Sokratesçilik (Sokratizm) ve Sokratesçi Felsefe Okulları
Sokratizm ya da Sokratesçilik olarak anılan felsefe akımı, Antik Çağ Yunan düşünürü Sokrates’in öğretisini ve bu öğretiyi çeşitli yanlarından izleyenlerin genel adını ortaya koyan bir kavramsallaştırmadır.
Sokrates’in öğrencileri öncelikle mutluluğun ne olduğunu ve nerede bulunduğu bilmek istemişlerdir. Hepsinin gözünde hocaları Sokrates bilge ve mutlu bir insan modelidir. Fakat Sokrates’in kendisinin yaşadığı yaşam biçimiyle ulaştığı bu mutluluğun özelliği nedir? Sokratesçilerin birinci ana sorunu budur işte.
Sokrates’in kendisi bir okul kurmamıştır aslında. Ama öğrencileri tarafından dört tane okul kurulmuştur. Bunlar: Megara Okulu, Elis Eretria Okulu, Kyrene Okulu ve Kynik Okulu’dur. Bunlar arasında Megara Okulu ve Elis-Eretria Okulu küçük okullardır. Sokrates’in düşüncelerini sürdürme eğilimleri bakımından daha etkili olan Kyrene Okulu ve Kynik Okul öne çıkmıştır.
SOKRATESÇİ OKULLAR
Kyrene Okulu, hazcı (hedonist) okul diye de anılmaktadır. Felsefede teorik araştırmayı önemli görmeyen, hatta karşı olan Antisthenes’in bilgi anlayışı etik görüşünde belirleyici olmuştur. Ona göre, düşünme ve bilme araçlarımız olan kavramlar, nesnelerin kendini değil, insanların nesnelerle ilgili tasarımlarını dile getirirler. Nesneler için belirlediğimiz kavramlar, nesneleri adlandırdığımız sözlerdir yalnızca. Bizim elimizde yalnızca sözler vardır. Bunlar, adları oldukları şeylerin yapısı hakkında bize hiçbir şey bildirmezler. Bundan dolayı varlıkla ilgili teorik araştırma, sanıldığı kadar önemli değildir. Araştırma ve bilgi, yaşama hizmet ettiği ölçüde önemlidir (Akarsu, 1982: 40).
Bilgi insanları erdemli, dolayısıyla da mutlu yaparsa anlamlıdır. Kynik Okula göre mutluluk ise, haz karşısında bağımsızlaşmaktadır. Haz değil, erdem iyidir ve erdem başlıca değerdir. Erdemli olmak, bilgiyle ruhun dingin olmasını sağlamaktır. Yaşamda bizi kolayca etkileyebilen, ruhumuzu, iç dünyamızı sarsabilen çeşitli diş etkenler vardır. Bunlar genellikle bize iyi görünen şeylerdir. Örneğin, ün, mevkii, nüfuz, zenginlik vb. şeyler, yani kişileri çeken şeyler, bizim iç bağımsızlığımızı engelleyici şeylerdir. Bunlar aslında kendisi için istenebilecek şeyler değildir. Dolayısıyla iyi görünseler de, iyi değildirler. Yalnızca erdem iyidir. Anthisthenes’e göre erdem, öğrenilebilir bir şeydir ve öğrenildikten sonra bir daha unutulmaz.
Erdemli olmak için hazdan kaçmak, sıkıntılara göğüs germek ve çalışıp çabalamak daha doğru bir yoldur. Çünkü çalışmak, insanı geliştirir, dış etkenler karşısında güçlü ve bağımsız kılar. Kyniklere göre başkalarının yaptığı kötülükleri bile olumlu karşılamak uygun olur. Yapılan kötülükler kişinin kendini tanımasına yardımcı olabilir. Kötülükler karşısında yapılabilecek en doğru şey, kişinin kendini güçlendirmesi, daha iyi veya erdemli kılmasıdır (Akarsu, 1982: 43).
Erdem, iyi ve mutlu yaşamanın, doğru eylemler ortaya koyabilmenin en uygun yoludur. Kynikler iyi ve mutlu yaşam için yapılması gerekenler konusunda kimileri uç durumda olan şöyle düşünceler ortaya atmışlardır: İster aile ister devlet olsun, her türlü toplumsal bağlanma kişinin bağımsız yaşamasına engeldir. Yaşamda ana değer kişidir. Esas olan şey dünya yurttaşlığıdır. Doğal olandan değil, kötü olandan utanmak gerekir. Eğer erdemliyse, bir köle de özgürdür. Erdemli olabilmek için her türlü dış koşuldan bağımsız olmak gerekir. Toplumun geleneksel kurallarına bağlanmamak gerekir. Ama burada kastedilen şey, bilge ya da erdemli kişinin toplumdan tümüyle kopması ve tek başına yaşaması değildir. Kişinin erdemli ya da bilge olabilmesi için mevcut kurallardan bağımsızlaşması ve böylece ulaştığı bilgelilde diğer insanlara erdemli yaşamanın önemini gösterebilmesi, onlara iyi ve mutlu yaşamaları yönünde etkileyebilecek durumda olmasıdır (Akarsu, 1982. 46).
