendisi deist olan John Toland’a göre Tanrı evreni yaratır ama onu kendi kanuna göre işlemek üzere kendi başına bırakır.

Deistler, dini daha çok hurafeler olarak yorumlamaya eğilimli kişilerdir. Toland’da da bu düşünce hâkimdir. Oysa teistler; teiste Teos’tan geliyor Yunanca, deist’te Deus’tan geliyor, ikisi de tanrı demektir. İkisi de tanrıyı kabul etmektedir ama teistler canlı ve kişiliği olan bir tanrıyı kabul etmektedirler. Bu tanrı sürekli her şeye müdahâle etmekte ve her şeyi yönetmektedir.

John Toland, Hristiyanlığın bütün gizemlerden arındırılması gerektiğini savunmaktadır, yani dönülecek olan dinin, din adamlarının bir “free thinker” özgür düşünürler topluluğu olması gerektiğini söylemekte ve Locke’la beraber toleransı savunmaktadır. John Locke için vahiy, akıl üstü bir şeydir ve Toland’la beraber vahiy, dinâ inancın temeli olmaktan çıkmaya başlamıştır. Bundan sonra dinî inancın temeli akıl olmaya başlamakta ve akılla inanç arasında uzlaşma sağlanmaktadır. İşte bu deizm Voltaire’nin alıp Fransa’ya getirdiği düşüncedir.

Konu Başlıkları

Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...