Edmund Husserl’in Mantık Anlayışı
Mantık sorunlarına Logische Untersuchungen Mani (“Mantık Araştırmaları”) adlı temel yapıtında değinen Husserl, bu alanda, daha önceki düşünce dizgelerini eleştirmekle ise başlar.
Ona göre, özellikle 19. yüzyılda çok geniş bir alanı kapsayan. Olguculuk ve Adcılık gibi akımların ileri sürdükleri görüşler mantıkla ilgili sorunların çözümüne elverişli değildir. Mantık düzgüsel bir öğretinin tabanını oluşturmasına karşın, kendisi düzgüsel bir bilim değildir. Mantık yasaları genel geçerlik taşıyan birer kural sayılamaz. Mantık yasalarının varlık konusunda birtakım savları vardır, ancak bunların bir teki bile ödev alanında geçerli olamaz.
Özellikle çelişmezlik ilkesi, birbiriyle çelişen iki önermenin ileri sürülemeyeceğini değil, belli bir konuda iki çelişik durumun bulunamayacağı anlamını içerir. Oysa mantık yasaları ideal ve önseldir (apriori), düşünceyle, yargıyla ilgileri yoktur. Mantığın incelemesi gereken nesne yargının ideal düzende bulunan içeriğidir. Bu özelliğinden dolayı mantığı ruhbilimle bağlantılı kılmak, onu ruhbilimin bir kolu saymak yanlıştır.
Husserl’e göre mantığın temelini oluşturan imlerden kurulu özel bir alanı vardır. Bu alanı açıklamayı amaç edinen kuramla felsefeden kaynaklanan dilbilgisi arasında bağlantı vardır. Bu bağlantı, bir yandan, matematikle de ilgilidir. Husserl, geliştirdiği görüngübilim ile 20.yy felsefesini derinliğine etkilemiş, özellikle Nicolai Harcmann’ın bu konuyu, varlıkbilim açısından ele almasına olanak sağlamıştır. Mantık, ruhbilim, matematiksel mantık, bilgi kuramı, estetik ve ahlak alanlarında yeni görüş ve yorumların doğmasına yol açan görüngübilim son yıllarda yeniden gündeme getirilmiştir.
KAYNAKLAR
1) Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi; Anadolu Yayıncılık
2) Filozoflar Ansiklopedisi; Cemil Sena
3) Çağdaş Felsefe; Prof. Dr. Bedia Akarsu