Aristippos tarafından kurulan ve Hazcı Okul (Hedonist Okul) adıyla da bilinen Kyrene Okulu, “haz, iyidir” düşüncesini benimsemiş, iyi ve mutlu yaşam için haz elde etmenin doğru olduğunu savunmuştur. Bu düşüncenin temelinde, Hazcı Okulun kabul ettiği bilgi anlayışı vardır. Bu bilgi anlayışına göre, bilen özne ile bilinen nesne arasında hiçbir zaman kapanamayacak olan bir açıklık vardır. Yani bir nesneden edinilen duyum ile nesnenin kendisi ayrı şeylerdir. Dolayısıyla bizim elimizde yalnızca edindiğimiz duyumlar vardır. Elbette duyumu oluşturan nesne de vardır, ama biz nesnenin kendisini bilemeyiz. Bu durumda bilgide öznellik ve görecelik sorunu ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak bizim nesnelerle (dış dünyayla) etkileşimimizde ortak adlar vardır, ama ortak duyumlar yoktur. Nesnelerin kendilerinin oldukları gibi bilinmesi söz konusu değildir. Öyleyse yapılacak şey teorik araştırmalar peşinde koşmak değil, iyi ve mutlu yaşamın nasıl olabileceğini bilmek ve buna uygun yaşamaktır.
İnsan için esas olan şey bilgi için bilgi değil, yaşam için bilgidir. Böylece Aristippos, hazzın kendi başına bir amaç olduğunu öne sürmüştür. Ona göre yalnızca haz, koşulsuz olarak iyidir. Başka şeyler, haz verdikleri ölçüde iyidir ve hazdan dolayı istenmeye değerdir. Daha önce de değinildiği gibi duyusal hazları ruhsal/düşünsel hazlardan daha öncelikli sayan, dolayısıyla değerler arasında hiçbir fark gözetmeyen bu anlayışa göre önemli olan şey, kişilerin yaşadığı anda haz elde etmesidir. Eylemlerde gözetilmesi uygun olan ölçü budur. Haz dışında kalan diğer şeyler, örneğin iyi, kötü, doğru, eğri, soylu, yüksek vb. şeylerin hepsi uylaşımsal, yani insanın koyduğu şeylerdir (Akarsu, 1982: 50).
Böyle olmakla birlikte hazların nitelikleri de sorgulama konusu yapılmıştır. Her haz iyidir, diye düşünülse de hazların doğurduğu sonucun önemli olduğu, hazza yönelirken bunun dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Sonucu bakımından hazdan çok acı getirebilecek bir eylemi yapmamak daha doğru olur. İyi ve mutlu yaşam için esas olan şey yaşamdan tat alacak şekilde eylemlerde bulunmaktır. Bundan dolayı herhangi bir yönelimde elde edilecek hazzın sonucunu hesaba katmak gerekir. Yalnızca haz elde etmek düşüncesiyle yapılan eylemler ruhun uyumunu bozar, iyi ve mutlu yaşamaya engel olur.
Her ne kadar Aristippos, “iyi”yi, bir anda olabildiğince şiddetli şekilde duyulan, yaşanan haz olarak belirlemişse de, bu hazzın doğru şekilde elde edilmesi gereğini de unutmaz. Yaşamda kendisi için istenebilecek tek şey olarak görülen hazzın, sonuçta da haz olarak yaşanabilmesi için, doğru şekilde elde edilmesi ancak bilgiyle/bilgelikle olabilir. Aslında Kyrene Okulunda da iyi ve mutlu yaşam için bilginin ve bunun göstergesi olarak erdemin önemi kabul edilmektedir. Bilgi önemlidir, çünkü hem doğru şekilde haz elde etmemizi sağlar hem de iç dinginliğimizi bozabilecek, mutlu olmamızı engelleyebilecek şeylerden etkilenmeme konusunda bize yardımcı olur. Örneğin ön yargılardan, kuruntulardan, tutkulardan kurtulmamıza yardım eder.
Hazırlayan: Ömer Yıldırım
Kaynak: T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2356, AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1353, Prof. Dr. Sevgi İYİ, Prof.Dr. Harun TEPE