Lucian Blaga
Lucian Blaga, iki dünya savaşı arasındaki dönemde Doğu Avrupa’nın önde gelen filozoflarından biridir.
Hem Doğu Ortodoks teolojisi hem de klasik felsefe eğitimi almış olan Lucian Blaga; epistemoloji, metafizik, estetik, kültür felsefesi, felsefi antropoloji, tarih felsefesi, bilim felsefesi ve din felsefesi üzerine çalışmalar içeren “kuramsal” bir felsefe geliştirmiştir.
Dönemin önde gelen üniversitelerinden birisi olan Cluj Üniversitesinde (şimdiki Babes-Bolyai Üniversitesi) kendisi için bir kültür felsefesi kürsüsü kurulmuştur.
Lucian Blaga‘nın kariyerinin zirvesine çıktığı dönem şanssız biçimde İkinci Dünya Savaşı’na denk gelmiş ve Romanya, sosyalist bir idare kuran Sovyet birlikleri tarafından işgal edilmiştir. Yeni hükûmet Blaga ve diğer birçok profesörü üniversitedeki görevlerinden uzaklaştırmıştır.
Ders vermesi ve yayın yapması yasaklan Lucian Blaga çalışmaya ve yazmaya devam etmiştir. Sonunda otuz dört felsefe kitabı yayımlanmıştır. Felsefi yayınlarının merkezinde, Hegel’den bu yana nadiren girişilen bir iş olan sistematik felsefeyi oluşturan dört üçleme yer almaktadır. Ayrıca şiir ve tiyatro kitaplarının yanı sıra bir de roman yayımlamıştır.
Blaga bugün Romanya’da ulusal bir değer olarak kabul edilse de kariyerini çevreleyen talihsiz koşullar nedeniyle dünyada pek tanınmamaktadır. Bununla birlikte, yaratıcılığı ve sistematik bakış açısı onun çalışmalarının 21. yüzyılda hâlâ Avrupa’da aktif olarak okutulmasına yol açmıştır.
Lucian Blaga’nın kısa biyografisi
Lucian Blaga (1895-1961) bir köy vaizinin oğludur. Köy, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun doğu sınırında etnik olarak Romanyalı sayılan Lancram’dır. Rahip Isidor Blaga, Ortodoks teolojisi kadar Alman felsefesi okumaktan da zevk aldığı anlaşılan meraklı bir vaizdi. Isidor, babasının erken ölümüyle Lancram’da doğan vaizlik pozisyonunu istemeyerek de olsa kabul etmişti. Eğitimine devam etmek için gerekli mali kaynaktan yoksun olması bu seçimi zorunluluk hâline getirmiştir; ancak vaizlik görevi İsidor’un asıl hedefi değildir: onun daha akademik hevesler beslediği tahmin edilmektedir. Yüksek öğrenime olan ilgisi, felsefeye olan merakı ve kişisel kütüphanesi en küçük oğlu Lucian Blaga üzerinde derin bir iz bırakmıştır.
Romen köyünde edinilen yaşam tecrübesi Blaga üzerinde derin bir iz bırakmıştır. On dokuzuncu yüzyılın sonları ve yirminci yüzyılın başlarındaki bir Romen köyü, Orta Çağ’dan beri temelde büyük bir değişikliğe uğramamış bir yerleşim yeridir. Sanayi yoktur ve çok az makineleşme söz konusudur. Ekonomi tarıma dayalıdır. Tek eğitim kurumu tek odalı bir ilkokuldur. Yine de efsanelerde, baladlarda, şiirlerde ve özellikle Lucian Blaga‘nın daha sonra toplayıp birkaç cilt hâlinde yayınladığı çok sayıda atasözü ve özdeyişte saklı olan geleneksel bilgi birikimi, kendine özgü bir felsefi kavrayış sağlamıştır. Romanya köylerinin kültürel yapısı, Lucian Blaga’nın 1936 yılında Romanya Akademisi’ne kabul edilirken yaptığı konuşmanın da konusunu oluşturacaktır.
Köydeki ilkokulun akademik başarısının düşük olması ve köyde bir lise bulunmaması nedeniyle, İsidor ve eşi Ana, Lucian’ı özel yatılı okullara göndermek için fedakârlıkta bulunmuşlardır. Transilvanya’daki şehir merkezleri ya Macar ya da Alman’dı ve dolayısıyla en iyi eğitim fırsatları Macar ya da Alman okullarındaydı. Lucian Blaga‘nın gittiği ilk okul, yakınlardaki Sebes kasabasında bulunan bir Alman yatılı okuluydu. Blaga burada Almanca öğrendi ve önemli Alman düşünürlerini yakından tanıdı. Blaga daha sonra Brasov kentindeki prestijli Andrei Saguna Lisesine kaydoldu ve burada Almanca, Macarca, Latince ve Yunanca öğrendi. Özellikle doğa bilimleri, bilim felsefesi ve dünya dinleriyle ilgilendi. Andrei Saguna’dan mezun olmak için bir bitirme tezi gerekiyordu: Blaga’nın tezi Einstein’ın göreliliği ve Poincare’nin Öklid ötesi geometrisi üzerineydi.
Blaga mezun olduktan sonra bir Alman üniversitesine kaydolmayı planlıyordu; ancak Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması bunu engelledi. Askerlik hizmeti dışında kendisine açık olan tek seçeneği değerlendirerek bir başka Transilvanya şehri olan Sibiu’daki Romen Ortodoks papaz okuluna kaydoldu. Ruhban okulu müfredatının daha pastoral yönlerinden ne hoşlanmış ne de bu konuda başarılı olmuş olsa da teorik çalışma alanlarında sınıf arkadaşlarını geride bıraktı. Bu dönemde özellikle din felsefesi ve sanat tarihi anlayışını geliştirdi.
Blaga 1917’de lisans eğitimini tamamladı ve Viyana Üniversitesinde felsefe alanında doktora programına kaydoldu. Bu süre zarfında, Romanya’da çok satan ve çalışmalarını finanse etmesine yardımcı olan ilk iki kitabını, bir şiir kitabı ve bir aforizma kitabı yayınladı. Kasım 1920’de doktora tezinin savunmasını başarıyla verdi. Tezinin başlığı Kultur und Erkenntnis (Kültür ve Bilgi) idi.
Blaga’nın çok kültürlü bir bölgede (Transilvanya’da Romenler, Macarlar, Almanlar, Çingeneler ve daha küçük azınlık grupları yaşıyordu) büyümesi; kırsal köy ile modern şehir arasındaki zıtlığı deneyimlemesi; Doğu Ortodoks teolojisi ve ayinlerini Avrupa felsefesi, tarihi ve bilimiyle yan yana okuması, onda kültür felsefesine önemli bir ağırlık veren felsefi bir bakış açısı yaratmıştır. Blaga, kültürün geniş çerçevesi içinde bilim, sanat, tarih ve dine yer vermiştir.
Lucian Blaga‘nın felsefi sistemi klasik ve çağdaş filozofların ve düşünürlerin teorileriyle etkileşim içindedir. Bunlar Sokrates öncesi filozoflardan William James, Edmund Husserl ve Henri Bergson gibi yirminci yüzyılın başlarındaki filozoflara ve Albert Einstein, Sigmund Freud ve Paul Tillich gibi düşünürlere kadar uzanmaktadır. Plotinus, Kant ve Alman Romantikleri’nin etkisi de Blaga’nın felsefesinde açıkça görülmektedir. Ancak Blaga’nın felsefesi yalnızca diğer düşünürlerin görüşlerini sentezleme girişimi değildir. Gününün önde gelen aydınlarını meşgul eden meseleleri ele alan sistematik ve bütüncül bir teşebbüstür.
Blaga’nın erken dönem felsefi kariyeri öğretimden ziyade araştırma ve yayınla ilgiliydi. Çok sayıda makale ve kitap yayınladı ve çeşitli edebiyat dergilerinde editör olarak görev yaptı. Yayınları kurgudan felsefeye kadar uzanmaktadır. İlk felsefe kitabı Filosofia stilului (Üslup Felsefesi) 1924 yılında yayımlanmıştır. Ayrıca bir devlet adamı olarak ülkesine hizmet etmiştir. 1936 yılında Romanya Akademisi‘ne (prestijli bir araştırma kurumu) kabul edilmiştir. Son olarak 1938’de Transilvanya’daki önde gelen Rumen üniversitesi Cluj Üniversitesinde onuruna özel bir kültür felsefesi kürsüsü kurulmuştur. Kürsünün ilk çalışması Despre plenitudinea istorica (Tarihsel Bütünlük Üzerine) başlığını taşımaktadır.
Romanya’da yeni kurulan Sosyalist hükûmet tarafından görevinden alındığı 1949 yılına kadar Cluj Üniversitesinde ders vermiştir. Bundan sonra ders vermesine izin verilmemiş ve sadece sıkı denetim altında yayın yapmasına izin verilmiştir. 1961’deki ölümünden sonra bazı eserlerinin yayımlanmasına izin verilmiş ve Romanya komünizminin çöküşünden bu yana Lucian Blaga‘nın tüm eserleri yeniden yayımlanmıştır.
Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım