Felsefe hakkında her şey…

Aşırı su tüketimi yasağı: Çok su tüketen komşunuzu ispiyonlar mıydınız? Felsefenin size yardımcı olabileceğini düşünüyoruz…

07.06.2024
Aşırı su tüketimi yasağı: Çok su tüketen komşunuzu ispiyonlar mıydınız? Felsefenin size yardımcı olabileceğini düşünüyoruz…

İklim koşullarının kötüye gitmesi ve yaklaşan kuraklık, Birleşik Krallık’ta milyonlarca insanın hortum yasağı kapsamında olması ya da yakında olacak olması anlamına geliyor. Hampshire ve Isle of Wight’ta “geçici kullanım yasağı” uygulanıyor, Kent ve Sussex de bunu takip edecek. Su sağlayıcılarının bu yasağı kendilerinin uygulaması neredeyse imkânsız; bu nedenle bazılarının müşterilerini yasakları çiğneyen komşularını gördüklerinde ihbar etmeye çağırdığı bildiriliyor.

Bu durum etik bir ikilem yaratıyor: Komşunuzun bu hafta üçüncü kez bahçesindeki çocuk havuzunu doldurduğunu görürseniz, onu ispiyonlamalı mısınız? Felsefi açıdan şöyle sorabiliriz: Komşunuzun aşırı su tüketimini ihbar etmeniz ahlaki açıdan zorunlu mudur? Buna dönük alternatifler, bunun ahlaki olarak kabul edilebilir olduğu (yapabilirsiniz, ancak yapmak zorunda değilsiniz) veya ahlaki olarak kabul edilemez olduğu (komşunuzu ispiyonlarsanız ahlaki olarak yanlış bir şey yapıyor olabilirsiniz) şeklindedir.

Bu, bir etik uzmanının karşılaşabileceği en önemli sorun gibi görünmeyebilir; ancak bazen nispeten daha sıradan bir sorunla uğraşmak, daha önemli sorunların çözümünü soğukkanlı ve rasyonel bir şekilde bulmanın iyi bir yoludur. Örneğin, belki de bu soruyu ele almak, bir ölüm kalım senaryosunda (1930’larda Alman vatandaşlarının ya da Kovid salgınında uygulanan sıkı tecrit önlemleri sırasında çoğumuzun karşılaştığı türden bir ikilem) komşularınızı ispiyonlayıp ispiyonlamama konusunda karar vermenizi sağlayabilir.

Ahlak felsefesi bize aşırı su tüketimi sorununa ilişkin üç yaklaşım yolu sunmaktadır. Doğrudan bir cevap vadedemeyiz (felsefe, takip edilecek bir dogmadan ziyade derin düşünceyi harekete geçirmekle ilgilidir), ancak aşağıdaki yaklaşımlar düşüncenizi şekillendirmenize yardımcı olacaktır.

Faydacı ahlak: Daha fazla insanın mutluluğu için ispiyonculuk

Kökleri Jeremy Bentham, John Stuart Mill ve Harriet Taylor Mill ile Susanna Newcome’ın çalışmalarına dayanan utilitarizm, iyi eylemin en fazla sayıda insan için en fazla hazzı veya “faydayı” üreten eylem olduğu görüşüdür.

İlgili konu: Faydacı ahlak anlayışı

Belediyelerin bölge sakinlerini birbirlerinin aşırı su tüketimini rapor etmeye teşvik ettiğini düşünün. Varsayımları, komşularınızın arkasından iş çevirmenin yol açacağı hoşnutsuzluğun, su kullanımını azaltmanın yaygın faydası ile dengeleneceği yönünde olacaktır. Bu akla yatkın görünüyor, ancak bir eylemin sonuçlarının ne olacağı tam olarak kestirilemez.

Komşularınızın aşırı su kullanımını ispiyonlamanızın uzun vadeli sonuçlarını düşünün. Elbette, bu yaz kuraklığı önlemeye yardımcı olabilir; ancak aynı zamanda komşuların her konuda birbirlerini ispiyonlamalarının altyapısını da besleyebilir.

Bir kahvehane sohbetinde belediye otobüslerine para ödemediğinizi anlatırsanız, sonunda ihbar edilebilirsiniz. Bu da haneler arasındaki güveni tamamen erozyona uğratabilir. Stalinist Rusya örneğinin gösterdiği gibi, sivil güvensizliğin sonuçları felaket olabilir. 1

Deontoloji: İstisna gözetmeden doğru olanı yapmak

Kant etiği, Alman filozof Immanuel Kant’tan sonra deontoloji, tamamen ahlaki mutlaklarla ilgilidir. Utilitarizm bize ahlaki ikilemleri duruma göre ele almamızı söylerken deontoloji asla çiğnenmemesi gereken evrensel ahlaki yasalar bulmamız gerektiği ile ilgilidir.

İlgili konu: Deontoloji nedir?

Kant bize bunu herkesin belirli bir ahlaki kurala uyduğu bir dünya hayal ederek ve kendimize iki soru sorarak yapabileceğimizi söyler: Böyle bir dünyada yaşayabilir miyim? Ve yaşamak ister miyim?

Bu örnek için şu ahlaki kuralı ele alalım: “Aşırı su tüketimi gözlemlediğinizde daima yetkililere haber verin.” Bunun kanun olduğu bir dünyada yaşayabilirmişiz gibi görünüyor. Ama bunu ister miydik?

Sorunlara yol açacak olan birbirimizi ispiyonlamamız gerekliliğidir. Bazı durumlarda, günlük su kotamdan daha fazlasını kullanmak ahlaki açıdan kabul edilebilir olabilir. Belki de ihtiyaç sahiplerine hizmet sunan bir aşevine göndermek üzere sebze yetiştiriyorumdur. Bazen kurallarda istisnalar yapmak doğru bir şey gibi görünse de deontoloji bu tür istisnalara izin vermez.

Erdem etiği: ‘doğru’ bir hayat yaşamak

Antik Yunan’a ve Aristoteles’e kadar uzanan erdem etiği, doğru ya da yanlış eylemler ya da ahlaki yasalarla ilgili değildir. Bunun yerine, erdem etiği bize en önemli şeyin doğru insan olmak ve doğru bir hayat yaşamak olduğunu söyler. Bu da erdemli davranmayı ve kötü alışkanlıklardan kaçınmayı içerir.

Belediyenin size yapmanızı söylediği şeyi yapmak erdemli bir davranış mıdır? Açıkça olmasa da belki öyledir. Kuraklığı önlemeye yardımcı olmak erdemli bir davranış mıdır? Elbette. Ama komşularınızı ispiyonlamak erdemli midir? Çoğu insanın bu soruya yanıtı muhtemelen hayır olacaktır.

Erdemlere örnek olarak dürüstlük, sadakat ve nezaket verilebilir. İnsanları ispiyonlamak bu tür karakter özelliklerinin hiçbirini sergilemiyor gibi görünüyor. Aslında, daha çok dürüst olmayan bir davranışa benziyor. Birileri “amaçlar araçları haklı çıkarır” diye cevap verebilir. Ancak bir erdem etikçisi için kötü niyetli davranışlar hiçbir zaman nihai amaç olan insanın yücelmesini sağlayamaz.

Kuraklığı önlemeye çalışmak haklı bir eylemdir ve bunu yapmanın yolu da aşırı su tüketimini yasaklamak olabilir. Ancak felsefenin en iyi bilinen üç ahlaki teorisi, komşularımızı ispiyonlamanın muhtemelen yapılacak doğru şey olmadığını öne sürmektedir.

Daha iyi bir seçenek, insanları suyu dikkatli kullanmanın önemi konusunda daha fazla bilgilendirmek ve bunu en iyi nasıl yapabilecekleri konusunda tavsiyelerde bulunmak olacaktır. Bu yaklaşım, insanları güvensizlik ortamı yaratmadan, bireysel eylemlerinin daha geniş sonuçları olduğunu düşünmeye teşvik edebilir.

 


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Peter West’in “Hosepipe ban: should you snitch on your neighbour’s water use? A philosopher’s take” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer Yıldırım

KAYNAKÇA

  1. Hosking, G., (2013). Trust and Distrust in the USSR: An Overview. The Slavonic and East European Review, 91 (1), s. 1-25, https://doi.org/10.5699/slaveasteurorev2.91.1.0001
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...