John Anderson (filozof)
John Anderson 1893 yılında İskoçya’nın Glasgow kentinin yirmi mil güneybatısındaki küçük Stonehouse kasabasında dünyaya geldi. Önce babasının müdürlük yaptığı yerel okula devam etti, ardından 1907’de Hamilton Akademisi‘ne kaydoldu. 1911’de All Scotland adlı burs yarışmasında birinci oldu ve bu sayede 1911’den 1917’ye kadar Glasgow Üniversitesinde öğrenim gördü. Bu süre zarfında çeşitli ödüller kazandı ve 1917 yılında felsefe alanında yüksek lisans derecesi ile mezun oldu.
1917’den 1922’ye kadar Glasgow Üniversitesi ve Galler Üniversitesinin felsefe bölümlerinde çalıştıktan sonra 1922’den 1926’ya kadar Shaw Bursu ile Edinburgh Üniversitesinde görev yaptı. 1927’de Sydney Üniversitesine felsefe profesörü olarak atandı ve 1938’de İngiltere ve Amerika’da geçirdiği bir izin yılı dışında, 1958’de emekli olana kadar burada kaldı.
1962’de 69 yaşında Sidney’de öldü.
John Anderson’un felsefesi
İskoç kökenli Avustralyalı filozof John Anderson, realizm akımının önemli bir temsilcisidir. Aralarında John Passmore, J.L. Mackie ve D.M. Armstrong’un da bulunduğu önemli bir düşünürler grubu üzerinde ciddi ve kalıcı bir etki bırakmıştır. Bu kişiler, John Anderson’ın felsefi anlayışının nesnel iyilik teorisinin savunulması, mutlak ahlak ya da zorunluluk teorisinin reddi ve nedensellik gibi metafizik sorulara mantıksal olarak tutarlı yaklaşımlar geliştirme gibi bazı temel özelliklerini yorumlamış ve geliştirmişlerdir.
Bu etkinin önemi, öncelikle John Anderson‘un sistematik felsefe anlayışının mantık, etik ve estetiğin realist bir yorumunu sunmasından kaynaklanıyordu. Bu alışılmadık bir durumdu; çünkü bu anlayış, felsefede analitik yöntemin hâkim olduğu bir yüzyılda ortaya çıkmıştı. Anderson’un sistematik felsefe anlayışı, felsefenin geleneksel konularının Platonculuk ve idealizm ile olan ilişkilerinden sıyrılarak eklektik bir yorumunu sunmaya çalışmaktaydı.
Dolayısıyla John Anderson, üç farklı unsurdan oluşan öğreti niteliğinde bir metafizik anlayışı geliştirmiştir: 1. Şeylerin doğrudan deneyimlenmesi olarak realist epistemoloji, 2. sahip oldukları ilişkilerden bağımsız olarak varolan nesnelerin durumları anlamında ampirik ontoloji ve 3. terimler ile önermelerin her zaman varolan nesnelere ya da durumlara gönderme yaptığı anlamında mantıksal pozitivizm teorisi.
Anderson ayrıca, ‘iyi’ ve ‘güzel’in asla sahip oldukları ilişkiler bakımından (değer verilmek, itaat edilmek, peşinden koşulmak, ‘ifade edilmek’ vb) var olamayacakları ve doğal insan faaliyetlerinin nitelikleri olmaları gerektiği şeklindeki etik ve estetik teorisini de geliştirmiştir.
John Anderson‘ın ontolojisinin en tartışmalı yönlerinden biri onun uzay-zaman üzerine yaptığı mantıksal analiz ve bunun uzay-zamanın doğası hakkındaki fizikalist varsayımları çürütmesidir. Kısaca söylemek gerekirse Einstein’ın anladığı anlamda uzay-zamanın bir başlangıcı ya da sınırı olamaz; çünkü bu sınırın ya da başlangıcın ötesinde her zaman daha fazla uzay-zaman olmalıdır.
Bu varoluş görüşüyle bağlantılı olarak onun kategoriler teorisi ortaya çıkmıştır. Samuel Alexander’ın fikirlerini geliştiren Anderson, her şey için evrensel olan on üç kategori olduğunu ileri sürmüştür.
Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım