Postmodern eğitim anlayışı
Postmodernizm bir eğitim felsefesi olmaktan çok siyasal, sosyal, ekonomik çok geniş bir alana yönelmesi nedeniyle çok tartışmalı bir alandır ve eğitim alanı üzerinde etkileri tartışılmaktadır.
Postmodernizm eleştirel bir pedagoji yaratarak kimi açılımlar oluşturur. Farklılıkların ve çoğulcuğun kabullenilmesi, mutlak değerler yerine yoruma açık seçeneklerin konulmasına olanak verilmesi, tek mutlak doğru egemenliğine karşı olunması, görecelik, eklektik düşünme, teknoloji aracılığı ile güçlü bilgi aktarımı, bilgilendirme, öznellik ve öznenin yükselişi postmodernizmin eğitim alanıyla da ilgili kimi özellikleridir (Wikipedia, 2007).
Postmodern anlayış ile tüm toplumsal yapı ve işleyişe ilişkin modern algı ve anlayışa karşıt bir yapı oluşturulmaktadır. Kuşkusuz, bu yeni anlayış, yapı ve tavır yeni eğitim anlayışı yaratma eğilimi açıktır. Aslında postmodern anlayışın kendine özgü bir öğretim programı olup olmadığı tartışmalıdır. Genel kabul gören görüş, postmoderrn anlayışın göreceliği, aslında nesnel bilgiyi yok sayması gibi, mümkün olduğu kadar nesnel verilere dayanan eğitim bilimini de yok sayma biçimindedir (Aydın, 2006a).
Postmodern felsefeye göre eğitim sistemlerinin amacı bir kesin oluştan çok göreceli oluşudur. Bireyin yaşamasını kolaylaştıracak, tüketimi düzenleyecek tüm düzenleme ve anlayışlar bir bakıma postmodern anlayışın onayladığı anlayışlardır. Öncelikle toplum artık sanayi toplumu değildir ve buna bağlı olarak eğitimin yapısal olarak kitle-yığın eğitimi ve meslek kazandırma işlevi artık göreceli olarak işlevini yitirmektedir. Bireyin yaratıcılık ile eleştirel düşüncenin geliştirilmesi, esneklik, özerklik, dinamizm, yüksek iletişim becerisi, empati, ikna ve iş birliği geliştirilmesi gereken niteliklerdir (Şahin, 2004).
Postmodern felsefe açısından öğretim programlarının içeriğinde çok yönlülük, çok kültürlülük, bir bakıma düzensizlik bulunmaktadır denilebilir. Özü itibariyle serbestçi bir anlayış ve algıya sahip olan postmodern yaklaşım katı bir program anlayışı olmayışını doğurmaktadır.
Postmodern eğitim anlayışının öğretme ve öğrenme süreçlerinde görecelik ve bireysellik baskındır. İçinde yaşadığımız yüzyılda bilginin öğrenilmesinde çok tüketilmesi önem kazanmaktadır. İletişim teknolojisinin hızla geliştiği dünyamızda bilgi çok kısa sürede kitlelere ulaşmaktadır. Ancak kısa bir süre içinde de geçerliğini ve güncelliğini yitirmektedir. Kuşkusuz böyle bir dünyada eğitimin görevi insanlara bilgi öğretmekten çok bilgiyi elde etmenin yollarını öğretmek olacaktır (Sözer, 2011).
Postmodern eğitimde sınıfın şart koşulması yoktur (Tezcan, 2002, s. 13). Bu bağlamda her yer eğitim programlarının uygulama alanı olarak görülebilir. Postmodernist felsefe bilginin üretilmesinden çok tüketilmesini önemsemektedir. İletişim teknolojisinin hızla geliştiği dünyamızda bilgi çok kısa sürede kitlelere ulaşmaktadır. Ancak kısa bir süre içinde de geçerliğini ve güncelliğini yitirmektedir. Kuşkusuz böyle bir dünyada eğitimin görevi insanlara bilgi öğretmekten çok bilgiyi elde etmenin yollarını öğretmek olacaktır.
Postmodern eğitimin özel bir ölçme ve değerlendirme sistemi oluşturduğunu söylemek olanaklı değildir. Modernist eğitimde öğretmen erki temsil ederken, postmodern eğitim öğretmenin açık erkine karşı çıkılmaktadır. Öğretmenin erki temsil etmesi eğitimsel olarak baskının, şiddetin ve ideolojik aşılamaların temeli olarak kabul edilir (Aydın, 2006b, ss.62-63). Bu durum bir bakıma öğrenci merkezliğe doğru eğilmedir denilebilir. Bununla birlikte postmodernizm, modernizmin öğrenci ile öğretmen arasındaki uçurumunu ve sosyolojik mesafesini kaldırırken, öğrenci ve öğretmen arasında güvene dayalı bir ilişki yaratılmasını ön plan çıkarır.
Evrensel bilgi ve yüksek kültür ile kitle kültürü arasındaki ayrım ortadan kalkmaya başlamıştır. Onun yerine toplumların kendi değerleri ön plana çıkmaktadır. Evrensel doğruluk veya sınıf anlayışı geçerliliğini yitirmiş daha esnek ya da daha çok birey odaklılık güç kazanmaya başlamıştır. Postmodern görüşlerin eğitime ilişkin kimi sonuçları şu biçimde özetlenebilir (Sözer, 2007):
- Görecelik, eklektik yaklaşım ve merkezi kontrolün kalkması eğitimin belirli amaca göre çalışması kimi zorluklar çıkarmaktadır.
- Eğitimde medyanın rolünün değişmesi ve önem kazanması öğretmenin ve kalıpçı öğretim programının etkisini azalmaktadır.
- Okuryazarlık tüm medyanın okuryazarlığına yönelmiştir.
- Yeteneğe göre eğitim yapılmalıdır.
- Kitle eğitiminden kişiselleşmiş öğretime, tek öğretimden çoğulcu öğretime, katı programlardan esnek programlara, öğretmenin program başlatma ve yöneltmesinden, öğrencinin başlatmasına ve grup planlamasına, bağımlı içerikten, bağımsız içeriğe geçiş sağlanmalıdır.
Postmodern eğitim anlayışına yönelik olumlu olumsuz görüşler şu biçimde verilebilir. Öncelikle postmodern eğitim bir düzensizlik nedeniyle eğitim biliminin “kasıtlı ve istendik davranış değiştirme” temel anlayışına karşıtlık oluşturmaktadır. Bu durum, sosyalleştirme, ulusal birliktelik gibi birleştirici işlevi bulunan eğitim sistemlerinin sarsılmasına neden olabilir. Buna karşılık farklılıkların göz önüne alınması, çok kültürlülük, yorumsamacı bakış gibi algı ve anlayışlarla hem felsefi dünyaya hem de eğitime yeni bakışlar kazandırdığı da bir gerçekliktir.
Kaynak: Eğitim Felsefesi, s. 38-39, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3661 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2489