Felsefe hakkında her şey…

Oksidentalizm (Garbiyatçılık)

19.12.2022
Oksidentalizm (Garbiyatçılık)

Oksidentalizm Doğu’nun kendi çıkarları doğrultusunda Batı’yı inceleme ve bir nefsi müdafaa yöntemi olarak tanımlanırken aynı zamanda onu Batı düşmanlığı olarak tanımlayan kaynaklar da mevcuttur. Oksidentalizm ayrıca “nasıl daha iyi Batılı/modern olunur?” sorusunun cevabını verebilecek bir söylem ve/veya bilim olarak da vurgulanır (Metin, 2011: 94; Metin, 2013).

Kökü, Batı anlamındaki “Occident” kelimesinden gelen ve Türkçede Garbiyatçılık, Batıcılık/Garpçılık, Batıbilimi/Garpbilimi olarak anılan Oksidentalizm uzun bir geçmişe sahip olan Oryantalizm’e kıyasla daha kısa bir tarihsel geçmişe sahiptir.

Buna göre en önemli temsilcisi Hasan Hanefi olduğu öne sürülen birinci görüş Oksidentalizmi, hem bir düşünce tarzı, hem bir karşı söylem hem de Doğu’nun meşru müdafaasını ifade eden oluşum hâlinde bir bilim/disiplin ve de Batının Oryantalizm aracılığı ile Doğu üzerinde kurduğu hegemonyayı ortadan kaldırmaya yönelik bir özgürleşme hareketi olarak tanımlar (Metin, 2011: 94; Metin, 2013).

Ian Buruma ve Avishai Margalit ile özdeşleştirilen ikinci görüş tarafından ise Oksidentalizmin bir tür Batı karşıtlığı/düşmanlığı, “Batı’nın düşmanlarınca insanlık dışı resmedilmesi” şeklinde tanımlandığı savunulmaktadır (Metin, 2011: 102). Üçüncü görüşle ilgiliyse yeterince bilgi mevcut olmadığı belirtilmektedir (Metin, 2011: 94; Metin, 2013).

Bununla birlikte literatürde yaygın olarak kullanılan tanımıyla Oksidentalizm, Oryantalizmin tersi, yani Batı’nın Doğu algısı yerine Doğu’nun Batı algısı olarak bilinmektedir. Bu bakımdan da tersine dönmüş olan bu algının da bünyesinde, Oryantalizmin taşıdığı çeşitli görüşlere benzer karşıt görüşleri göreceli olarak taşıdığı görülmektedir. Bu noktada, Oryantalizm ile Oksidentalizmin ikili bir diyalektik süreç olarak işlediği, dahası “karşı çıkılan Doğu’ya dönük oryantalist sürecin Oksidentalist süreçle at başı” gittiği ve kimlik inşasında “bu ikisinin birbirinin kurucu dışarısı olarak işlev” gördüğü belirtilmektedir (Kahraman, 2002: 155). Böylelikle Oryantalizmde karşı çıkılan muhayyel, yanlış ve önyargılı Doğu temsilinin kendisini Oksidentalizmde muhayyel (hayalî) bir Batı temsili şeklinde yeniden ürettiği, Oryantalizmin Doğu’yu sabit ve değişmez bir özcülükle tanımlaması gibi Oksidentalizmin de Batı’yı benzer bir özcülükle tanımladığı görülmektedir.

