Felsefe hakkında her şey…

Post-Kolonyalizm

19.12.2022
Post-Kolonyalizm

Post-kolonyalizm kolonileştirme uygulamalarının bir sonraki aşaması değil, fakat kolonileştirme uygulamalarının işlediği süreçleri ve bu süreçlerin sonuçlarını, bir diğer deyişle kolonileştirilmiş insan gruplarının kaynaklarının zorla ele geçirilip zenginliklerinin ve birikimlerinin sömürülmesi sürecinde ve neticesinde ortaya çıkmış sosyal ve kültürel olgular ile bu olguların beraberinde getirdiği çok çeşitli sosyal, ekonomik ve siyasal ilişki biçimlerini araştıran ve tartışan bir sosyal bilim kuramıdır.

Günümüzde kültürel çalışmaların en önemli kollarından biri olarak kabul edilen Post-kolonyal çalışmaların çıkış noktasının edebî ve kültürel çalışmalar olduğu “ve bu alanlardaki Batı-dışı literatürlerin marjinalleşmesini aşmak için bir hareket olarak” başladığı savunulmaktadır (Chibber, 2016: 13).

Her ne kadar çok karmaşık ve tartışmalı bir düşünce ve uygulama alanı olması bakımından üzerinde uzlaşılmış bir tanımı olmasa da (Hammer, 2007: 576) post-kolonyalizm, sömürgeciliğin tarihsel kökenlerini, oluşumunu, gelişimini ve sonuçlarını sosyal, kültürel, ekonomik, siyasal, sanatsal ve edebiyat metinleri üzerinden inceleyen eleştirel söylemin disiplinerarası bir alanıdır. Bu noktada, literatürde kolonyalizm’in bir eleştirisi olarak da okunan post-kolonyal çalışmaların yükselişinin sıklıkla geleneksel tarzdaki sınıf analizinin düşüşe geçmesi ve Marksizm’in yerini alması ile ilişkilendirildiğini de belirtmek gerekir (Chibber, 2016: 10).

Post-kolonyal teori bir zamanlar kolonileştirilmiş olmanın sonuçlarını ya da güncel yansımalarını, baskın anlatı, söylem ve ifadeleri eleştirel bir gözle ele alarak ve kolonileştirilmiş ülke insanlarının bakış açılarına ve tarihlerine odaklanarak tartışan, sosyologların ve antropologların sıklıkla referans verdiği ve yöntembilim olarak kullandığı bir sosyal bilim alanıdır.

Kendi içerisinde birçok farklı bakış açısını ve kuramsal tartışmayı/araştırmayı barındıran post-kolonyal teori daha çok iki araştırma ve tartışma alanı üzerinden ilerlemektedir. Bunlardan birincisi, kolonileştirici güçlerin kolonileştirdikleri (ya da kolonileştirmeyi amaçladıkları) ülke ve insanları nasıl tanımladıkları ve bu tanımlamaların farklı biçimler alan kolonileştirme çaba ve uygulamalarına sağladığı bilgisel ve ahlaki zemine eleştirel bir gözle yaklaşan çalışmalardır. İkincisi ise Keşifler Çağı’nda ve onu takip eden süreç içerisinde kolonileştirilmiş olan ulusların, bir zamanlar kolonileştirilmiş olmalarının sosyal ve kültürel alanda doğurduğu güncel sonuçlar ve bu sonuçların dile, sanata, siyasete, uluslararası ilişkilere, edebiyata ve ekonomik hayata aksettirdiği eşitsiz ilişki biçimlerini eleştirel bir gözle inceleyen çalışmalar olarak işaret edilebilir. Bu açıdan medya, edebiyat, mimari, sanat, sinema, hukuk, kültür ve benzeri pek çok alanda post-kolonyal çalışmaların örneklerini görmek mümkündür.

Daha çok Marksizmin ve devamında da Feminist düşünce akımlarının şekillendirdiği post-kolonyal teorinin öne çıkan önemli temsilcileri arasında Fransız sömürgesi Martinik doğumlu siyahi Marksist düşünür Frantz Fanon (1925 – 1961), Filistin asıllı Amerikalı eleştirel sosyal bilimci ve siyasal aktivist Edward Said (1935 – 2003) ve Hindistan asıllı edebiyat kuramcısı ve feminist eleştirmen Gayatri Chakravorty Spivak (1942 – ..) ile yine Hindistan asıllı edebiyat ve kültür kuramcısı Homi K. Bhabha (1949-…) yer almaktadır.

Postkolonyal teorinin söz konusu bu önemli temsilcilerinin çalışmalarında özellikle Batı ile Doğu toplumları arasındaki sömürü ilişkileri eleştirel olarak ele alınmakta, popüler kültür çalışmaları bağlamında kültürel emperyalizmi ve sömürge karşıtı bilinç oluşumu (çok kültürlülük, üçüncü dünyacılık, siyah feminizm) üzerinde önemle durulmaktadır.

Kaynak: SOSYOLOJİDE YAKIN DÖNEM GELİŞMELER, s. 181-182, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3852 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2659

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...