Karl Heinrich Marx (Marks)’ın Hayatı
Prusya Krallığı’na bağlı Trier kentinde yedi çocuklu Yahudi bir ailenin üçüncü çocuğu olarak Karl Heinrich Marx adıyla dünyaya geldi.
Babası Heinrich (1777–1838) Aydınlanma düşünürleri Voltaire ve Rousseau’ya hayrandı. Prusya makamları, bir yahudiye hukuk diploması vermeyeceği için Prusya resmi mezhebi Lutherciliği seçti, Hıristiyan oldu. Annesi Henrietta (1788–1863), kardeşleri Sophie, Hermann, Henriette, Louise, Emilie ve Caroline ismindeydi.
Eğitimi
Marx, on üç yaşına kadar evde eğitildi. Trier gymnasium’dan mezun olduktan sonra, 17 yaşında hukuk okumak için Bonn Üniversitesi’ne kayıt yaptırdı. Marx’ın edebiyat ve felsefe okuma isteği babasının gelecekte kendisine ekonomik anlamda bakamayacağı gerekçesiyle reddedildi. Sonraki sene babası tarafından daha saygın bir üniversite olan Berlin’deki Friedrich-Wilhelms Üniversitesi’ne yollandı. Bu dönemde Marx birçok şiir ve hayat hakkında deneme yazmıştır, bu yazılarda üniversitedeki Genç Hegelciler’in ateist düşüncesinin de etkisi görülür. 1841’de “Demokritoscu ve Epikürcü Doğa Felsefesi Arasındaki Farklar” isimli teziyle doktorasını verdi.
Marx ve Genç Hegelciler
Genç Hegelciler, Ludwig Feuerbach ve Bruno Bauer etrafında toplanmış hocaları Hegel’i eleştiren bir grup felsefeci ve gazeteciden oluşuyordu. Hegel’in metafizik çıkarımlarını eleştirmelerine karşın, teolojik boyutundan koparttıkları diyalektik metodu dini ve politikayı analiz etmekte kullanıyorlardu. Bu grubun bazı üyeleri post-Aristo felsefesi ve post-hegelci felsefe arasında bir analoji çizer. Bunlardan biri Max Stirner, Feuerbach ve Bauer’i Biricik ve Mülkiyeti (1845, “Der Einzige und sein Eigenthum”) isimli kitabıyla eleştirir, bu ateistlerin soyut kavramları şeyleştirerek dindar bir görünüm kazandığını söyler. Bir Feuerbach takipçisi olan Marx, bu kitaptan etkilenerek Feuerbach materyalizmini terk edip, daha sonra epistemolojik kopuş denilecek kırılmaya yaklaştı. Bundan sonra Stirner ve Feuerbach’ı eleştirdiği ve tarihsel materyalizm kavramının temellerini attığı Alman İdeolojisini (1846 Die Deutsche Ideologie) yazar, ancak bu kitabı yayımlayamaz.[1]
1843 Ekim ayının son günlerinde Marx Paris, Fransa’ya gitti. 28 Ağustos 1844 tarihinde Fransanın ünlü bir kafesinde (Café de la Régence) hayatının ve tarihin en önemli dostluklarından biri kurulur, Marx Friedrich Engels ile tanışır. Engels’in Paris’e gelmesinin en önemli sebebi Marx’la tanışmaktır, daha önce bir sefer 1842 yılında Marx’ın çıkardığı Rheinische Zeitung gazetesinin ofisinde karşılamışlardır.[2] Engels Marx’a en önemli eserlerinden birini gösterir “1844 Yılında İngiltere’de İşçi Sınıfının Koşulları.[3]” Paris o dönemde İngiliz, Alman ve İtalyan devrimcilere ev sahipliği yapıyordu, aynı şekilde Marx da Arnold Ruge ile çalışmak için Paris’e gelmiştir, ikili Deutsch–Französische Jahrbücher gazetesini Şubat 1844’te bir defa çıkarabilir.[4]
Bu gazetenin başarısızlığından sonra Marx, Paris’teki en radikal Alman gazetesine yazar, Vorwärts, hatta bu gazete Avrupa’daki en önemli radikal gazete sayılabilir. Marx genellikle Hegel üzerine yazar, Yahudi Sorunu Üzerine isimli makalesi için çalışır. Fransız Devrimi ve Proudhon’u inceler[5], proleterya üstüne düşünmeye başlar.
Bauer’e bir cevap niteliği taşıyan ve Genç Hegelciler’e olan mesafesini belirlediği Yahudi Sorunu Üzerine yayımlanır. Bu makale sivil haklar ve insan hakları ve politik özgürleşme kavramlarının eleştirisini içermekle birlikte, Yahudilik ve Hıristiyanlığa da sosyal özgürleşme noktasından önemli eleştiriler getirir. Engels, Marx’ın çalışma alanlarını işçi sınıfının durumu ve iktisat konularına yoğunlaştırmasında yardımcı olur. 1844 Elyazmaları’nda bunun ilk örnekleri yer alır, ancak bu yazılar 1930’lara kadar yayımlanmadan kalır. Bu elyazmaları temel olarak kapitalizmde insan emeğinin yabancılaşmasının olgusal analizini içerir.
Ocak 1845’te Vorwärts, Prusya Kralı Frederick William IV’e gerçekleştirilen suikast girişimine olan desteğini açıkça belirtince Marx ve arkadaşlarına Paris’i terk etmeleri emredilir. Engels’le birlikte Brüksel,Belçika’ya geçerler.
Marx bundan sonra kendini Alman İdeolojisi’nde temellerini attığı tarih çalışmasına ve tarihsel materyalizm görüşüne adar. Bu görüşün temel savı “İnsanların varlığını belirleyen onların bilinci değil, tersine onların bilincini belirleyen onların toplumsal varlığıdır.” olarak özetlenebilir. Marx artık tarihi “üretim ilişkilerine bağlı olarak” ele almaya başlar ve mevcut endüstriyel kapitalizmin kaçınılmaz çöküşü üstünde çalışır. Bu dönem, daha sonra akademisyenlerin ayırdığı, Feuerbach etkisi görülen Genç Marx’tan kopuş dönemidir.
1847 yılında yazdığı Felsefenin Sefaleti, Pierre-Joseph Proudhon ve Fransız sosyalist düşüncesine bir eleştiri ve cevap niteliği taşır. 21 Şubat 1848 tarihinde, Komünist Birlik ve Avrupa’daki bazı komünist grupların manifestosu olarak Marx ve Engels’in en ünlü çalışması Komünist Manifesto yayımlanır.
1848 yılı Avrupa’da köklü devrimlerin başgösterdiği bir yıldır. Marx yakalanır ve Belçika’dan sınır dışı edilir. Radikal hareketlerin Fransa’da güçlenmesiyle Marx tekrar Paris’e davet edilir, geri dönerek devrimci hareketlere tanıklık eder.
1849 yılında tekrar Almanya’ya (Cologne geri döner ve Neue Rheinische Zeitung gazetesini çıkarmaya başlar. Bulunduğu sürede iki defa mahkemeye verilir, ikisinden de beraat eder. Gazeteye baskının artması sonucu Paris’e döner, buradan da yollanır ve en sonunda Londra’ya iltica eder.
Londra
Mayıs 1849’da ömrünün sonuna kadar kalacağı Londra’ya yerleşir. 1851’de New York Herald Tribune gazetesinde muhabir olarak çalışır. 1855’te oğlu Edgar’ı tüberkülozdan kaybeder.[6] Parasızlıktan ve kötü yaşam koşullarından dolayı politik ekonomi üstündeki çalışması çok ağır ilerlemesine rağmen 1857’de sermaye, özel mülkiyet, ücretli emek ve devlet üstünde yazdığı 800 sayfalık çalışma vardır. 1858’de çalışmalarını topladığı Grundrisse ancak 1939 yılında yayımlanacaktır. Yayımlanan ilk ciddi iktisadı çalışması Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adı altında 1859 yılında olur. Adam Smith ve David Ricardo’nun teorilerini tartıştığı Artı-Değer Teorileri 1862-63 arası el yazmalarından oluşur. Bu çalışma da ancak ölümünden sonra yayımlanır. Bu iki çalışma da Kapital’in ön çalışmalarını ve çeşitli bölümlerini içerir. 1867’de dev çalışması, kapitalist üretim sürecini analiz ettiği Kapital’in ilk cildi yayımlanır. İkinci ve üçüncü cildi üstünde çalışmalarını sürdürür ancak bu ciltler ölümünden sonra Engels tarafından yayımlanabilir.
Kapital’in dev bir araştırma ve analiz olması, Marx’ın sürdüğü sefalet bu eserin tamamının yayımlanmasını geciktirmiştir. Bunların dışında zamanının ve enerjisinin önemli bir kısmını Birinci Enternasyonal’e ayırması da yazma sürecinin ağır işlemesine sebep olmuştur. Kongrenin düzenlenmesinde aktif olarak görev alan Marx, kongrede de Mikhail Bakunin önderliğindeki anarşist sol akım ile ciddi fikir ayrılıkları ve çatışmalar yaşamıştır. 1872’de gerçekleşen Lahey Kongresi’nde Bakunin’in Marx’ın fikirlerini otoriter olarak değerlendirmesiyle iki grup arasında büyük çekişmeler yaşanmış, sonunda Bakunin ve anti-otoriter çevreler kongreden ihraç edilmiştir. Paris Komünü sırasında yaşananlar, bu kongredeki fikir ayrılıklarının da önemli bir bölümü buradan kaynaklanır, Marx’ı da derinden etkilemiş ve Fransa’da İç Savaş makalesiyle Paris Komünü’nü savunmuştur.
Marx’ın sağlığı son on yılda gittikçe bozulmaya başlamıştır, bu yüzden önceki yıllarında gösterdiği üretkenliği sağlayamamıştır. 1875’te yayımlanan Gotha Programı’nın Eleştirisi devrim stratejisi, proleterya diktatörlüğü, kapitalizmden komünizme geçiş ve işçi sınıfı partisi konularını ele alır. “Herkesten yeteneğine göre, herkese gereksinmesine göre” prensibinin komünist toplumunun sloganı olması gerektiği bu kitapta yer alır.
