Eşitlikçilik (Egaliteryanizm)
Tüm insanlar eşit ahlaki değere sahip midir? Toplumdaki gelir ve refah düzeyi farklılıkları adil midir? Gelir ve servet dağılımının hak edilmemiş şans tarafından şekillendirilmesi herhangi bir önem taşır mı? Hiç kimse içine doğduğu aileyi, doğuştan gelen yeteneklerini veya toplumsal hayattaki başlangıç konumunu önceden belirleyemez; ancak biliyoruz ki tüm bunların hayatın işleyişi üzerinde oldukça büyük bir etkisi vardır.
Dünyanın pek çok ülkesinde eşitsizliğin aşırı boyutlarda olduğu göz önünde bulundurulduğunda, insanların gelir ve servet dağılımlarında eşitlik sağlanması zorunluluğu doğar mı? Eşitsizlik doğası gereği adaletsiz bir durum mudur? Eşitlik, malların dağılımının nasıl gerçekleşmesi gerektiğini değerlendireceğimiz bir temel midir? Eşitsizlikler, insanların sahip oldukları şeyleri bir şekilde hak etmeleri ya da eşitsizliğin bir şekilde toplumu kalkındırmasıyla mı gerekçelendirilmelidir?
Eşitlikçilik, siyaset felsefesi kapsamında ele alınan bir görüş olarak hem insanlara nasıl muamele edildiği hem de dağıtıcı adalet konusu ile ilgilidir. Sivil hak hareketleri belirli sosyal ve siyasi ayrımcılık türlerini reddeder ve insanlara eşit muamele edilmesini talep eder. Dağıtıcı adalet, hayattaki çıktılara ve gelir, servet ve diğer mallar gibi değerli şeylerin tahsisine değinen bir başka eşitlikçilik biçimidir.
İlgili konu: Dağıtıcı adalet nedir?
Uygun eşitlik ölçütü tartışmalı bir konudur. Eşitlikçilik öznel refah duygusuyla mı, servet ve gelirle mi, daha geniş bir kaynak anlayışıyla mı, yoksa başka bir alternatifle mi ilgilidir? Bu da bizi, tercih edilen ölçütün eşit dağılımının herkese rekabet etmek ve başarılı olmak için adil ve eşit bir fırsat vermekle mi yoksa hayatın çıktılarının eşitliğiyle mi ilgili olduğu sorusuna götürmektedir. Eşitlikçilik aynı zamanda bir kapsam sorununu da gündeme getirmektedir. Eğer dağıtımsal eşitliği sağlamak gibi bir yükümlülük söz konusuysa bu sadece belirli devletler için mi yoksa küresel olarak mı geçerlidir?
Eşitlikçilik nedir?
Eşitlikçilik ya da egaliteryanizm, tüm canlılar için belirli alanlarda eşitlik talebinde bulunan; örneğin insanlar için her türlü sosyal ve siyasal alanda eşitlik isteyen düşünce sistemidir.
Egaliteryanizm ya da eşitlikçilik, çağdaş bağlamda özellikle ırk, etniklik, cinsiyet vb. alanlarda eşitliği arzulayan ve vurgulayan bir eşitlik anlayışıdır. Bu yüzden eşitlikçilik; ırksal eşitlik, etnik eşitlik, cinsiyet eşitliği gibi özele indirgenmiş kavramlarla da tanımlanabilir.
Eşitlikçilik her türlü ideolojik ve politik yaklaşımdan bağımsız bir eşitlik anlayışını savunur. Egaliteryan özgürlük anlayışı, örneğin, kadın haklarını feminist akımın rayına binmeden; erkek haklarını da maskülist akımın yoluna girmeden destekler.
Egaliteryanizm, yaşamın hiçbir alanında haklar ya da imkânlar bakımından insanlar arasında ayrım gözetilmemesini, var olan ayırımların da ortadan kaldırılmasını öngören bir ilkeyi benimser.
Eşitlikçiliğe göre insanların her birisi birey olarak, içinde bulunduğu maddi koşullardan bağımsız biçimde, diğer bütün insanlarla aynı değeri taşır. Fakat insanlarda doğuştan bulunan ya da sonradan kazanılmış olan farklı bireysel yetenek ve nitelikleri birbirleriyle eş tutmaz.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım