Skolastik Felsefenin Erken Dönemi
Batı Roma İmparatorluğunun çöküşünün getirdiği kültürel yıkımdan çıkış dönemine rastlar. Yeni bir toplumsal düzenleme ve kültürel canlanma evresinde, felsefe alanında skolastik görülür.
İlk skolastik düşünür olarak Johannes Scottus’u (810-887) belirtmek gerekir. Çevirileriyle ve dersleriyle Orta Çağ düşüncesine mistisizmi getirmiştir. Platon’un idea kuramına benzeyen bir kavram realizmini kullanmıştır, bir tür Yeni-Plantonculuğun geliştiricisi olmuştur. Tanrı’nın gerçekte varlığının bilinemez olduğunu öne sürmüştür, Tanrı ancak kısmen simgeler aracılığıyla bilinebilir. Simgeler ise Tanrı’nın kendisi değildir.
Bu ilk döneminde yer alsa da bütün skolastik felsefenin en etkili düşünürlerinden sayılan Anselmus, anılması gereken bir başka isimdir (1033-1108). Anselmus özellikle Augustinus’un açtığı yolda ilerlemiş, onun “Anlamak için inanıyorum” sözüne açık ve kesin bir içerik kazandırmış, inancın en yüksek mistik varsayımlarını akıl ile temellendirmeye çalışmıştır. Bütün var olan şeyler, mutlak bir var olan tarafından temellendirilir; aynı şekilde bütün iyi’ler de mutlak iyi ile temellendirilir. Burada açıkça kavramsal realizmde olduğu türden, yani tümel kavramları gerçek varlıklardan sayan bir çıkarsamayla tanrının varlığını kanıtlama yoluna gidilmektedir. Anselmus asıl ününü ontolojik kanıtlama ile sağlamıştır. Buna göre Tanrı, tanımı gereği en yetkin iyi ise, bu en yetkin iyi olanın var olmaması mantıksal bir çelişkidir, dolayısıyla Tanrı’nın var olması çelişmezlik ilkesi gereği zorunludur.
Roscelinus (1050-1125) Orta Çağ felsefesinde nominalizmin kurucusudur. Kavram realizminin karşıtı olarak nominalizm, tümellerin kendinde varlıklar olduklarını kabul etmez, onlar insanın nesnelerin ortak yönlerinden hareketle dile getirdikleri isimlerden ibarettir. Roscelinus, gerçekte varolan şeylerin tikel nesneler olduğunu belirtir.
Skolastik boyunca bu iki eğilim arasında sürüp gidecek olan bir tartışma söz konusu olacaktır; nominalizm skolastiğin çözülüşünü getiren yönelimdir. Bu tartışma felsefe tarihinde Tümeller Üzerine Tartışma olarak geçecektir.[Felsefe Tarihi, Macit Gökberk, Remzi Kitabevi, sayfa;163]
Petrus Abaelardus, skolastik felsefenin önemli isimlerinden bir başkası olarak, Roscelinus’un öğrencisidir, ancak tümeller tartışmasında daha ortalamacı bir yol izlemiştir. Bu yönde ortaya koyduğu zengin tartışmalarla, zamanının en etkili filozoflarından biri olmuştur.