Aile Hayatı
Karl Marx, bir Prusya baronunun eğitimli kızı Jenny von Westphalen ile evliydi. Marx ve Westphalen ailelerinin istememesi yüzünden bu beraberlik önceleri saklı kalmıştır, ama daha sonra çift 19 Haziran 1843 tarihinde evlenmiştir.
Aile, 1850’li yıllarını yokluk içerisinde Londra’nın Soho semtinde bulunan üç odalı bir evde geçirmiştir. Marx ve Jenny’nin bu yıllarda dört tane çocuğu vardı, daha sonra Jenny üç çocuk daha doğurmuştur, fakat yedi çocuktan sadece üç tanesi hayatta kalarak ergenliğe erişebilmiştir. Manchester’da aile işini yürütmekte olan Engels, bu yıllarda Marx’ın en büyük maddi destekçisidir. New York Daily Tribune’de muhabir olarak çalışan Marx, buradan da bir miktar para almıştır. Aile, Jenny’e 1856 yılında kalan miras sayesinde gene Londra civarında görece sağlıklı bir yere taşınmıştır. Marx hemen hemen bütün hayatını kıt kanaat geçirmiştir, yokluk peşini hiçbir zaman tam olarak bırakmamıştır.
Marx’ın çocuklarının isimleri şunlardır: Jenny Caroline (Longuet; 1844–1883); Jenny Laura (Lafargue; 1846–1911); Edgar (1847–1855); Henry Edward Guy (“Guido”; 1849–1850); Jenny Eveline Frances (“Franziska”; 1851–1852); Jenny Julia Eleanor (1855–1898) ve Temmuz 1857’de henüz ismi konulmadan hayatını kaybeden bir bebek.
Ölümü
Aralık 1881 de karısı Jenny’nin ölümünden hemen sonra Marx’ın da sağlığı bozulmuş, son on beş ayını katar hastalığıyla geçirmiştir. Bu hastalık bronşit ve plöreziye yol açmış, Karl Marx 14 Mart 1883 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Öldüğünde uyruksuzdur[7]. Londra’daki mezartaşının üst bölümünde Komünist Manifesto’nun son cümlesi büyük harflerle yazar[8]:
“Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!”
Alt bölümünde ise Feuerbach Üzerine Tezler’in 11. bölümünün sonu yer alır:
“Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir.”
Mezartaşı Büyük Britanya Komünist Partisi tarafından, özgün haline de saygı gösterilerek alçak gönüllü bir mimariyle, 1954 yılında bir anıt haline getirilmiştir[9]. 1970’de el yapımı bir bombayla bu anıtı yok etmek amacıyla başarısız bir girişim olmuştur.[10]
Cenazesinde Wilhelm Liebknecht ve Friedrich Engels gibi Marx’ın yakın arkadaşları konuşma yapmıştır. Engels’in konuşması şu cümleleri içerir[11]:
“14 Mart günü, öğleden sonra üçe çeyrek kala, yaşayan düşünürlerin en büyüğü artık düşünmez oldu. Ancak iki dakika yalnız bıraktıktan sonra, odaya girince, onu koltuğunda rahat rahat, ama sonsuzluğa dek, uyumuş bulduk.”
Engels ve Liebknecht dışında Charles Longuet ve Paul Lafargue de cenazeye katılmıştı. Liebknecht Almanca, Longuet Fransızca birer konuşma yapmış, Fransa ve İspanya’daki işçi partilerinden gelen iki telgraf okunmuştur. Engel’in konuşmasıyla da toplam 11 kişi bulunan cenaze töreni tamamlanmıştır.
Marx’ın kızı Eleanor da babası gibi komünist oldu ve onun çalışmalarının düzenlemesini yaptı.
KAYNAK
[1] Louis Althusser bu kitabın Marx’ın kuramsal geişiminde bir kırılma noktası olduğuna işaret eder bkz: Genç Marx, Antonio Gramsci’nin de içinde bulunduğu ilk iki Marksist kuşak bu kitabı okuyamamıştır
[2] Francis Wheen Karl Marx: A Life, sayfa. 75
[3] Mansel, Philip: Paris Between Empires, sayfa.390 (St. Martin Basımevi, NY) 2001
[4] Mansel 2001, s.389
[5] Mansel 2001, s.390.
[6] McLellan, D. (1973) Karl Marx: His Life and Thought, Basingstoke: Macmillan, sayfa. 274.
[7] McLellan, D. (1973) Karl Marx: His Life and Thought, Basingstoke: Macmillan,s. 451.
[8] Mezartaşının fotoğrafına bakınız.
[9] Francis Wheen Karl Marx: A Life, New York: Norton date=2002 basımı giriş bölümü
[10] Camdennewjournal.co.uk Mezar haydutlarının girişimi.
[11] Engels’in Marx’ın mezarı başındaki konuşmasının tamamı.