Felsefe hakkında her şey…

Ne yapacağımıza, nasıl davranacağımıza nasıl karar vermeliyiz?

24.05.2022
1.044
Ne yapacağımıza, nasıl davranacağımıza nasıl karar vermeliyiz?

Hayatınızda kaç kez “Bu durumda yapılması gereken doğru şey nedir?” diye düşündünüz? Çünkü neredeyse bütün insanlar, seçim yapmaları gereken ahlaki kararlarla yaşantıları boyunca düzenli olarak karşı karşıya gelirler. Bu kararlardan bazıları nispeten önemsiz olabilir; belki bir davette, arkadaşınızın yaptığı yemek gerçekten de lezzetli değildir ve sizin onun duygularını incitmemek adına ona doğru olanı mı, yoksa küçük beyaz bir yalan mı söylemeniz gerektiğine karar vermeniz gerekebilir.

Bundan daha zor seçimler yapmayı gerektiren ahlaki kararlarla da tabii ki karşılaşırsınız. Örneğin, iş arkadaşınızın iş yerinizdeki herkesi tehlikeye atabilecek davranışlarda bulunduğunu fark ettiğinizi düşünelim, bu durumda onu ihbar etmeli misiniz? Ya da yorucu bir iş temposunun ardından, bedenen ve ruhen dinlendirici olacak bir tatile çıkmak yerine, bu tatile harcayacağınız parayı daha ulvi bir amaca hizmet etmek adına kullanmalı mısınız?

Filozoflar binlerce yıl boyunca bunlar gibi küçük ve büyük ahlaki problemlere cevaplar aradılar ve bu konuların nasıl yorumlanacağını tartıştılar. Bunlardan birkaçı ise zamanın değirmeninden sağ çıkmayı başardı. Şimdi onlara bir göz atacağız.

EN İYİ OLANI YAPMAK

Eylemlerimizin sonuçlarını ve hangi eylemin daha iyi sonuçlara yol açacağını hesaplamak, günlük hayatımızda, bunun kendimizle yaptığımız bir tür etik tartışma olduğunu fark etmeden kullandığımız bir yaklaşımdır. İlkesel bağlamda buna genellikle maliyet-fayda analizi denir.

Bir ahlak sistemi olan “sonuççuluk”, yapılacak doğru şeyin, yapılan şeyden etkilenen herkes için en iyi sonuçları doğuracak olan eylem olduğunu öne sürer. “En iyi sonuçlar” genellikle acı karşısında en fazla mutluluğu getiren sonuçlar olarak düşünülür.

Utilitarizm, bu etik sistemin ilk versiyonudur. Utilitarizmin en tanınmış savunucularından birisi olan filozof Peter Singer, ne yapacağımıza nasıl karar vermemiz gerektiği konusunda ilgi uyandıran argümanlar ortaya koyar. Singer, bize yakın ya da uzak olsun, insan ya da insan olmayan olsun, başkalarının iyiliğini kendimize nispeten daha aza mal olacak biçimde sağlamak için bir şeyler yapabileceğimiz zaman, bunu yapmamız gerektiğini savunur.

İlgili konu: Ahlak felsefesi ve mutlak sefalet: Efektif altruizm

Örneğin, dünyada birçok çocuk, aslında önlenebilir olan hastalıklar sebebiyle acı çekiyor ve ölüyor. Bu çocukların yaşadıkları coğrafyaların dışında yaşayan bizler, servetimizin bir kısmını küresel yoksullukla mücadele eden kuruluşlara verseydik bu çocukların hayatlarını kurtarabilirdik.

Belki daha ucuz bir tatil seçeneğini tercih edebilir veya öğle yemeğini dışarıda yemek yerine evde kendi yemeğimizi yapabiliriz. Ardından, bunlardan artırarak biriktirdiğimiz parayı ihtiyacı olanlara yardım etmek için bağışlayabiliriz. Bu yolla önlenebilecek ıstıraplar, yaşanacak olan haz eksikliğinden çok daha ağır basacaktır.

