19. yüzyıl Rus anarşizmi ve aşı karşıtlığı: Bakunin, aşı karşıtlarına yardımcı olabilir!
Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Michael Locke McLendon’ın* “Why a 19th-century Russian anarchist is relevant to the mask and vaccine debate” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.
Salgın sırasında maske takmayı veya aşı olmayı reddeden insanların davranışlarının geçerli bir felsefi savunmasını yapmak kolay bir iş değildir.
Dünyada bireysel özgürlükleri savunmak için atıfta bulunulan otoriteler – John Locke ve John Stuart Mill gibi – devlet tarafından verilen toplum sağlığı mesajlarını görmezden gelmek için ikna edici nedenler sunmuyor.
Örneğin Locke’un doğal hukuk doktrini, insanların kendilerini korumak için Tanrı’ya karşı yapmaları gereken görevlerine dayanan “yaşam, özgürlük ve mülk edinme” gibi doğal haklara sahip olduklarını belirtiyor. Bu nedenle, ölümcül bir salgın sırasında hastalığa karşı güvenilir ve etkili olan bir aşıyı reddetmek için hiçbir gerekçe bulunmuyor.
Benzer şekilde, insanların başkalarına doğrudan zarar vermemek koşuluyla istediklerini yapmalarına izin verildiğini genel olarak ifade eden John Stuart Mill’in “zarar ilkesi” de aşılanmaya ve maske kullanmaya karşı olanlara yardımcı olmuyor.
İLGİLİ KONU: Aşı Olmak İçin Pek Çok Ahlaki Neden Vardır, Ancak Bu Ahlaki Bir Görev midir?
Şöyle bir gerçeklik var ki aşı ve maske karşıtlarının eylemleri, salgının süresini uzatabilir ve hatta virüsün mutasyona uğramasına neden olarak aşıların etkisiz hâle gelmesine yol açabilir. Bu da herkesi riske atan bir davranış olacaktır.
Ancak aşı olmayı veya maske takmayı reddeden kişilerin başvurabileceği başka bir etik çerçeve daha var. Bu çerçeve pek de beklenmedik bir kaynaktan geliyor: 19. yüzyılın Rus anarko-komünist düşünürü, Mihail Bakunin.
Bakunin’in anarko-komünist felsefesi, belki de en çok Alman filozof Karl Marx ile gerçekleştirdiği uzun ve şiddetli tartışmalarla ün kazanmıştır. Bu anlayış; devletin, özel mülkiyetin ve özetle aslında tüm baskı araçlarının ortadan kaldırılmasından yana bir anlayıştır.
Burada maske takmak ve aşılanmakla ilgili gelişen mevcut tartışmalarda Bakunin’in fikirlerinin gözden kaçırıldığı görülüyor.
Bakunin’in görüşlerinden bazıları, en azından maske ve aşı gereksinimlerine yönelik özgürlükçü temelde geliştirilen eleştirilerle tutarlıdır. Gerçekten de anlamlı farklılıklarına rağmen, birçok liberteryen, özgürlüğün en önemli değer olduğunu düşünmek ve devletlerin doğası gereği baskıcı olduğunu söylemek konusunda Bakunin ile ortay paydada buluşuyor.
Liberteryen düşünce, Bakunin’in özgürlük ve akılcılığı birbirine bağlamak konusundaki ısrarına şüphe ile yaklaşıp onun komünizm fikrini kesinlikle reddeder; fakat liberteryenler yine de onun otoriteye dönük sergilediği septik yaklaşıma hayran kalacaklardır.
BİLİM ÖZGÜRLÜĞÜ TEHDİT EDİYOR
Bakunin, maske ve aşı karşıtı mahallede yer alan pek çok kişi için bariz bir dayanak noktası olmayabilir.
Onun 1871’de yayınlanan klasik kitabı “God and State”, aşılarla ilgili halk sağlığı tavsiyelerine uymayı reddedenlerin önemli bir kısmını oluşturan sağcı ve dindar kesimin bazı unsurlarını kesinlikle rahatsız edecek bir tarzda başlar.
Bakunin, Hristiyanlığı akılcılığın ve özgürlüğün düşmanı olarak görür.
Ona göre insanların özgürleşmek ve özgürce karar vermek için evrenin fiziksel yasalarını ve toplumun sosyal yasalarını öğrenmeleri gerekir.
Bakunin, insanların ancak doğru bilgiler tarafından yönlendirilirlerse akılcı kararlar alabileceklerini iddia eder. Ona göre kişiler kendileri için özgürce seçim yapan rasyonel ajanlar hâline sadece doğru bilginin yol göstericiliğiyle gelebilirler.
Ancak Bakunin, bilimin de özgürlük için büyük bir tehdit olabileceğini öne sürüyor. İşte bu görüş, zorunlu maske kullanımına ve zorunlu aşılanmaya karşı çıkanların çoğu için sıcak bakılabilir bir argümandır.
Bilimsel bilginin sınırları olduğu gerçeğinin ötesinde, Bakunin, bilim insanlarının baskıcı otorite yoluyla kendilerine yatırım yapma olasılığının her zaman bulunduğuna inanıyordu.
Bakunin’e göre özgürlük için akılcılık ve bilgi gerekliyse o zaman bilgiye sahip olanlar, insanları belirli şeyleri yapmaya veya yapmamaya zorlayabilecek konumda bulunuyorlar demektir.
Bu nedenle Bakunin, toplumdan gördükleri değerden cesaret alan bilim insanlarının “kibirli bir şekilde hayatı yönetme hakkını talep edeceklerinden” endişeleniyor.
Aşağıdaki pasaj, bu fikri destekler niteliktedir:
“Bilim insanlarına meziyetleri ve başarıları için saygı göstermeliyiz. Ancak onların kişisel yüksek ahlaki ve entelektüel standartlarını kaybetmelerini önlemek için, onlara herkesin sahip olduğundan başka hiçbir özel ayrıcalık ve hak – örneğin kanaatlerini, düşüncelerini ve bilgilerini ifade etme özgürlüğü – verilmemelidir. Ne onlara ne de herhangi bir özel gruba başkaları üzerinde kullanabilecekleri bir güç verilmelidir. Güç verilen kişi, kaçınılmaz olarak toplumu sömüren ve ezen biri hâline gelecektir.”
Bakunin, 1873
BİLGİNİN SEPTİK TÜKETİCİLERİ
Bakunin’in bilim insanları tarafından baskılanma riskine karşı ortaya koyduğu çözüm, bilimsel bilginin değerini azaltmadan, bilim insanlarının otoritelerini azaltmak yönünde oldu.
Bunu yapmak için, sahip olduğu bilgi ne olursa olsun her birey öğrenmek ve eylemde bulunmak durumundadır.
Buradaki asıl konu, bilim insanlarına hiçbir bilim insanının tüm cevaplara sahip olmadığı, tüm bilim insanlarının birikmiş bilgilerinin sınırlı olduğu ve her bilim insanının mükemmel cevaplar veremeyeceği anlayışıyla danışmak fikridir.
Bakunin’in özgürlük teorisini pandemik dünyaya uygulamak için kimsenin aşı olması gerekmez. Bunun yerine halk, aşıların tesirini ve güvenilirliğini araştırmaya teşvik edilmelidir.
Bilim camiası kendi payına kendisini dikkatli bir şekilde gözden geçirmeli ve bilgiyi dürüst bir şekilde sunmalı, bütün bildiklerini ve bilmediklerini halka hevesle ve gönüllü olarak sunmalıdır.
Bakunin, bilim camiasında yer alan saf iyimserleri ve felaket tellalı karamsarları şiddetli biçimde eleştirdi. Çünkü ona göre insanlar basit ve açık terimlerle sunulan cilasız gerçeğe ihtiyaç duyarlar.
Eğer buna dönük cevap “biz bilim insanları olarak böylesini bilmiyoruz” ise, varsın öyle olsun!
SORULAR SORUN… AMA AKILCI OLUN
Bakunin’in özgürlük teorisi halktan çok şey bekliyor.
Bireylerin bilimsel bilginin doğası hakkında bir şeyler bilmesini, mantıklı sorular sormasını ve ardından mevcut kanıtların rasyonel bir analizini yapmasını istiyor.
Bilim insanlarının egolarını ve hızlı şöhret arzularını kontrol etmelerini ve bilgilerini erişilebilir ve doğru terimlerle, aklı başında bir şekilde halka sunmalarını talep ediyor.
Ve tabi ki Bakunin bunları beklerken, internette yoğun şekilde yer alan ve güvenilir bilimsel verilere erişimi baltalayan türden dezenformasyon kampanyalarını hesaba katmamıştı.
Bununla birlikte, bilgiyi çözümleme ve rasyonel kararlar alma konularında da insanlara güveniyordu ki Bakunin’e göre bu yetenekler, özgürlüğün ön koşuluydu.
Bu nedenle aşı şüphecileri Bakunin’de teselli bulabilirler. İyi sorular sorarlarsa ve sorularına tatmin edici cevaplar alamazlarsa Bakunin’in felsefesi onlara aşıyı kesinlikle reddetmelerini önerecektir.
Aynı şey maske kullanımı için de geçerlidir: Bu felsefe, eğer bilim topluluğu maskelere neden hâlâ ihtiyaç duyulduğunu etkili bir şekilde anlatamıyorsa o zaman insanların maske takmasının beklenmemesi gerektiğini de önerecektir.
Bakunin’in felsefesine göre maskeye ve aşıya karşı çıkanların aynı zamanda bilimi içtenlikle takip etmeleri ve kendilerini verilerle ikna etmeleri gerekiyor.
Cehaletle süslü bir şüphecilikle veya “devletin onu kontrol etmek istediği” inancına dayanarak maske takmayı reddetmek özgürlük değil, aptallıktır.
Kısacası, aşı karşıtı ve maske karşıtı kişilerin özgürlüklerini talep etmeleri için akılcı olmaları gerekir.
Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer Yıldırım
Kaynak: Why a 19th-century Russian anarchist is relevant to the mask and vaccine debate 23 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi; Michael Locke McLendon
* Michael Locke McLendon, California State Üniversitesinde siyaset bilimi profesörüdür. Uzmanlık alanı, politik teorilerdir.