Kodlama, Özümleme ve İmgeleme Nedir?
Uzun süreli bellekte, bilgiyi özümleyerek kodlamanın belirgin bir üstünlüğü söz konusudur. Özümleme, bilgiyi olabildiğince genişleterek uzun süreli belleğe yerleştirmeye olanak tanıyan bir stratejidir. Kodlama bölümünde yazılanlara ek olarak burada başka bir özümleme stratejisinden daha söz edebiliriz. Geri getirme etkinliğini arttırmak üzere, olabildiğince özümleyici bir kodlama yapmak için verilen sözel materyali sorular eşliğinde okuyabilirsiniz. Örneğin diyelim ki “domuz gribi” konusunda bir makale okuyorsunuz. “Domuz gribinin olası çıkış nedenlerine ait görüşler nelerdir”, “hastalığın ayırt edici belirtileri nelerdir”, “hangi aşamada tedavi edilebilir, hangi aşamada tedavi olanağı azalır”, “bulaşma yollan nelerdir”, “salgın olması halinde, beklenen salgının boyutları nedir”, “ne tür önlemler alınabilir” gibi pek çok soru çerçevesinde makaleyi uzun süreli belleğinize etkin bir biçimde kodlayabilirsiniz.
Diğer bir bellek geliştirme yöntemi, gene özümleme bağlamında bu kez görsel imge yaratmayla ilişkilendirilmişti. “Masayı tekmeleyen at” örneğine bakacak olursanız, bu yöntem, birbiriyle ilişkisiz sözcükleri görsel imgeleme aracılığıyla bir bütünlük içinde, anlam yaratarak kodlanmasına dayanmaktaydı. Burada bununla ilişkili iki özel yöntem söz konusu edilecektir: lokus (Yer) yöntemi ve anahtar sözcük yöntemi. Lokus yönteminde, birbiriyle ilişkisiz sözcüklerde olduğu gibi, rast gele verilmiş bir materyali bir sıraya, düzene koyarak belleği etkin hale getirebilirsiniz. Örneğin elinizde ezberlemeniz gereken bir alışveriş listesi var. Ev de sizin çok iyi bildiğiniz bir mekan. Kafanızda evin içinde dolaşırken salon kapısına asılmış sucuk, televizyonun üzerinde duran yumurta, holdeki askılığa asılmış ekmek vb. gibi görsel imgeler yaratabilirsiniz. Evin içinde belirli bir yerden başlattığınız bu zihinsel gezi, evin belirli bir yerinde bittiğinde sizin de alışveriş listeniz tamamlanmış olacaktır. Artık yapmanız gereken tek şey, markete gittiğinizde evin içindeki zihinsel geziyi bir kez de orada tekrarlamaktır (Atkinson, Atkinson ve Hilgard, 1995).
Anahtar sözcük yöntemi, yabancı dilde sözcük öğrenilmesine yardımcı olması için geliştirilmiş bir tekniktir. Diyelim ki İspanyolca öğrenen bir İngiliz, İspanyolca ördek demek olan “pato” sözcüğünü öğrenmek istiyor. Pato sözcüğü ses olarak, İngilizce bir tür tencere demek olan “pot” sözcüğüne çok benzerdir. Bu kişi, pot sözcüğünü anahtar sözcük olarak belirler ve tencere ile ördeği içeren görsel bir imge yaratır. Mesela kafasına tencere geçirmiş bir ördek imgesi olabilir. Aslında ne kadar alışılmadık, saçma ya da komik imgelem yaratılırsa hatırlama olasılığını o kadar arttırmış olurum. İspanyolca pato sözcüğünün anlamını hatırlamak için, önce pot sözcüğünü geri getirilmeli, sonra bunun ördekle bağlantısını kuran imge geri getirilmelidir.
Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Psikolojiye Giriş” ve 2. Sınıf “Deneysel Psikoloji”, 4. Sınıf “Sosyal Psikoloji” Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Psikoloji Ders Kitapları ve MEB Liseler İçin Psikoloji Dersi Ders Kitapları