Türk felsefe geleneğinde varlık sorunu
Varlık felsefesi, evrenin nasıl oluştuğu, evrendeki unsurların ortaya çıkış ilkeleri, varlık tabakaları, canlılığın oluşum süreci türünden temel problemlerle uğraşan felsefenin temel disiplinlerinden biridir. İlk filozofların arkhe olarak adlandırdıkları sorunu temellendirme çabalarıyla başlanmış, Aristoteles’in “varlık olmak bakından varlık” ifadesi bağlamında büyük ölçüde teorik yapısını gerçekleştiren varlık sorunu, uzun süre metafizik bağlamında ele almış ve 18. yüzyıldan itibaren ontoloji deyimiyle ifade edilmiştir.
Varlık sorunu Orta Çağ ve Yeni Çağ’da önemli dönüşümler geçirmiştir. Varlık sorunu, hem metafizik hem de ontoloji başlıkları altında konu edinildiğinden, düşünürlerin her iki başlık altında ileri sürdükleri düşünceleri birlikte değerlendirilmiştir.
Modern dönem Türk düşünürleri de varlık sorunuyla yakından ilgilenmişlerdir. Takiyettin Mengüşoğlu, düşüncelerini yeni ontoloji açısından geliştirerek varlık sorununun temel özelliklerini öne çıkarmıştır. Hilmi Ziya Ülken, konuyla ilgili başlı başına bir kitap yazarak, varlığın temel sorunlarını geniş çapta incelemeye çalışmıştır. İsmail Tunalı, sanat anlayışını varlık sorununa dayandırdığından, ontolojiyle ilgilenmiştir. Nermi Uygur, metafizik bağlamında sorun üzerinde durmuştur. Teoman Duralı, düşüncelerinin temelinde metafiziğe önemli yer vermiştir.
İLGİLİ KONULAR:
- Takiyettin Mengüşoğlu’nun varlık felsefesi anlayışı
- Hilmi Ziya Ülken’in varlık felsefesi anlayışı
- Nermi Uygur’un varlık felsefesi anlayışı
Kaynak: TÜRKİYE’DE FELSEFENİN GELİŞİMİ II, s. 3-13, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2457 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1429