Laiklik nedir?
Laiklik en genel anlamıyla din ve devlet işlerinin ayrılması olarak ifade edilse de içeriğinde türü felsefi çağrışımların yanında hukuki bir ilke olarak yasama faaliyetlerinde kutsal metinlerin kaynak olarak alınmamasını da dile getiren siyasal bir ilkedir.
Laiklik (laïcisme) teriminin ilk kez 16. yüzyılda İngiltere’de, papaz olmayanların da kiliselerin yönetiminde rol alabileceklerini savunan düşünce akımını ifade etmek üzere kullanıldığı görülmektedir. Fransa’da 1870 yıllarından itibaren kullanılmaya başlanan laiklik kavramı, Yunancadaki laikos kelimesinden türetilmiş olup halktan olan yani ruhban sınıfına mensup olmayan anlamına gelmektedir. İngilizcede ise laiklik kavramıma karşılık olarak Latince saeculum kelimesinden gelen sekülerizm (secularism) ve dünyevi anlamına gelen seküler (secular) kavramları mevcuttur.
Kavram, Batı dillerindeki “laique” (laik) kelimesi şekline dönüşmüş ve buradan da ruhbanlığa, kilise teşkilatına ve dinî alana ait olmayan anlamında Türkçeye “laik” olarak geçmiştir. Laiklik kavramı Türkçeye Fransızcadan geçtiği için Fransız siyasi düşüncesi, Türkiye’deki laiklik anlayışı ve uygulamasını etkilemiştir.
Siyasi anlamda laiklik, devletin dinler karşısında mutlak tarafsızlığı anlamında kullanılmaktadır. Bu manada laiklik “devletin siyasi varlığı üzerinde dinsel inançların söz konusu olmaması; onun bütün din ve mezhepler karşısında tarafsız tavır alması, vicdan ve inanç özgürlüğüne saygı göstermesi şeklinde anlaşılacaktır.” (Gürsoy, 2003: 61)
Din ve devlet ilişkilerini düzenleyen siyasi bir anlayış ve hukuki bir ilke olarak yorumlandığında, laikliliğin, yaygın ve belirgin özellikleri olarak şunları saymak mümkündür:
Laiklik,
- Devlet yönetiminin dinî esaslara dayanmaması,
- Yasaların dinî kaynaklar esas alınarak çıkarılmaması,
- Devletin dinler ve dinî gruplar arasında ayırım yapmaması,
- Devletin bütün inanç gruplarına eşit mesafede bulunması,
- Devletin bireylerin din ve vicdan özgürlüğünü koruması ilkelerini içerir.
Bu bağlamda laiklik, siyasi bir bakış ve din-devlet işlerini düzenleyen hukuki ilke ve düzenlemeye işaret eder.
İLGİLİ KONULAR:
Kaynak: DİN SOSYOLOJİSİ, s. 86-88, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2061 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1095