Algı Nedir? Örgütleme İlkeleri Nelerdir?
Algı, duyumlarla elde edilen verilerin örgütlenmesi ve böylelikle anlamlandırılması sürecidir. Bir bakıma algıyı, duyumsal süreçte edinilen hammaddeyi işleme süreci gibi görebiliriz. Bundan anlaşılabileceği üzere algı denen bilişsel sürecin gerçekleşmesi için duyumsal bilgiler gereklidir. Yani duyum olmaksızın algıdan bahsedilemez. Ama diğer yandan algıyı duyuma indirgeyemeyiz. Özetle, algının gerçekleşmesi için duyum gereklidir ama yeterli değildir.
Algı, tanımı gereği daima duyumsal yaşantılardan gelen ham maddeyi örgütleme ve anlamlandırmayı kapsar. Masamın üstündeki kaleme baktığımda, retinama farklı dalga boyundaki ve farklı genişlikteki ışık dalgalan düşer; ama gördüğümüz tek tek bu ışık dalgaları değil, kalemdir. Aynı şekilde duyduğumuz şey, kulağımıza gelen ses dalgaları değil, o ses dalgalarının bir örüntüsüdür; bir müzik parçasının melodisi gibi (Gray, 1999). Duyusal girdileri yorumlama süreci olarak algı, yaşanılan kültürden, kişisel deneyimlerden, kişisel beklentilerden ve o anda içinde bulunulan güdüsel durumdan bağımsız olamayacağı için kaçınılmaz olarak öznel bir süreçtir. Yani, iki kişinin, aynı duyumsal girdiyi, sözü edilen öznel faktörlerden dolayı farklı biçimde anlamlandırması mümkündür. Örneğin aynı futbol maçını seyreden taraftarların söz konusu bir pozisyonun ofsayt olup olmadığında anlaşamaması gibi (Uba ve Huang, 1999).
Bugün dış dünyadaki nesne, olay ve kişilerin algısal temsilini inşa ederken başvurduğumuz ilkeleri Gestalt psikologlarının yaptıkları çalışmalar sayesinde biliyoruz. Gestalt psikolojisi, yirminci yüzyılın başlarında Almanya’da, o zaman hakim olan yapısalcı görüşe bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Gestalt psikologları, yapısalcıların iddia ettiği gibi, algının, ayrı ayrı unsurların bir araya getirilerek bütüne ulaşıldığı bir süreç olarak değil tam aksine baştan itibaren bütün olarak işleyen bütün bir örüntü temelinde işleyen bir süreç olduğunu ileri sürmüşlerdir.
“Bütün, onu oluşturan parçaların toplamından fazladır” deyişi, Gestalt bakış açısını çok iyi ifade eder. Bütün, parçaların toplamından fazladır; çünkü bütünü bütün yapan, sadece parçalar değil, parçaları anlamlı biçimde bir araya getiren parçalar arasındaki ilişkilerdir.
Ayrıca lütfen bakınız:
- Gruplama (örgütleme) ilkeleri nelerdir?
- Şekil ve zemin ilişkisi
- Algısal değişmezlikler nelerdir?
- Uzaklığı ve derinliği nasıl algılarız?
- Hareketi algılamak, hareketi nasıl algılarız?
- Algıda hipotez testi
- Algıda bağlam ve deneyim
- Algıda dikkat nedir, dikkatin önemi nedir?
- Algıyı etkileyen faktörler nelerdir?
- Algıda seçicilik nedir?
- Algı ve duyum arasındaki farklar
Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Psikolojiye Giriş” ve 2. Sınıf “Deneysel Psikoloji”, 4. Sınıf “Sosyal Psikoloji” Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Psikoloji Ders Kitapları ve MEB Liseler İçin Psikoloji Dersi Ders Kitapları