Mead’in Entelektüel Biyografisi
George Herbert Mead 1863’te Massachusetts, South Hadley’de dünyaya geldi. Babası oldukça eski bir Püriten çiftçiler ve din adamları soyundan gelen bir papazdı.
Daha sonra Mount Holyoke Koleji’nin başkanı olacak annesi, kocasıyla benzer bir kökenden, ancak daha ziyade dinsel değil entelektüel bir eğilimden geliyordu. 1870’de aile, Mead’in babasının Oberlin Koleji’ne usta vaiz olarak atandığı Ohio’ya taşındı. Mead’in babası 1871’de ölünce annesi evlerini satarak kiralık bir eve taşınmak zorunda kaldı. Annesi evi geçindirmek için kolejde ders vermeye başladı, Herbert da Oberlin’deki okul masraflarını çıkarabilmek için garsonluk yaptı.
1883’te Oberlin’den felsefe diploması aldı, ancak sonraki dört yılı amaçsızca geçirdi. Bir süre dersler veren Mead, çoğunlukla özel öğretmenlik yaptı ve North West’te bir demiryolu yapımında gözetmen olarak çalıştı. Ancak bu dönemde sürekli okudu.
1887’de Harvard’a yazılmaya ve felsefe eğitimini geliştirmeye karar verdi. Burada, birçok farklı düşünceyle tanıştı. Charles Darwin’in kitabı, Mead’i babasının etkisinden uzaklaştırdı; ancak daha önemlisi, Darwin’in çalışmasının özü, onun felsefesi ve sosyolojisi üzerinde büyük bir etki yaptı. Ayrıca faydacı yaklaşımı araştırdı ve özellikle kendi teorisini dolaylı olarak etkileyen Adam Smith’i okudu. Bu dönemde Mead en fazla, doğrudan bağlantılı olduğu William James’in pragmatik felsefesinden etkilendi.
Mead, bu dönemde yaygın âdet üzere, lisansüstü eğitiminin ikinci yılında Almanya’ya (Leipzig) gitti. Burada, Wilhelm Wundt’un laboratuvar çalışmasını yakından tanıma fırsatı buldu. Wundt’un psikolojik deneyleri ve teorik çalışmaları Mead’in felsefi ilgilerinin sosyal psikolojiye kaymasında etkili oldu. Mead 1889’da Berlin’e geçti ve burada George Simmel’in derslerine katıldı. Böylece etkileşimin dinamiklerinde statü konumları ve rollerin öneminini keşfetti.
Mead 1891’de evlendi ve Michigan Üniversitesi’nde felsefe okutmanı olarak göreve başladı. Burada, teorik sentezine kritik önemde kavramlar sağlayan Charles Horton Cooley ve John Dewey’le tanıştı. Ancak Mead burada uzun süre kalmadı, zira 1894’te arkadaşı ve meslektaşı John Dewey’in ardından yeni fakat gelecek vaat eden bir kurum olan Chicago Üniversitesi’ne geçti. Mead 1931’de ölünceye kadar burada kaldı.
Mead Chicago’da, Dewey’in karizmasının gölgesinde kaldı. Daha önemlisi, yazma ve yayın konusunda büyük güçlükler yaşadı. Bu nedenledir ki Mead’in çalışmalarının çoğu öğrencilerinin ders notlarından derlenmiştir.
Bu dersler Chicago’daki öğrenciler arasında büyük bir etkiye sahipti. Mead’in önemli hatta devrim niteliğinde şeyler söylediğini düşünen öğrencileri, onun ders notlarını kelimesi kelimesine kayıt altına aldı. Bununla beraber Mead, gerçekte -toplumsal etkileşim hakkında sonraki tüm teorik girişimlere kavramsal bir temel sunan- büyük bir teorik sentezi başardığının asla farkında olmadı. Gerçekte o, aslında yerel sosyal reform girişimlerine büyük ölçüde aktif olarak katılsa da kendini ılımlı bir aydın olarak görmekteydi. Fakat sonraki bölümde ayrıntılı olarak göstereceğimiz gibi, onun mütevazılığı yanlış anlaşılmıştır. Mead, sosyolojik teorinin devlerinden biri olarak tarihteki yerini almıştır.
Mead’in teorisinin ayrıntılarını açıklamadan önce, çalışması üzerindeki diğer etkileri incelemek yerinde olacaktır. Özellikle ilk olarak Mead’in düşüncesini biçimlendiren faydacılık, pragmatizm, davranışçılık ve Darvinizm gibi farklı düşünce okullarını ele alacak, ardından onun düşüncelerini biçimlendiren temel şahsiyetlere geçecek ve Wundt, James, Cooley ve Dewey gibi bilim adamlarından ödünç aldığı kavramları inceleyeceğiz.