Felsefe hakkında her şey…

Marguerite Hessein de La Sablière

26.01.2024
113
Marguerite Hessein de La Sablière

Madame de la Sablière ya da tam adıyla Marguerite Hessein de La Sablière 17. yüzyıl Fransa’sında ahlak ve din felsefesine özgün katkılarda bulunmuştur. Onun etik görüşü, doğal ahlaki erdemlerin örtülü erdemsizlikler olduğunu ve yalnızca teolojik erdemlerin gerçek bir ahlaki yaşamı mümkün kılabileceğini ifade etmiştir.

Marguerite Hessein de La Sablière‘in ahlaki açıdan ciddiyeti, ahlaki fiiller ve sorumluluk konularını ele alışındaki titizlikte kendini gösterir. Dinî bilgiyi ele alırken, Tanrı’nın sıfatlarını doğru bir şekilde kavramak için gerekli olan manevi koşullara yoğunlaşır. İmgelem ve akli yetilerden kopuşla belirginleşen kendini teslim etme, Tanrı’nın özünün apofatik (ya da negatif teolojik) bir şekilde kavranması için gerekli koşuldur.

Fransız Katolik din kitapları onu, tedavi edilemez hastaların dindar bir hizmetkârı olmak için topluluğunun şüpheci anlayışını ve cinsel serbestliğini terk ederek dinden uzaklaşan bir bilgin olarak anlatır. Birçok bilim tarihçisi, Paris Gözlemevi’nde yaptığı araştırmalar nedeniyle Madame de la Sablière‘yi ilk kadın astronomlardan biri olarak tanıtır. Filozof olarak La Sablière ise ancak 20. yüzyılın sonlarında gün yüzüne çıkmıştır.

Marguerite Hessein 1640 yılında Paris’in Huguenot seçkinleri arasında doğdu. Protestan yüksek burjuvazisinin diğer üyeleri gibi, Hessein de finansal alanda önde gelen bir aileye mensuptu. Babası Gilbert Hessein, kurduğu banka aracılığıyla önemli bir servet edinmişti. Annesi Marguerite Menjot Hessein ise Hazine’de yüksek rütbeli bir memurun kızıydı. Ailenin manevi ve sosyal yaşamı, Protestan inancına göre ibadet edilmesine olanak tanınan bir Paris banliyösü olan Charenton’daki Huguenot kilisesine odaklanmıştı. Marguerite 18 Mart 1640 tarihinde bu kilisede vaftiz edilmiştir.

Annesinin 1649’da ölümünden sonra Marguerite Hessein‘in bakımı dayısı Antoine Menjot ve kuzeni Madeleine Gaudon de la Raillière tarafından üstlenildi. Bir tıp doktoru ve Protestan apolojist olan Menjot, uzmanlaşmış öğretmenler tarafından verilmek üzere karmaşık bir müfredat tasarladı. Bu müfredatta klasiklerin öğrenimi o kadar büyük önem taşıyordu ki öğrenciler daha sonra, o dönemde bir kadın için alışılmadık bir başarı olan Latince ve Yunancaya hakimiyetleriyle ün kazanacaktı.

Matematik alanındaki titiz eğitim, onun yaşam boyu sürecek bilim aşkını ve yine o dönemde bir kadın için alışılmadık bir şekilde Paris’in bilimsel çevrelerine hevesle katılımını sağladı. Menjot yeğenine Kalvinizm’in teolojik ilkelerini bizzat öğretmiş ve onu felsefeyle tanıştırmıştır. Felsefedeki bu erken dönem eğitimi, René Descartes ve Pierre Gassendi’nin felsefe ekollerine özellikle vurgu yaparak çağdaş felsefeyi ön plana çıkarmıştır.

Marguerite Hessein ile Antonie de Rambouillet de la Sablière arasında 15 Mart 1654 tarihinde görücü usulü bir evlilik yapıldı. Karısı gibi Mösyö de la Sablière de finans alanında önde gelen varlıklı bir Huguenot ailesinden geliyordu. Zenginliğin yanı sıra, evliliğe sanatsal bir farklılık da kazandırmıştı. İyi derecede İtalyanca bilen Sablière, yazdığı şiirlerle kendisini önde gelen bir şair olarak kabul ettirmişti.

Eşlerin ekonomik, dinî ve kültürel yakınlıklarına rağmen, evlilik ikinci on yılında dağıldı. Kocasının sadakatsizlikleri ve karısına yönelttiği fiziksel ve duygusal şiddet giderek daha belirgin hale geldi. Başarısız uzlaşma çabalarının ardından Madame de la Sablière 1668 yılında yasal olarak malların ve kişilerin birbirinden ayrılmasına karar verdi. Kadını başarısız evliliğin masum ortağı olarak kabul eden mahkeme, suçlu kocanın çeyizini kadına iade etmesini ve ona yüklü miktarda nafaka ödemesini şart koştu. Ancak evliliklerinden olan üç çocuğun velayeti Mösyö de la Sablière’de kalmıştır.

1669 yılında özgürlüğünü yeni kazanan Madame de la Sablière, Paris’te Rue Neuve-des-Petits-Champs’daki evinde bir edebiyat kulübü açtı. Bu kulüp kısa sürede başkentin kültür merkezlerinden biri haline geldi. Kulübün müdavimleri arasında Molière, Racine ve Madame de Sévigné gibi tanınmış yazarlar vardı. Birçok kulüp üyesi dönemin felsefi tartışmalarında öne çıkmıştır: Fontenelle, Huet ve İsveç Kraliçesi Christina. La Sablière bu dönemde bilimsel ve felsefi kültürel bilgisini de derinleştirdi. Bir dizi hoca ona en son bilimsel gelişmeler hakkında bilgi verdi: Roberval kalkülüs, Sauveur geometri ve Barthélemy d’Herbelot anatomi üzerine. D’Alencé’nin fizik, Verney’nin anatomi ve Cassini’nin astronomi üzerine verdiği halka açık derslere katıldı. Cassini’nin gözlemevindeki uygulamalı deneylere aktif olarak katılan La Sablière, astronomi araştırmalarıyla öne çıktı.

Asıl hocası François Bernier felsefe üzerine yoğunlaştı. Bir Descartes karşıtı olan Bernier, ona Kartezyen fizik ve metafiziğe ilişkin çağdaş tartışmaları anlattı. Gassendi Felsefesinin Özeti adlı eserini onun kullanımı için kaleme aldı ve Şüphe adlı Pyrrhoncu risalesini ona ithaf etti. La Sablière‘in bir salon kadını olarak kariyeri boyunca kişisel felsefi görüşleri belirsizliğini korumaktadır. Bazı tarihçiler onu bir salon Kartezyen’i olarak sınıflandırsa da eski akıl hocası Antoine Menjot onun olgun felsefi konumunu Pyrrhoncu şüphecilik ile Epikürcülük arasında bir sentez olarak tanımlar.

Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...