Jacques Lacan
Yirminci yüzyılda beşeri bilimlerde Jacques Lacan kadar geniş kapsamlı bir etkiye sahip çok az sayıda düşünür olduğunu söylemek yanlış olmaz. Lacan’ın “Freud’un anlam dünyasına dönüşü” psikanalitik hareketin kurumsal çehresini uluslararası düzeyde kökten değiştirmiştir. Lacan’ın 1950’lerdeki seminerleri, 1960’lar ve 70’lerde Fransız edebiyatına hâkim olan ve İngilizce konuşulan dünyada “post-yapısalcılık” olarak bilinen felsefi fikir akımının biçimlendirici zeminini oluşturmuştur.
Jacques Lacan‘ın çalışmaları hem Fransa içinde hem de ülke dışında estetik, edebiyat eleştirisi ve film teorisi alanlarında da son derece etkili olmuştur. Louis Pierre Althusser’in ve son zamanlarda Ernesto Laclau, Jannis Stavrokakis ve Slavoj Zizek’in çalışmaları aracılığıyla Lacancı teori, siyaset teorisine ve özellikle ideolojinin ve kurumların yeniden üretilmesinin çözümlenmesine de damgasını vurmuştur.
Tam adı Jacques-Marie-Émile Lacan olan Jacques Lacan 13 Nisan 1901’de Paris’te koyu Katolik geleneğe sahip bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve bir Cizvit okulunda eğitim gördü. Lisans eğitimini tamamladıktan sonra tıp ve daha sonra psikiyatri eğitimi almaya başladı.
Lacan 1927 yılında klinik eğitim almaya ve psikiyatri kurumlarında çalışmaya başladı, ünlü psikiyatrist Gaetan Gatian de Clerambault ile tanıştı ve onunla çalıştı. Paranoid psikoz üzerine yazdığı doktora tezi 1932’de kabul edildi. 1934’te La Societe Psychoanalytique de Paris‘e (SPP) üye oldu ve savaşın patlak vermesine kadar sürecek bir analize başladı.
Fransa’nın Naziler tarafından işgali sırasında Lacan, “insan türünün düşmanları” olarak adlandırdığı bu kişileri protesto etmek için tüm resmî profesyonel faaliyetlerini durdurdu. Savaşın ardından SPP’ye yeniden katıldı ve savaş sonrası dönemde uluslararası psikanaliz camiasında tanınmış ve tartışmalı bir şahsiyet hâline geldi, sonunda 1962’de psikanalizin amacı ve uygulaması hakkındaki alışılmışın dışındaki görüşleri nedeniyle Uluslararası Psikanaliz Birliği‘nden ihraç edildi.
Lacan’ın hem kuramcı hem de uygulayıcı olarak kariyeri bu ihraçla sona ermedi. 1963 yılında, analistlerin eğitimine ve Lacancı şartlara göre psikanaliz uygulamasına adanmış bir okul olan L’Ecole Freudienne de Paris‘i (EFP) kurdu. 1980 yılında EFP’yi tek başına feshettikten sonra “La Cause Freudienne” ekolünü kurdu ve şöyle bir slogan belirledi: “İsterseniz Lacancı olabilirsiniz; ben Freudçuyum.”
Lacan’ın ilk büyük teorik yayını “On the Mirror Stage as Formative of the I” adlı eseridir. Bu yazı ilk olarak 1936’da yayınlandı. Bu makalenin yayınlanmasını Lacan’ın çok az yayın yaptığı uzun bir dönem takip etti. Ancak 1949’da daha geniş bir kabul görmesi için yeniden satışa sunuldu.
Lacan, 1953 yılında SPP’ye yazdığı “The Function and Field of Speech in Psychoanalysis” (Psikanalizde Konuşmanın İşlevi ve Alanı) başlıklı tezinin başarısı üzerine, ölümüne kadar her yıl düzenlemeye devam edeceği seminer serisinin temellerini attı. Adının özdeşleştiği fikirleri bu seminerlerde geliştirip durmaksızın yeniden düzenledi.
Lacan’ın yayın konusunda ikircikli tavrı bilinse de seminerler çeşitli takipçileri tarafından yazıya dökülmüş ve birçoğu İngilizceye çevrilmiştir. Lacan en önemli denemelerinden bir seçkiyi 1966 yılında Ecrits adlı derlemede yayınlamıştır. Bu metnin kısaltılmış bir versiyonu İngilizce olarak da yayınlanmıştır.
Jacques Lacan 9 Eylül 1981’de Paris’te öldü.
İlgili konular: