Johann Friedrich Herbart Kimdir?
Alman filozof ve psikolog. 4 Mayıs 1776’da doğdu, 14 Ağustos 1841’de öldü.
Pedagojinin kurucusu olarak kabul edilmektedir. Eğitime dair fikirlerini bir kenara bırakınca, Herbart’ın Kant felsefesinden ve Hegel’den etkilendiği fark edilmektedir. Bunun için Herbart, Yeni Kantçı filozoflardan birisi olarak görülmektedir.
Johann Friedrich Herbart, Alman bir filozof, psikolog ve akademik bir disiplin olarak pedagoji kurucusuydu. Herbart, Kant sonrası filozoflar arasında çoğunlukla Hegel’le en büyük zıtlığı oluşturan – özellikle estetik ile ilgili olarak hatırlanıyor.
Descartes’ın felsefe yönetiminden kaynaklanan bir bilgi görüşünü savunmuştur. 4 Mayıs 1776’da Oldenburg’da doğdu, 14 Ağustos 1841’de Göttingen’de öldü. Ortaöğrenimini doğduğu kentte gördükten sonra 1794’te Jena Üniversite-si’ne girdi. Fichte’nin öğrencisi oldu. Bir süre ruhbilim ve eğitim sorunlarıyla ilgilendi. 1797’de Bern’e gidince, çağın ünlü eğitimcisi Pestalozzi ile tanıştı, özel eğitmen olarak çalıştı. Bu dönemde eğitim konuları üzerinde durarak birtakım tasarımları içeren çalışmalar düzenledi. Jena’ya döndü, Halle ve Bre-men’de eğitimi ilgilendiren incelemelere girişti. Burada düzenlediği toplantılarda kendi görüşlerini açıklayarak Pestalozzi’nin eğitimle ilgili kuramına karşı çıktı. 1802’de Göttingen’e giderek bir yandan matematik öğrenmeye, bir yandan da yeni bir eğitim kuramı geliştirmeye çalıştı. 1805’te Göttingen, 1809’da Königsberg üniversitelerinde felsefe okuttu, 1831’den sonra, ölümüne değin, gene Göttingen Üniversitesinde profesör olarak görevini sürdürdü.
Herbart felsefe, metafizik, mantık ve estetik alanlarında çağma göre, ilginç incelemeler yapmasına karşın, bir süre eğitim sorunlarına ağırlık vermiş, bu alanda birtakım yenilikler içeren düşüncelerini, 1806’da yayımladığı Allgemeine Pâdagogik (“Genel Eğitimbilim”) adlı yapıtında sergilemiştir. Königsberg Üniversitesinde görev aldıktan sonraki çalışmaları yeniden mantık ve metafizik sorunlarına yönelmiştir. Bu yönelmede Kant’ın bilgi kuramından yararlanmış, özellikle bilginin ilk kaynağı olan, deney verilerinin us denetiminden geçirilerek biçimlendirilmesi gereğini savunmuştur. Ancak, bu konuda, Kant’ın usa yönelik eleştirisine karşı çıkarak, Descartes’ın geliştirdiği bilimsel kuşku ve doğuştan kavramları (idea innata) felsefenin temeli sayar. Herbart’a göre bilginin deneyle başlaması, deneyle sınırlanması demektir. Bilginin us ilkelerine göre arıtılması, kesin biçimini alması gereklidir. Bu gereklilik de Kant’ın eleştiri sonucu ortaya koyduğu kavramlara değil, önce kuşkuyla karşılanan, sonra kesinliği saptanan kavramlara dayanır.
– Kuşku ile bilgi arasındaki bağ nasıldır?
– Sanat felsefesi anlayışı ve estetiğin öğeleri
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 3. Sınıf “Çağdaş Felsefe Tarihi” Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM)