Sentez, Bireşim Nedir?
Birleştirme. Çeşitli öğeleri bir araya getirme, bir bütün içinde birleştirme. Bu birleşmenin sonucu. Karşıtı çözümleme’dir.
Bireşim ya da Türkçede kullanılan ‘sentez’ terimi, çözümleme karşıtı olarak, çözümleme yoluyla ayrılmış bulunan öğelerin yeniden birleştirilmeleri anlamını dile getirir. Terim, özellikle Hegel’in diyalektiğinde önem kazanmıştır. Alman düşünürü Hegel bunu, olumlama ve yadsıma çatışmasının daha yüksek bir düzeyde yeniden olumlanması anlamında yadsımanın yadsınması deyimiyle dile getirir. Örneğin yumurta kendi kendine uygun bir nesnedir, kendisini olumlamıştır. Ama yumurtanın içindeki tohum gittikçe o yumurtayı kendi yararına yararına kemirerek yadsır. Ancak bu amaçsız bir yadsıma değildir. Daha yeni yumurtalar meydana getirecek olan civciv yumurtanın kabuğunu delerek ortaya çıkar, böylelikle tohumun yumurtayı yadsımasını yadsımış olur. İşte bu yadsımanın yadsınması bir bireşim’dir, civciv varlığını kazanmakla kendisini olumlamıştır.
Her yadsımanın yadsınması ya da bireşim yeni bir olumlama ya da sav (tez)’dır. Çatışma çözülmüş ve çelişme şimdilik aşılmıştır ama meydana gelen bu yeni bireşim kendi çelişmesini de birlikte getirmektedir. O da kendisini yıpratacak ve yadsıyacak olan yumurtalar verecektir. Çünkü birlik geçici ve çelişme süreklidir. Böylece her bireşim yeni bir sav olarak karşısav (antitez)’ını içerir. Civcivin tavuklaşarak meydana getirdiği yumurtalar kendisini yadsıyacaklar, o yumurtalardan çıkan yeni civcivler de bu yadsımayı yadsıyacaklardır. Hegel’in diyalektiğinde evrensel oluşma yasası budur. Ne var ki Hegel bu yasayı, idealist bir anlayışla, bir mantık, eş deyişle düşünce yasası olarak ileri sürmektedir.
Mantık Bilgisi adlı yapıtının Giriş’inde şöyle der: “Bilgide ilerlemeyi gerçekleştirmek için gereken, bu mantık yasasını kavramaktır. Bu mantık yasasına göre yadsılı olan aynı zamanda olumlu olan’dır. Başka bir deyişle karşı durulan şey yoklukta sıfıra varmaz, sadece içeriğinin yadsınmasında sıfıra varır. Sonuç şudur: yadsıma, belli bir yadsıma olmakla aynı zamanda belli bir içerik taşır. Bu, yeni bir kavramdır. Ama öncekinden daha yüksek, daha zengin bir kavramdır. Çünkü yadsınması ya da karşıtıyla yükselmiş, zenginleşmiştir. Öyleyse onu içermektedir, ama kendisinden fazla olarak hem kendisini hem karşıtını içermektedir. Kavramlar böylelikle meydana gelir ve sürekli bir akış içinde gelişir.”