Felsefe hakkında her şey…

Dağıtıcı adalet: Kaynaklar nasıl bölüşülmelidir?

20.07.2021
2.019
Dağıtıcı adalet: Kaynaklar nasıl bölüşülmelidir?

Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Dick Timmer* ve Tim Meijers’in** “Distributive Justice: How Should Resources be Allocated?” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Biz bu makaleyi kaleme alırken Amazon’un CEO’su Jeff Bezos 188 milyar dolarlık bir servete sahipti (Bkz: Forbes, Jeff Bezos). Bu, Bezos’un bir önceki günkü servetinden yaklaşık 1 milyar dolar daha fazla. Ve 1 milyar dolar, Hz. İsa’nın öldüğü günden beri her gün 1000 dolar para kazansanız bile elde edemeyeceğiniz bir servet.

Bu arada, dünya çapında yüz milyonlarca insan şiddetli bir yoksulluk içinde yaşıyor. Oxfam’ın verilerine göre dünya genelinde sayısı 2000’i aşan dolar milyarderleri, dünya nüfusunun %60’ının sahip olduğu servetten daha fazla bir servete sahip (Bkz: Oxfam’ın ilgili verisi). Ve şiddetli yoksulluk birçok insana sadece bir hastane faturası ya da başarısız bir hasat kadar uzakta.

Bu durum, servetin ve ekonomik kaynakların dünya genelindeki dağılımına açık bir örnektir. Bu örnekleri gelir dağılımının yanında eğitim, sağlık ve barınma gibi alanlarda da vermek mümkündür.

Eğitim, sağlık ve barınma gibi ihtiyaçların adil dağıtımı da son derece önemlidir. Çünkü bütün bunlar insanların ve dolayısıyla toplumların refahına katkıda bulunan unsurlardır. Bütün bu değerli ihtiyaçları karşılayacak kaynaklar ise kıttır.

Peki toplumsal esenliğe katkıda bulunan bu ihtiyaçların giderilmesi için gereken bu kıt kaynaklar nasıl dağıtılmalıdır? İşte biz bu soruna, “dağıtıcı adalet sorunu” diyoruz. Şimdi de bu soruna dönük ortaya konulan çözüm önerilerini ele alacağız.

EŞİTLİK

Önerilerden birisi, herkesin aşağı yukarı eşit seviyede bir refah düzeyine ulaşabileceği kadar mala sahip olmasının gerekli olduğu fikridir. Bu fikre eşitlikçilik denir.

money, para, birikim, kumbara

Eşitlikçi anlayış gayet makul görünebilir. Çünkü insanlar ahlaken birbirine eşittir. Bu nedenle de bütün insanlar eşit düzeyde refaha sahip olmalıdırlar.

Eşitlik her zaman tam olarak eşit miktarda mala sahip olmak anlamına gelmez. Bu durumda bireylerle ilgili belli bazı gerçekleri de dikkate almamız gerekir. Örneğin, fiziksel engelli bireylerin, yaşam standartlarını yükseltmek için herhangi bir fiziksel engeli bulunmayan bireylere göre daha fazla paraya ihtiyaçları vardır.

Bu dağıtıcı eşitlik anlayışı her ne kadar makul görünse de beklenenin aksine sonuçlar da doğurur. Örneğin bazen hiç kimseyi daha iyi duruma getirmeden, bazı insanları daha kötü hâle sokmak bir aksi sonuç olarak karşımıza çıkabilir.

Şimdi bir fırtınanın şehrin zengin bir bölgesindeki evleri yıkıp o bölgede yaşayan zenginleri o şehirdeki yoksulların refah düzeyine yaklaştırdığını hayal edin. Eşitlikçiliğe göre bu iyi bir sonuçtur; çünkü insanlar bu fırtınayla birlikte artık daha eşit bir hâle gelmişlerdir.

Bu tür sonuçlardan kaçınmak için, kimi zaman bazu eşitsizliklerin var olması gerektiği savunulur.

Dağıtıcı adalet hakkındaki çağdaş tartışmalar, John Rawls’ın “Adalet Teorisi” isimli eserinin yayınlanmasıyla başlamıştır.

Rawls bu eserinde, eşitsizliklerin toplumdaki yoksul kesime fayda sağladığı sürece meşru olduğunu ileri sürer. Bu görüş, eşitlikli dağılım anlayışının temeli olarak görüldüğü için, eşitlikçi bir yaklaşımdır.

Rawls’tan farklı olarak bazı düşünürler, dağıtıcı eşitliğin ahlaki temelli olduğu fikrini tamamen reddederler.

Bu makalede filozofların eşitlikçiliğe ve eşitlikçiliğin dağıtımdaki adalet konusunda eşitliğe verdiği öneme tepki olarak ortaya koydukları bazı önemli bakış açılarını gözden geçireceğiz.

ÖNCELİK

İnsanın elindeki değerli mal miktarı ne kadar azsa sonrasında elde edeceği her değerli mal, daha fazla önem kazanır. Örneğin yoksul bir insanın fazladan 1000 dolar paraya sahip olması, bir milyarderin fazladan 1000 dolar paraya sahip olmasından çok daha fazla önemlidir.

fakirlik, yoksulluk, poverty

O hâlde, eğer ben, refah seviyesi düşük olan ve yüksek olan iki farklı kişiden sadece birine tek bir seferde fayda sağlayabileceksem, bunu yapmak için tercihimi refah seviyesi düşük olan kişiden yana kullanmalıyım. Bu görüşe, öncelikçilik denir.

Açıkçası öncelikçilik, eşitsizlik konusunda pek de kaygılı değildir. Çünkü öncelikçiliğe göre yeniden dağıtım daha az şeye sahip olan insanlara doğru yoğunlaşmalıdır. Öncelikçiler, daha az şeye sahip olanlara ağırlıklı olarak öncelik verir. Fakat bu öncelik, mutlak değildir.

Bu şu anlama gelir: Zenginlere de fakirlere fayda sağlayacak kadar bir maliyetle büyük faydalar sağlayabilseydik, zenginlere fayda sağlamak için geçerli olan gerekçeler, fakirlere fayda sağlamak için sahip olduğumuz nedenlere ağır basabilecektir. Yine de öncelikçiler çoğu gerçekçi durumda, önce en kötü durumda olana yardım edeceklerdir.

Buna rağmen birçok insan, insanların yoksulluk içinde yaşamamasının önemli olduğuna inanıyor. Bu da önceliği ağırlıklı olarak insanların ihtiyaçlarına vermemiz fikrinden farklı bir iddiayı ortaya çıkarıyor. Bu iddia, bizi üçüncü öneriye yönlendiriyor: Yeterlilik.

YETERLİLİK

Yeterlilik, herkesin gelir, eğitim veya sağlık gibi bazı değerli ihtiyaçlarının asgari düzey veya eşikte karşılanması gerektiği vurgusudur.

Bu anlayışa göre herkes en azından bu eşiğe ulaşmak için yeterli asgari standartlara sahip olmalıdır. Bu yaklaşıma, yeterlicilik denir.

Yeterliciliğin akla yatkınlığı, “yeterincesine sahip olmak”ın ne olduğunun açıklanmasına bağlıdır. Buna getirilen ortak açıklamalar, insanların temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri veya sahip olduklarıyla yetinmeleri yönündedir.

Bu açıklamalar, “yeterli” olmanın ne anlama geldiğinin belirsizliği gibi kendi sorularını da gündeme getiriyor.

Bazıları eşitsizliği önemsediği için yeterliciliği savunuyor. Çünkü bazı insanlar gerçekten de çok kötü durumdalar.

Genel olarak varlıklı olan bir toplumun içinde evsiz insanların da bulunması gibi rahatsız edici eşitsizlik vakalarına denk geldiğimizde, tatsız olan şey insanlar arasındaki mal varlığı farkı değildir. Ama evsiz insanların çok kötü durumda olduğu gerçeği, rahatsız edicidir.

Yeterliciliğe karşı getirilen önemli bir eleştiri de herhangi bir insan için ortaya konacak herhangi bir yarar yerine, eşiğin altında yer alan insanları eşiğin üzerine çıkarmayı tercih etmesidir. Mesela eşiğin hemen altındaki bir kişiye sağlanacak olan fayda, eşiğin hemen üzerindeki bin kişiye fayda sağlamaya tercih edilir.

ÖZGÜRLÜKÇÜ ALTERNATİF

Dağıtıcı adalete ilişkin değineceğimiz son konu, dağıtımın kendisine değil, nasıl gerçekleştiğine odaklanmamız gerektiğidir. Bu görüş, liberteryenizm tarafından savunulmaktadır.

Robert Nozick, NBA efsanelerinden birisi olan Wilt Chamberlain üzerinden gerçekleştirdiği örneğiyle bu görüşe açıklık getirir:

Nozick, insanların Wilt’in basketbol oynamasını seyretmek için Wilt’e kendi paralarından 1’er dolar verdiklerini hayal etmemizi ister. Bu durumda Wilt meşru olarak bu parayı almaya hak kazanır. Dolayısıyla devletin Wilt’ten parasının bir kısmını zorla alıp başkalarına dağıtması, adaletsizlik olur.

O hâlde Nozick, mal sahibi olma ve malı başkasına vakfetme konusunda insanların kişisel haklarına saygı duyar. Örneğin zorla, hırsızlık yaparak veya hile ile mal sahibi olan birinin bu malı başkasına devretmesine adaletsizlik diyemeyiz.

SONUÇ

Dağıtıcı adalete ilişkin hangi görüş benimsenirse benimsensin, mevcut dünyamız bu ideale çok uzak.

Dünyamız eşitsizlik ve yetersizlik, aynı zamanda israf ve ölçüsüzlük dünyasıdır.

