Teknokrasi
Teknokrasi; bilim, teknik veya teknoloji uzmanları tarafından kontrol altında tutulan veya doğrudan nüfuz edilen bir hükûmet veya toplum sistemidir. Şöyle de diyebiliriz: Bir hükûmetin veya toplumsal yapının teknik-teknoloji uzmanlarınca yönetilmesi ya da yönlendirilmesi gerçeğine teknokrasi adı verilir.
Teknokratik idarelerde bilimsel bilgi veya teknik bilgi sahibi kişiler yönetimde çok fazla güce ve etkiye sahiptir. Bu yönetim modelinde karar vericiler seçilirken kişilerin teknik uzmanlıklarına ve geçmişlerine göre bir tavır ortaya konur.
Toplumun ve devletin belli tabakalarında liderlik rolünü üstlenecek kişiler seçilirken, bu seçimi yapacak olanlara dönük yapılacak halk oylaması, seçilecek kişilerin çoğunluğun çıkarlarına uyup uymadıklarına göre değil, teknik ve teknolojik becerilerine ve ispat edilmiş çalışma geçmişlerine binaen gerçekleştirilir. Teknokrasi bu yönüyle geleneksel demokrasi anlayışından farklıdır.
Teknokrasilerde liderlik pozisyonlarını işgal edenlere “teknokrat” adı verilir. Eğitimli bir ekonomist olan ve aynı zamanda liderlik ettiği kurumu ampirik verilere uygun biçimde yöneten bir merkez bankası başkanı, teknokratik idarelerde tipik bir teknokrat örneğidir.
TEKNOKRASİ NASIL İŞLER?
Teknokrasilerde otorite sahibi tarafından seçilen veya atanan uzmanlar (teknokratlar), sistemi yöneten kişilerdir. Teknokratlar yönetme yetkisinin kendilerine verildiği alandaki uzmanlıklarına göre seçilir.
Teknokratların her zaman daha yüksek bir otorite tarafından atanması gerektiğinden, bu yüksek otoriteyi etkileyen siyasi yapı da teknokratların seçiminde rol oynayacaktır.
Teknokrat olarak atanan bir yönetici, halk tarafından seçilmiş bir politikacıdan beklenen siyasi anlayışa veya karizmaya sahip olmayabilir. Bunun yerine, bir teknokrat politika alanında daha pragmatik ve veri odaklı problem çözme becerileri gösterebilir.
Teknokrasi özellikle Büyük Buhran sırasında yaşanan karmaşayı, örneğin ekonominin doğasında var olan karmaşıklığı mühendisler ve bilim adamları gibi teknik profesyonellerin, politikacılardan daha iyi anlayacaklarına inanıldığı için Amerika Birleşik Devletleri’nde son derece popüler bir hareket haline gelmiştir. Zira demokratik olarak seçilen kişiler kendi siyasi koltuklarına sahip olsalar da bunların çoğu, planlarını uygulamak için seçilmiş profesyonellerin teknik bilgisine ve uzmanlığına güvenmeye başlar.
Teknokratik işleyişte hükûmet, örneğin savunma tedbirlerine ve politikalarına karar vermek için genellikle ilk elden askerî personele danışır. Yine siyasal zeminde yapılacak sağlık hamleleri, hekimlerin tavsiye ve doğrudan bilgilerine dayanmaktadır. Mühendislerin bilgisine danışmadan şehirlerin altyapıları planlanamaz, düzgün şehir planlamaları yapılamaz veya sağlıklı, sağlam binalar inşa edilemez.
Son sözde diyebiliriz ki teknokrasi ekonomik ve toplumsal zeminli bir harekettir.
TEKNOKRASİ KOMİTESİ
Teknokrasi kavramı 20. yüzyılın başlarında Amerika Birleşik Devletleri’nde, İlerici Hareket’in bir ifadesi olarak ortaya çıkmış ve 1930’larda ağırlığını iyice hissettiren Büyük Buhran sırasında önemli bir toplumsal ilgi uyandırmıştır. Teknokrasi hareketinin kökenleri ise Frederick W. Taylor’ın bilimsel yönetim kavramını kullandığı döneme kadar takip edilebilir.
Henry L. Gannt, Thorstein Veblen ve Howard Scott gibi düşünürler, iş insanlarının endüstride kamu yararına reform yapmaktan âciz olduklarını ve bu nedenle endüstrinin kontrolünün uzmanlara verilmesi gerektiğini ileri sürdüler.
Walter Rautenstrauch’un başkanlık ettiği ve Howard Scott’ın da önemli bir yer tuttuğu Teknokrasi Komitesi 1932’de New York’ta örgütlendi. Scott, az bulunurluğa dayalı önceki tüm ekonomik kavramların teknolojik olarak üretilecek bolluk tarafından mağlup edildiğini deklare ederek fiyat sisteminin yakında çökeceğini ve onun yerini cömert bir teknokratik yapının alacağını iddia etti.
Ancak Scott’ın akademik nitelikleri basın yoluyla itibarsızlaştırıldı ve grubun varoluş esasları ile karakteristiği sorgulandı; bunun sonucunda üyeler arasında sosyal politikalar hususunda anlaşmazlıklar yaşandı. Bu gelişmeler sonucunda Teknokrasi Komitesi bir yıl içinde dağıldı ve yerini 1936’da kapanacak olan Teknokrasi Komitesi Meclisi ve Scott’ın önderlik ettiği Teknokrasi, Inc. aldı.
Teknokratik örgütler Amerika Birleşik Devletleri ve batı Kanada’da ortaya çıkmaya devam etti; ancak teknokrasi hareketi, değişimi destekleyecek ve siyasi olarak uygulanabilir olacak programlar geliştirmedeki başarısızlığı nedeniyle iyice zayıfladı ve 1933’te ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt tarafından uygulamaya konan ekonomik iyileştirme politikalarından (New Deal) ve üçüncü taraf hareketlerinden aldığı desteği tamamen kaybetti.
Bu desteklerin kaybedilmesinde desteği verenlerin ilerisi için yaşadıkları otoriter toplum mühendisliği korkuları da etkin rol oynadı. Scott’ın organizasyonu 1940’tan sonra iyice güç kaybetti, 20. yüzyılın sonlarına kadar varlığını sürdürse de yeterli güce asla erişemedi.
Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım