Oidipus karmaşası ya da Baba’nın Adı nedir?
Lacan’ın Freud’un çalışmasından ısrarla aldığı ve kendi kuramında merkezi bir yere koyduğu formülasyonlardan birisidir Oidipus Karmaşası ya da başka bir isimle Oidipus Kompleksi. Bu Lacanci psikanaliz teorisinde Oidipus Yasası olarak belirir.
Oidipus karmaşası, kültüre ve dolayısıyla insan olmaya giden zorunlu bir süreçtir.
Oidipus’suz kültür ya da uygarlık olamaz Lacan’a göre. Ancak bu doğal bir karmaşa değil, simgesel bir karmaşadır. Simgesel yapının devreye girmesiyle insan yavrusunun simgesel sisteme geçişini ve bu geçişte oluşan evreleri açıklar.Örnegin; burada da gerçek bir babadan söz edilip edilmediği önemli değildir, önemli olan Oidipus yasasını geçerli kılmak üzere simgesel baba işlevidir, ki bunun tanımı Babanın Adı olarak belirtilir. Böylece simgesel düzene giren çocuk, kendi kültürel konumunu bu simgesel adı tanımakla edinmeye başlar. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Oidipal Yasa’nın özünde simgesel bir yasa olmasıdır.
Oidipus aracılığıyla simgesel sisteme geçiş öznenin kuruluş sürecidir. İnsan yavrusu, böylece kendi bütünsel gerçekliğinden koparılarak simgesel gerçekliğin alanı içinde insan olma yoluna girer. Bu sırada, Oidipus yasası gerçek gerçeklik ile kişinin kendi arasında ve daha da öte kişinin kendi gerçekliği ile gerçeklik düşüncesi arasında bir yarılmaya / bölünmeye yol açar. Çünkü kendini Kültürel Düzenin simgeleriyle düşünen özne, bu anda kendine yabancılaşmakta, kendine ve çevresine dair bakışı dolayımlanarak mesafelenmektedir. Simgenin anlamı burada açıktır; dolayımsız ikili ilişkinin (anne-çcocuk) arasına giren üçüncü bir ögedir burada simge.
İnsan yavrusu, bu simgeyi kullanmakla kendini ötekinden ayırma imkânı edinir, ancak bu imkânın kendisi kendini bir zorunluluk olarak kabul ettirir. Yani bir Yasa olarak. İşte, bu noktada simgesel düzenin başlıca yasasını Babanın Adı olarak ortaya çıkar. Baba, burada simgesel olarak Fallus’a sahip olan yetkeyi temsil eder. Fallus, cinsel organ anlamında değil simgesel yasanın yetkesini temsil etme anamındadır. Fallus’a sahip olan Babanın Adı’dır ve çocuk bu adı tanıyarak kültürün ve dilin dünyasına girer ve özne olarak o dünyaya tâbi olur. Açıktır ki Hadım Edilme Korkusu denilen süreçte aynı şekilde simgesel bir süreçtir.
Lacan’a göre, Oidipus karmaşasıyla simgesel düzene dâhil olmak, daha önce, Dil dolayımıyla belirtilmiş olan iki temel noktanın geçekleştirilmesi anlamına gelir.
Bilinç dışının kuruluşu, ve böylece birey-öznenin kuruluşu.
Oidipus karmaşası olarak belirtilen karmaşa ya da Yasa, anne ile çocuğun doğal ilişkisinin yasaklanması ve bu yasakla doğan bilinç dışı arzunun Babanın Adı’yla yeni imgesel biçimlerle ikame edilmesiyle çözülür. İnsan yavrusu böylece toplumsal biçimleri edinir ve birey-özne olur.Özetle, kültürel düzene girişin anahtarı bu kökensel bastırmayla söz konusu olmaktadır.