Felsefe hakkında her şey…

Demokrasinin temel özellikleri

23.10.2022
597

Pek çok demokrasi teorisyeni, örneğin “Stalin dönemi Rusya’sında komünist parti üyeleri oy verebiliyor olsalardı, o dönemin Rusya’sını demokratik bir ülke olarak görebilirdik” der. Onlar bununla da elbette halk demokrasisinin en büyük eksiğinin, buna mukabil gerçek veya liberal demokrasinin en önemli unsurunun serbest seçimler olduğunu anlatmak isterler.

Demokraside özgür ve adil seçimler, halkın politik karar alma süreçlerine katılımının en temel ve en önemli aracı olduğu için, halkın yönetimi olarak demokrasinin neredeyse özünü meydana getirir. Serbest seçimlerin varlığı demokrasi açısından o kadar önemlidir ki bazı düşünürler serbest seçimlerin varlığını demokrasinin yeter koşulu olarak görürler. Dahası, evrensel oy hakkı veya demokraside herkesin seçme ve seçilme hakları bakımından bir ve aynı durumda olması olgusu, demokratik sürecin eşitlikçi yönünü ortaya çıkarır. Buna göre demokrasi, esas ifadesini yöneticilerin yönetilenler tarafından seçilmesi düşüncesinde bulurken kurucu bir ilke olarak eşitlik fikrine, yani toplumdaki iktidar sisteminin, insanlar arasındaki farklılıklara göre değil de benzerliklere dayanması gerektiği tezine dayanır. Başka bir deyişle, demokrasinin temelinde her şeyden önce bireylerin politik kararlara seçimler veya temsil yoluyla katılımı düşüncesi bulunur. Onun gerisinde bulunan temel ilke olarak eşitlik ilkesi, bütün yurttaşların yöneticilerini seçme bakımından eşit hakka sahip olduğunu dile getirir.

Demokraside serbest seçimler yoluyla, çoğu zaman bir çoğunluk yönetimi tesis olunur. Onda hemen her konuda çoğunluğun tercihi esas alınmakla beraber, demokrasi hiçbir zaman çoğunluğun azınlığa tahakküm etmesi olamaz. Buna göre çoğunluğun tercihiyle ortaya çıkan politik bir kararın bireylerin temel hak ve özgürlüklerini çiğnememesi gerekir. Bu ise elbette, çoğunluk ilkesinin çoğulculuk ilkesiyle örtüşmesini kaçınılmaz hale getirir.

Örtüşme durumu hiç kuşku yok ki demokraside bir başka temel özellik ya da unsurun özgürlük olduğu anlamına gelir. Buna göre, demokrasi bir yandan serbest seçimler yoluyla halkı yetkilendirirken diğer yandan onu özgürleştirir. Gerçekten de demokraside demokratik otoriteye tabi olan yurttaşların yasalar tarafından tanımlanan birtakım korunmuş alanlara sahip olmaları vazgeçilmezdir. Yasalar tarafından teminat altına alınan bu hak ve özgürlükler, üç ana kategori altında toplanır. Sivil, politik ve kişisel haklar olarak ifade edilen birinci kategoride, düşünce ve ifade özgürlüğü benzeri haklar bulunur. İkinci kategoride ise daha ziyade sosyal ve ekonomik haklar bulunur ve onlar mülkiyet hakkı, sağlık, eğitim ve çalışma hakkı benzeri haklardan oluşur. Buna mukabil üçüncü kategori haklar dilsel, dini ve kültürel haklardan meydana gelir. Bir anlamda yurttaşların özgürleşimi ve gelişmesi için var olan demokratik devletler, bu hakları teminat altına almakla yükümlüdürler.

Demokrasinin bir başka temel özelliğinin hesap verebilirlik olduğu kabul edilir. Söz konusu hesap verebilirlik, öncelikle seçimler yoluyla iş başına gelen kadroların hem kendilerinin hem de geliştirdikleri politikaların hayata geçirilmesi sürecinde onların hizmetinde çalışan bürokratların eylem ve faaliyetleri dolayısıyla sorumlu olmalarını ifade eder. Onlar, bu faaliyetlerin gerçek anlamda kamu yararına olmasını, halkın gelişime ve refahına katkı yapmasını sağlamak durumundadırlar. Bu yüzden bürokratlar sorumlu bürokrasi ilkesi gereğince yasalara, seçilmişler ise hem yasalara hem de halka hesap verirler. Demokratik yönetimlerin, işte bu durumun bir sonucu olarak açık yönetimler olmaları gerekir. Söz konusu açıklık, basın yayın organları, yönetimin halkı ve kamuoyunu bilgilendirmesi benzeri yollarla sağlanabilir.

Demokrasi nihayet, rekabete dayanan bir yönetim biçimi olmak durumundadır. Söz konusu rekabet ise her şeyden önce seçimler yoluyla iş başına gelecek kadroların halka hizmet noktasında açık bir yarış içinde olmalarını gerektirir. O, seçilmişlere hizmet edecek kadroların liyakat ve başarı esasına göre seçilecek insanlardan oluşmasını zorunlu kılar. Demokrasiyi belirleyen bütün bu unsurların hepsinin ayrı ayrı büyük bir önemi olmakla, demokrasi bu vazgeçilmez unsurların bir bileşkesi olarak ortaya çıkmakla birlikte, onun son çözümlemede aralarındaki ilişkilerin çoğu zaman kompleks olduğu üç temel değer üzerine yükseldiği söylenebilir: Eşitlik, özgürlük ve rekabet.

Kaynak: FELSEFE, s. 145-149, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2487 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1458

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...