Frantz Fanon’un İnsan Hakları Anlayışı
Filozof ve psikiyatr Frantz Fanon ilk olarak 1952’de sömürgecilik ve ırkçılık üzerine psikanalitik bir çalışma olan “Siyah Deri, Beyaz Maske”yi yayımlar.
Kitapta dünyanın her yanındaki beyaz olmayan toplumlarda sömürgeciliğin psikolojik ve sosyal mirasını keşfetmeye çalışır. “Siyah adam için tek bir kader vardır ve o da beyazdır” derken Fanon en az iki şey söylemektedir. Birincisi “siyah adam, beyaz adam olmayı ister”dir; yani sömürgeleştirilmiş halkların pek çoğunun özlemlerini egemen sömürge kültürünün oluşturduğudur. Avrupa sömürgeci kültürleri “siyahlığı” saf olmamayla özdeşleştirmeye eğilimlidirler. Bu eğilim, sömürge yönetimi altında olanların kendilerine bakışını biçimlendirir ve sonuçta bu insanlar derilerinin rengini aşağılayıcı bir işaret olarak görmeye başlarlar. Bu durumdan çıkmanın tek yolu “beyaz varoluş” özlemi gibi görünmektedir, ama bu her zaman başarısızlığa uğramaya mahkûmdur, çünkü bir kişinin karaderili olduğu gerçeği her zaman beyaz olarak kabul edilmesine engel oluşturacaktır.
Fanon için bu özlem sadece ırkçılığa ve eşitsizliğe karşı koymada başarısızlık anlamına gelmeyip ayrıca beyaz varoluşun “tartışmasız bir üstünlük” olduğunu ima ederek bunları maskelemekte ya da örtmektedir. Fanon aynı zamanda daha karmaşık bir şey de söylemektedir. Beyaz varoluşa özlem eğiliminin çözümünün siyah olmanın ne anlama geldiğine ilişkin bağımsız pir görüşü savunmak olabileceği düşünülebilir. Ama bu da başka problemler doğurabilir.
Fanon kitabının başka bir yerinde “siyah adamın ruhunu beyaz adam yapmıştır” der. Bu, başka bir deyişle siyah olmanın ne anlama geldiğine ilişkin fikrin, temelde ırkçı olan Avrupa düşüncesinin kalıplarıyla yaratılmış olması demektir. Burada Fanon Fransa’da bilindiği adıyla negritude (veya siyahlık) hareketine kısmen bir karşılık vermektedir. Bu hareket 1930’ların Fransız ve Fransızca konuşan karaderili yazarların ana akım Fransız kültürünün ırkçılığını ve sömürgeciliğini reddetmek ve bağımsız, paylaşılan bir siyah kültürünü savunmak için başlattıkları bir harekettir. Ancak Fanon bu negritude düşüncesinin, üstesinden gelmeye çalıştığı ırkçılık problemlerine karşı başarısız olduğunu, çünkü “siyahlık” hakkında düşünme biçiminin sadece ana akım beyaz kültürün fantezilerini tekrarladığına inanır.
Fanon bir anlamda, çözümün ancak ırkçı düşüncenin ötesine geçilmesiyle mümkün olabileceğine inanır: eğer ırkçı fikrinin tuzağında kalırsak bu adaletsizliklre karşı koyamayız. Kitabının sonunda şöyle der: “Kendimi dünyada buldum ve sadece bir hakkım olduğunu fark ettim. O da başkasından insan davranışını talep etmektir.” Fanon’un düşüncesi anti-sömürgeci ve anti-ırkçı hareketler üzerind çok etkili olmuş ve ırk ayrımı karşıtı Steve Biko gibi sosyal aktivistlere ve Edward Said gibi akademisyenler esin kaynağı olmuştur.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı