Felsefe hakkında her şey…

Tarihsel Materyalizm

12.06.2021
3.993
Tarihsel Materyalizm

Tarihsel Materyalizm, toplumsal gelişmenin maddesel temele dayandığını tanıtlayan öğretidir. Tarihsel materyalizm öğretisi, tarihi diyalektik yöntemle inceleyerek toplumsal gelişmenin nesnel ve maddesel temele dayandığını meydana çıkarmış ve tanıtlamıştır.

Tarihsel materyalizm, diyalektik materyalizm ile sıkıca bağımlıdır. Toplumsal olayların gerçek nedenlerini açıklamak ve ideolojik olayları bu nedenlerle bağımlı kılmakla yeni ve açık bir dünya görüşü getirmiştir.

Doğa ve toplum bütünlüğü tarihsel materyalizmin başlıca niteliğidir. Toplumun da doğa gibi, kendine özgü nesnel yasalarla geliştiği ve bu yasaların da doğa yasaları gibi zorunlu bulunduğu, tarihsel materyalizmle ortaya konmuştur. Bu yasaların işleyişinde nesnel etmenle öznel etmenin kopmaz bağımlılığı gün ışığına çıkmıştır ki bu ancak diyalektik bir anlayışla kavranabilirdi.

Tarihsel materyalizm Marx ve Engels tarafından kurulan bir görüş olup ana hatlarıyla tarihin, sosyal ve ekonomik gelişimin diyalektik yasaya göre gerçekleştiğini iddia eden felsefi akımdır.

Sadece ekonomik olgular değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel olgular da toplumdaki üretim biçiminin bir sonucudur ve bu süreçlerde temel belirleyici olan ekonomidir. Bu temel ilke kendini toplumdaki sosyal sınıfların oluşumunda ve sınıflar arası mücadelede kendisini gösterir. Üretim araçlarına kimim sahip olduğu ve bu bağlamda açığa çıkan özel mülkiyet kavram tarihsel materyalizmin üzerinde durduğu önemli konular arasındadır.

Tarihsel materyalizm Marx ve Engels tarafından kurulan bir görüş olup ana hatlarıyla tarihin, sosyal ve ekonomik gelişimin diyalektik yasaya göre gerçekleştiğini iddia eden felsefi akımdır

Tarihsel materyalizm Marx ve Engels tarafından kurulan bir görüş olup ana hatlarıyla tarihin, sosyal ve ekonomik gelişimin diyalektik yasaya göre gerçekleştiğini iddia eden felsefi akımdır.

MARX ve TARİHSEL MATERYALİZM

Marks’a göre, tarihin tek doğru yorumu ekonomik yorumlamadır. Tarihsel materyalizm, bir toplumun ekonomik yapılanmasının —ister feodalizm olsun, ister kapitalizm, isterse komünizm— o toplumun sosyal ve kültürel yapısının özelliklerini belirlediği fikridir. Yani, tarihsel materyalizm bir çeşit ekonomik belirlenimciliktir (determinizm).

Marks insanların kendi hayatlarına karar verme hür iradesinden yoksun olduklarını, çünkü bu kararı onların yerine toplumun verdiğini ileri sürmüş ve “İnsanların var oluşunu belirleyen kendi bilinçleri değildir, aksine sosyal varoluşları bilinçlerini belirlemektedir” diye yazmıştır.

Üretim araçlarını kontrol edenler, tüm ahlaki ve dinî fikirler de dâhil olmak üzere kültürü kontrol ederler. Üretim araçlarını ellerinde tutan ya da üretim biçimini kontrol edenler kapitalistlerdir ve böylece insanoğlunun fikirlerini de onlar kontrol ederler. Mesela, bir yayınevi işleten ya da yöneten bir kapitalist düşünün. Bu kişi insanların hangi fikirlere maruz kalacağını kontrol eden, dolayısıyla da sosyal ve kültürel gelişmeleri etkileyen ya da yönlendiren bir konumdadır. Bir başka örnekse gücü elinde bulunduran sınıfın daha düşük sınıflara mensup kişilerin konuşma ve gösterilerini hoşgörüyle karşılama ya da tamamen görmezden gelme seçeneklerine sahip olmasıdır.

Tarihsel materyalizm sosyal evrimin genel yasalarının bilimidir.

Tarih, maddeci diyalektik incelemeyle bilimselleşmiş ve kader olmaktan kurtularak tüm toplumsal yaşamda geçerli yasalara kavuşmuştur. Bu yasalar şunlardır:

  • Toplumun temeli (altyapı), üretim biçimidir.
  • Üretim biçimi, insanların yaşamak için gereksedikleri bütün şeyleri elde etme biçimidir.
  • İnsanların çeşitli değer ölçülerini kapsayan üstyapı, bu altyapıyla belirlenir.
  • İnsan, bu temel belirleyişle belli bir kültüre, ideolojiye, psikolojiye varır.

Belli bir doğrultudaki toplumsal gelişme, üretim ilişkilerinin üretim güçlerine uygunluğu süresince mümkündür, üretim ilişkileri, üretim güçlerine köstek olmaya başladıkları zaman değişme zorunludur. Üretim biçimi, insanlar arasındaki üretim ilişkileriyle üretim güçlerinin (üretim güçleri; insan, toprak, hammaddeler, makine, alet, edinilmiş bilgi ve teknoloji vb.) birbirlerine olan karşılıklı etkileriyle belirlenir.

Toplumsal yasalar, insan bilincinden bağımsız bir tarihsel zorunluluktur, ancak insan etkisinden bağımsız, geceden sonra gündüzün oluşu gibi insan dışı bir zorunluluk değil, insan eyleminin meydana getirdiği bir olgudur. Pek açıktır ki insan olmasa toplum ve toplumsal olaylar olmaz, toplumsal olaylar olmayınca toplumsal yasa belirmezdi.

İlgili konu: Tarihin materyalist açıklaması

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı; Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt 1 , Sayı 27 , Oca 2009 , Sayfalar 65 – 78; “Her Yönüyle Felsefeyi Anlamak” Kenneth Shouler

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...