Grup Terapileri Nelerdir?
Terapiler, farklı psikolojik kuramlara dayanan yaklaşımlar olması nedeniyle birbirlerinden farklılaşırlar. Oysa grup terapileri bu terapi türlerinden biri değildir. Grup terapileri, danışanların düzenli olarak bir araya gelip etkileşimde bulundukları, kendi duygu ve davranışlarını birbirlerine aktarma yoluyla kendileri hakkında içgörü geliştirdikleri bir terapi türüdür. Grup terapileri bireysel terapilerle ayrımı içinde anlam kazanır.
Genel olarak terapi deyince, hangi tür terapi olursa olsun terapist ve danışanın birebir bir araya geldiği ve danışanın problemine çözüm yolları ürettikleri süreç anlaşılır. Oysa grup terapileri, birden çok danışanın ve terapistin bir araya gelmesiyle gerçekleştirilir. Ve grup terapilerinde de bireysel terapilerde olduğu gibi farklı psikolojik yaklaşımlara dayanan teknikler kullanılır. Diğer bir deyişle, psikanalitik, insancıl, davranışçı yönelimli psikologlar, kendi tekniklerini gruba uygulanabilecek biçimde değiştirmişlerdir (Atkinson, Atkinson ve Hilgard, 1995).
Psikolojide grup terapileri 1950’lerden önce pek sık kullanılan bir yöntem değildi. Son 40-50 yıl içinde bu yöntem yaygınlık kazanmıştır. Yaygınlaşmasının nedeni, grup terapilerinin bireysel terapiye göre birtakım avantajlara sahip olmasıdır. Grup terapilerinde bir defada birden çok danışan yer aldığı için terapist, zamandan tasarruf sağlar. Çünkü bir defada çok sayıda danışana yardımcı olma imkanı ortaya çıkar. Danışan açısından ise bireysel olsa maddi nedenlerle ulaşamayacağı bu hizmete daha makul miktarda parayla ulaşma imkanı doğar. Grup terapilerine katılan bireyler, başkalarının da benzer problemleri ya da hatta daha ciddi problemleri olduğunu görerek rahatlarlar ve bu deneyim kendi sorunlarını abartmadan daha doğal biçimde değerlendirmelerine olanak sağlar. Diğer yandan grup içinde olmak, günlük hayatta başka türlü elde edemeyecekleri bir destek ve güven hissi geliştirmelerine yardımcı olur. Grup içinde kendi deneyimlerini değiş tokuş ettiklerinden, danışanlar başkalarının deneyimlerinden öğrenme fırsatı bulurlar ve yine bu sayede iletişim de dâhil olmak üzere pek çok sosyal beceri kazanırlar (Atkinson, Atkinson ve Hilgard, 1995; Cüceloğlu, 1993).
Yukarıda da belirtildiği gibi grup terapileri, her terapi türünün kendi tekniklerini grup ortamına uyarlamasıyla geliştirilmiştir. Psikodinamik grup terapileri içinde en popüler olanı psikodramadır. Psikodrama, bireyin problemlerini grup arkadaşları önünde eyleme dönerek dışarı vurduğu psikodinamik grup terapisi biçimidir. Bu terapi formunda, bireyler diğer grup üyelerinin önünde problemlerini eylemlerle anlatırlar. İçinde rol oynama, aynalama gibi çeşitli tekniklerin kullanıldığı psikodramada amaç, kişinin çeşitli durumlarda nasıl davrandığını ve neden böyle davrandığını kendisine göstermektir. Psikanalitik terapilere yapılan eleştirilerin aynısı psikodramaya da yapılmaktadır. Diğer yandan, etkililikleri kanıtlanmış olan davranışsal grup terapileri, belirli davranışsal problemleri çözmek üzere temel öğrenme ilkelerinin uygulandığı terapilerdir. Bu tür terapiler özellikle bireylere temel sosyal becerileri öğretmek konusunda başarılıdırlar. Bireyin kendi haklarını savunduğu girişkenlik eğitimleri de bu tür başarılı davranışsal grup terapileri için bir örnektir. Girişkenlik eğitimlerinde bireyler duygularını nasıl ifade etmeleri gerektiği hakkında pratik yaparlar (Baron, 1996).
Kendi terapötik tekniklerini grup ortamına uyarlamada en iddialı olan psikologlar insancıl yönelimli olanlardır. Bu psikologların uyguladıkları teknik etkileşim gruplarıdır. Etkileşim grupları, bireylerin diğer grup üyelerine nasıl hissettiklerini tam olarak söylemelerini teşvik eden bir grup terapisi biçimidir. Kişinin kendi davranışını anlamasını sağlayarak ve kişisel ilişkilerde dürüstlük ve açıklığı arttırarak kişisel gelişimi teşvik etmek üzere geliştirilmiştir. T-Grubu olarak da bilinen bu teknik başlangıçta terapötik amaçla geliştirilmemiş olsa da daha sonra grup terapilerinin temeli haline gelmiştir. Bu grup terapisi tekniğinde amaç, bireyler arasında olabildiğince açık ve dürüst bir duygu alışverişini sağlamaktır. Grup üyelerinden duygularını ket vurmadan olanca açıklığıyla ifade etmeleri istenir. Daha önceleri başkalarının önünde sergileyemedikleri tutum ve hisleri burada göstermeleri istenir. Bu yüzden bu gruplarda öfkelenmek, bağırarak, ağlayarak ya da diğerine dokunmak gibi “aşırı” görülebilecek davranışlar sergilenebilir. Etkileşim gruplarının psikolojik olarak sağlıklı insanlarda işe yarar olduğu ama duygusal sorunları olan insanlara yardımcı olmadığı belirtilmektedir (Atkinson, Atkinson ve Hilgard, 1995).
Grup terapilerinin özel bir türü de aile terapileridir. Aile terapileri, aile bireylerinden birinin sorunları için tüm ailenin en azından kısmen sorumlu olduğu ve aile bireylerinin tümünün davranışındaki değişikliklerin sorunlu olan birey kadar diğer aile bireyleri için de yarar sağlayacağı görüşüne dayanan bir grup terapisi türüdür. Psikologlar genellikle problemleri olan bireylerin tek başına değil de, ailesiyle birlikte terapiye alınmasının daha iyi sonuç verdiğini kabul ederler. Zira bireyin sorunlarının ailedeki daha genel uyum bozukluğunun bir parçası olduğu varsayılır. Aile terapilerinin temel amacı aile bireyleri arasındaki iletişimi arttırmaktadır. Aile terapileri, aile bireyleri arasındaki çatışmaları azaltmaya, birbirleri arasındaki hisleri açıkça ifade edebilmelerini sağlamaya ve birbirlerini anlamalarına ve problemlere ortak çözüm yolları üretmelerine yardımcı olmaya çalışır (Atkinson, Atkinson ve Hilgard, 1995; Morris, 2002).
Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Psikolojiye Giriş” ve 2. Sınıf “Deneysel Psikoloji”, 4. Sınıf “Sosyal Psikoloji” Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Psikoloji Ders Kitapları ve MEB Liseler İçin Psikoloji Dersi Ders Kitapları