Bu bağlamda, Oryantalizmin tersi anlamında Oksidentalizm, görece hem Doğu’nun kendi algısıyla Batı’yı nasıl gördüğü ve inşa ettiği ile ilgili bir tanımlama, hem de Doğunun kendi kavramlarıyla inşa ettiği bir tür Batı karşıtlığı veya anti-Batıcılık olarak gelişmiştir. Oksidentalizm özellikle, Oryantalizmin fikirlerini, hiyerarşisini ve de “öteki”sini, dahası Batı kültürünün ikili karşıtlıklarını tersine çevirme gayretinde olan bir karşı söylem ve de bir misilleme stratejisi olarak değerlendirilmektedir. Bu noktada Oksidentalizm, Batı’ya ilişkin her şeyi reddeden ve modernizasyon mirasını her şeyiyle reddeden eleştirel kuramın anti- modernist bir boyutu olarak da tanımlanmaktadır (Turner, 2002: 24). Her ne kadar Edward Said (1998: 443) Oryantalizmin cevabının hiçbir zaman Batıcılık olmadığını belirtse de, Doğu’nun Batı’ya cevabının Oryantalizmi ters çevirme işlemi üzerinden Oksidentalizm olduğu bilinmektedir. Ancak bu ters çevirme ve karşıtlık yoluyla tanımlama sürecinin biçimsel boyutu dışında politik bir boyutu da olduğu ve kendi ötekisini inşa sürecini etkileme ve düzenleme kapasitesi bakımından Batı’nın politik gücü sayesinde öteki ile ilgili imgeleri istediği gibi kurmakta göreceli olarak daha özgür olduğu vurgulanmaktadır. Konuyla ilgili başka çalışmalarda da söz konusu bu ters çevirme işleminin “bir bilme ve yönetme aygıtı olarak “şarkiyatçılık” karşısında kolaylıkla gerçekleşmediği, ayrıca oksidentalizmin siyasal aşırılıklara dönüşebilme ihtimalini de her zaman içinde taşıdığı belirtilmektedir (Mutman, 2002a: 196; Mutman, 2002b: 114; Yıldırım 2002: 144).

Bu noktada Oksidentalizmin söz konusu tersine çevirme işlemi, Oryantalizmde mevcut olan ötekileştirme, kutuplaşma, tektipleştirme ve ırkçı söylemlerin pekiştirilerek bu sefer tersine çevrilmiş olarak yeniden kurgulanarak üretilmelerine neden olabilmektedir. Bu biçimiyle oksidentalizm, Batı’yı Nazi soykırımı, Kızılderililerin katliamı vb. üzerinden kendi tarihindeki barbarlıkla yüzleşmeye çağırır. Haçlı seferleri, Roma istilası, Bizans entrikaları, kölelik vb. tarihsel olgulara dayanarak barbarlığın Batı’da bir gelenek olduğunu vurgular. Batı’da ortaya çıkan kapitalizm, modernizm, sekülarizm (laiklik), liberalizm, Marksizm, hümanizm vb. modern ideolojilerin çoğunu eleştirir ve mesafeli yaklaşır. Batı’yı çıkara/menfaata dayalı ilişkilerin hâkim olduğu bir sistem olarak özselleştirir ve ahlaki değerlerini yoz, bozuk, materyalist, metalaşmış, yabancılaşmış ve çarpık olarak değerlendirir. Bu açıdan Oksidentalizm, Batıyı her türlü kötülüğün ve felaketin nedeni olarak gösterme çabalarının tümüne verilen bir ad olarak da tanımlanabilmektedir.

Oksidentalizmin Doğu’ya, yani kendine bakışına göre ise medeniyet Doğu’dan (Mısır, Babil, Mezopotamya, Orta Asya-Semerkant, İran-İsfahan, Çin, vs.) başlamıştır. Uygarlık tarihinde Doğu’nun katkısı büyüktür, dahası uygarlık tarihi Doğu’ya bağımlı kalmıştır. Farabi, Gazali, İbn-i Sina, İbni Rüşd, İbn-i Haldun, Yunus Emre, Mevlana, Ali Kuşçu, El Biruni vs. Doğu’nun büyük İslam filozoflarının, düşünürlerinin uygarlık tarihine katkısı olağan üstüdür. Bu noktada örneğin sosyolojide Marx, Weber ve Durkheim’ın aksine İbn-i Haldun’un aslında tüm sosyal bilimlerin kurucu babası olduğunu ispatlamaya yönelik bitmek bilmeyen girişimler olduğu bilinmektedir (Turner, 2003: 7). Oksidentalist söyleme göre, Doğu kadim topraklardır ve tek tanrılı dinlerin anavatanıdır. Oksidentalist perspektiften Batının metalaşmış ilişkilerinin aksine Doğu, ulvi ahlaki değerleri, adaleti, hakkaniyeti ve doğruluğu temsil etmektedir.

Kaynak: SOSYOLOJİDE YAKIN DÖNEM GELİŞMELER, s. 208-210, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3852 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2659

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...