KURALLARA UYMAK

Peki hayalini kurduğunuz tatilden neden uzak durmayasınız ki? Neden haz için gerçekleştireceğiniz bütün seyahatlerden tam da şu anda vazgeçmiyorsunuz? Çünkü bu muhakkak çok daha iyi olabilir! Sahiden, neden çocuk sahibi olmayı bir kenara bırakmıyor ya da böbreklerinizden birini böbrek nakli bekleyen birine bağışlamıyorsunuz?

Bu olasılıklar gündeme getirildiğinde, bu örneklerin aşırıya kaçtığı söylenebilir. Bu nedenle, neyin yanlış olduğu konusunda daha net olmaya çalışmak adına birkaç örnek daha vermek gerekiyor:

Bir araba kazasından sonra acil servise kaldırılan dört kişi hayal edin. Bu dört kişiden üçünün hayatta kalabilmesi için; birinin kalp, birinin akciğer ve birinin de karaciğer nakline ihtiyacı var. Dördüncü kazazedenin ise ağır bir durumu yok ve bu kazazede ayakta tedavi görürken arkadaşlarının durumlarının da farkında.

Ayakta tedavi gören kişinin, kazadaki diğer üç arkadaşının aile bireylerinin hastane koridorlarındaki ağıtlarını duyduğunu ve doktora bu üç arkadaşını kurtarmak için kalbini, akciğerini ve karaciğerini bağışlamak istediğini söylediğini düşünün. Bir doktor muhakkak ki bu isteği geri çevirecektir; çünkü üç kişinin hayatını kurtarmak için bir kişiyi ölüme göndermek, ahlaki bir davranış değildir. Ama neden olmasın ki? Sonuçta bu istek, daha fazla insanın, daha büyük mutluluklar yaşamasını sağlayacaktır?

Doktorlar, kötülük yapmamak ve zarar vermemek için Hipokrat yemini ederler. Bu nedenle istense bile yukarıdaki örnekte bahsi geçen şeyi yapmamalarının bir nedeni vardır. Hipokrat yemini burada başka bir etik sistemin parçası olarak görülebilir. Bu sistem, kişinin görevini yaparken veya sağlığa yararlı ilkelere göre hareket ederken yapması gereken ahlaki şey’i belirleyen bir sistemdir. Hipokrat yemini de bu sistemsel ilkelerden biridir.

Doktorlar bu kuralı laf olsun diye değil; onu bir Altın Kural olarak gördükleri için uygularlar. “Sana nasıl davranılmasını istiyorsan sen de insanlara öyle davran” düşüncesi bu gibi önemli değerleri korur ve teşvik eder.

EMPATİ KURMAK

Sadece çıktılara veya sorumluluklara dikkat çeken değil, daha çok iyi bir insan olmayı ve yakın ilişkileri teşvik etmeye odaklanan bir etik gelenekten kaynaklı, gelişmekte olan başka bir etik yaklaşım daha var.

Aristoteles felsefesine kadar uzanan birçok felsefi yaklaşım, erdemin bizim kılavuzumuz olabileceğini savunur. Bu bağlamda ne yapacağımıza karar verirken, eylemlerimizin kendimize ve değer verdiğimiz ilişkilere nasıl yansıdığını sorgulamak isteyebiliriz.

Tam olarak neyin erdemli kabul edilebileceği konusunda da birçok farklı fikir var. Ancak ilişkilerinin sorumluluğunu alan ve onları daha iyi bir duruma getirebilmek için çaba harcayan sevecen, hürmetli, empatik bir insan olmanın erdemli olabilmek adına önemli bir nitelikler bütünü olduğunu inkâr etmek zor. Bu becerileri geliştirmek ve bunlara göre hareket etmek, seçimlerimiz, eylemlerimiz ve yaşamımızı daha nitelikli olarak sürdürmemiz için yol gösterici olabilir.

Yakın ilişkilerimizde daha iyi insanlar olmaya çabalarken, zor gibi görünse de doğru olanı yapmak, yanında hiç umulmadık kazançları da bize getirebilir.


Kaynak Metnin Yazarı: Prof. Lori Gruen (Wesleyan Üniversitesi Felsefe Bölümü)

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer YILDIRIM

Bu makale, Sosyolog Ömer YILDIRIM tarafından www.felsefe.gen.tr için derlenerek çevrilmiştir.

Derleme için kaynak metin: How should we decide what to do?

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...