Aralarındaki bütün anlaşmazlıklarına rağmen, bu teorilerin tümü, mevcut dağıtımların adil olmaktan uzak olduğu konusunda hemfikirdir.

Bu meseleleri bu kadar ciddiyetli bir şekilde ele almak, bize adalete daha da yaklaşmamız konusunda yardımcı olabilir.

 


 

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer Yıldırım
Kaynak: Distributive Justice: How Should Resources be Allocated? 16 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi; Dick Timmer ve Tim Meijers

* Dick Timmer, Utrecht Üniversitesi Felsefe Bölümünde araştırma görevlisidir. Siyaset felsefesi ve ahlak felsefesi alanlarında çalışmaktadır.

** Tim Meijers, Leiden Üniversitesi Felsefe Bölümünde doçenttir. Siyaset felsefesi ve ahlak felsefesi alanlarında çalışmaktadır.

 


 

KAYNAKÇA

Anderson, Elizabeth S. 1999. “What Is the Point of Equality?” Ethics 109 (2): 287–337.

———. 2010. “The Fundamental Disagreement between Luck Egalitarians and Relational Egalitarians.” Canadian Journal of Philosophy 40: 1–23.

Arneson, Richard J. 2000. “Luck Egalitarianism and Prioritarianism.” Ethics 110 (2): 339–49.

Casal, Paula. 2007. “Why Sufficiency Is Not Enough.” Ethics 117 (2): 296–326.

———. 1989. “On the Currency of Egalitarian Justice.” Ethics 99 (4): 906–44.

Cohen, G.A. 1995. Self-Ownership, Freedom, and Equality. Cambridge: Cambridge  University Press.

Dworkin, Ronald. 1981a. “What Is Equality? Part 1: Equality of Welfare.” Philosophy & Public Affairs 10 (4): 185–246.

———. 1981b. “What Is Equality? Part 2: Equality of Resources.” Philosophy & Public Affairs 10 (4): 283–345.

Fourie, Carina, and Annette Rid, eds. 2017. What Is Enough? Sufficiency, Justice, and Health. Oxford: Oxford University Press.

Frankfurt, Harry. 1987. “Equality as a Moral Ideal.” Ethics 98 (1): 21–43.

Fried, Barbara H. 2004. “Left-Libertarianism: A Review Essay,” in Philosophy & Public Affairs 32 (1): 66-92.

Gheaus, Anca. 2009. “How Much of What Matters Can We Redistribute? Love, Justice, and Luck.” Hypatia 24 (4): 63–83.

Holtug, Nils. 2007. “Prioritarianism.” In Egalitarianism: New Essays on the Nature and Value of Equality, edited by Nils Holtug and Kasper Lippert-Rasmussen, 125–56. Oxford: Clarendon Press.

Holtug, Nils, and Kasper Lippert-Rasmussen, eds. 2007. Egalitarianism: New Essays on the Nature and Value of Equality. Oxford: Clarendon Press.

Kymlicka, Will. 2002. Contemporary Political Philosophy. Oxford: Oxford University Press.

Lippert-Rasmussen, Kasper. 2015. Luck Egalitarianism. London: Bloomsbury.

Lowe, Dan. 2020. “The deep error of political libertarianism: self-ownership, choice, and what’s really valuable in life,” in Critical Review of International Social and Political Philosophy 23 (6): 683-705.

Meijers, Tim, and Pierre-Etienne Vandamme. 2019. “Equality, Value Pluralism and Relevance: Is Luck Egalitarianism in One Way Good, but Not All Things Considered?” Critical Review of International Social and Political Philosophy 22 (3): 318–34.

Nagel, T. 1975. “Libertarianism without Foundations,” in The Yale Law Journal 85 (1): 136-149.

Nozick, Robert. 1974. Anarchy, State, and Utopia. Oxford: Blackwell.

Parfit, Derek. 1997. “Equality or Priority.” Ratio 10 (3): 202–21.

Rawls, John. 1971. A Theory of Justice. Original ed. Cambridge: Belknap Press.

Rose, Julie L. 2014. “Money Does Not Guarantee Time: Discretionary Time as a Distinct Object of Distributive Justice: Money Does Not Guarantee Time.” Journal of Political Philosophy 22 (4): 438–57.

Segall, Shlomi. 2016. “What Is the Point of Sufficiency?” Journal of Applied Philosophy 33 (1): 36–52.

Sen, Amartya. 1980. “Equality of What?” In Tanner Lectures on Human Values, edited by Sterling M. McMurrin. Cambridge: Cambridge University Press.

Shields, Liam. 2012. “The Prospects for Sufficientarianism.” Utilitas 24 (1): 101–17.

Sobel, David. 2012. “Backing Away from Libertarian Self-Ownership,” Ethics 123(1): 32–60.

Temkin, Larry S. 2003. “Egalitarianism Defended.” Ethics 113 (4): 764–82.

Van Parijs, Philippe. 2003. “Difference Principles.” In The Cambridge Companion to John Rawls, edited by Samuel Freeman, 200–240. Cambridge: Cambridge University Press.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...