Benlik Farkındalığı (Öz Farkındalık) Nedir?
Benlik-farkındalığı dikkatin benliğe yöneldiği temel süreç olmaksızın benlik-bilgisinden söz etmek mümkün değildir.
Benlik-farkındalığı basit bir biçimde kişinin dikkatini kendine odaklamasıdır.
Aslında günlük rutinlerinizi gözden geçirdiğinizde, okulda derse girmek ya da iş yerinde çalışmak, evde ev işlerini yapmak, diğerleriyle sohbet etmek, televizyon ya da internet başında zaman geçirmek gibi bir dolu iş yaptığımızı görebiliriz. Ama bunu yaparken kendimiz hakkında ne kadar az düşündüğümüzü de fark ederiz ve bu bize şaşırtıcı gelebilir.
Benlik-farkındalığı teorisine göre, genellikle kendimize odaklanmayız ama bazı durumlar bizi kendimize odaklanmaya zorlayabilir. Kendimizle ilgili konuştuğumuzda, aynaya baktığımızda, bir dinleyici topluluğunun ya da kameranın karşısında, kendimizle ilgili bir video izlerken ya da bir grup içinde çok göze çarpan bir konumda isek benliğimizin farkında olduğumuz bir durumun içine gireriz (Brehm ve Kassini, 1990). Sosyal psikolojide benlikle ilgili yapılan deneysel çalışmalarda benlik-farkındalığı arttırmak istendiğinde ayna kullanımı yaygın bir uygulamadır.
Benlik-farkındalığı kendimizi fark ettiğimiz ya da kendi üzerimize düşündüğümüz bir durumdan fazlasıdır; bu sürecin olumlu ya da olumsuz sonuçları vardır. Yani her benlik-farkındalığı yaşadığımızda içine girdiğimiz psikolojik durum, aynı zamanda kendimize dair yaptığımız değerlendirmeleri de içerir. Örneğin aynaya baktığımızda orada sadece kendimizi görmekle kalmayız. Bu en basit benlik farkındalığı durumunda bile “saçım darmadağın, bu tişört bana düşündüğümden daha fazla yakıştı ya da kilo alıyorum galiba” gibi kendimize dair bir dizi değerlendirme yaparız. Bu, her benlik-farkındalığı içine girdiğimiz durumda otomatik olarak o an içinde bulunduğumuz fiziksel ve ruhsal durumu ya da sergilediğimiz davranışı içsel standartlarımızla karşılaştırmak anlamına gelir.
Standartlar bir şeyin nasıl daha iyi olabileceğine ya da daha iyi olması gerektiğine dair fikirlerdir. İdealler, hedefler, beklentiler (bunlar kendimize ya da başkalarına ait olabilir), normlar, yasalar, bir duruma ya da bir yeteneğe ya da bir özelliğe ilişkin ortalamalar, geçmişte ya da şimdiki zamanda söz konusu özellik/beceri/yetenek vb. nin düzeyi ve daha pek çok şey standardı oluşturabilir. Standartla karşılaştırma insanları, standardı yakalama konusunda güdüler. Bu, ayna karşısında saçlarımızı tararken bile böyledir. Bundan dolayı, genel olarak insanlar benlik-farkındalığı durumuna girdiklerinde, girmedikleri duruma göre daha iyi davranırlar.
Benlik-farkındalığını artırmak performansı ve sosyal olarak arzu edilen davranışları artırabilir. Ancak bunlar madalyonun bir yüzüdür. Madalyonun diğer yüzü standartla karşılaştırma sonucunun negatif olmasıdır. Değerlendirme sonucu ideal olana ya da olması gerekene uymuyorsa benlik-farkındalığı hoş olmayan bir deneyim olarak yaşanır. Kısa süreli öz güven düşüklüğüne yol açabilir. Elbette insanlar, olanla olması gereken arasındaki bu açığı kapatacaklarını düşünüyorlarsa davranışlarını buna göre şekillendireceklerdir. Ama eğer bunu yapamıyorlarsa benlik-farkındalığı durumundan çıkmak, yani kendileri hakkında düşünmekten uzaklaşmaya çalışacaklardır. Örneğin insanlar kendi inançlarına ters düşen bir davranışta bulunduklarında aynaya bakmaktan kaçınırlar. Bundan daha da ciddi durumlarda, bazı davranış örüntüleri benlik-farkındalığı deneyiminden kaçınmakla ilişkilendirilebilir.
Alkol kullanımı buna bir örnek olarak verilebilir. Alkolün benlik-farkındalığını azaltması nedeniyle de tüketildiği ileri sürülmektedir. Hatta intihar gibi görünen bazı davranışların da temelde acı verici benlik-farkındalığı deneyiminden bir kaçış olarak görülebileceği belirtilmektedir. Yine bazı araştırmacılar, eğer benlik farkındalığı durumu negatif duygular yaratıyorsa depresyonun bazı durumlarda benlik-farkındalığı durumuna takılıp kalmak olarak görülebileceğini iddia etmektedirler.
Özet olarak benlik-farkındalığı insana özgü olumlu bir kapasitedir ve bu anlamda bir kazanımdır. Ancak bunun bedelleri ve geri teptiği durumlar da vardır (Baumeister, 2010; Brehm ve Kassin, 1990). Deneysel sosyal psikolojide farklı türde benlik-farkındalığı olup olmadığı sorusu da sorulmuştur. Araştırmalar sonucu benlik-farkındalığının iki kategoriye ayrılabileceği ileri sürülmüştür: Özel benlik-farkındalığı (ya da özel benlik-bilinci) ve kamusal benlik-farkındalığı (ya da kamusal benlik-bilinci). Özel benlik-farkındalığı teriminde geçen “özel” daha çok kişinin kendisiyle ilgili, mahrem olan şey olarak anlaşılmalıdır. Diğer yandan kamusal benlik-farkındalığındaki “kamusal” diğer insanların varlığı ile ilişkilendirebileceğimiz açık ve aleni olanla ilgilidir. Özel benlik-farkındalığı, kişinin kendi içinde, kendi düşünceleri, duyguları ve benlik değerlendirmelerinin farkında olması demektir.
Kamusal benlik farkındalığı ise kişinin başkaları tarafından görünen özelliklerine (örneğin fiziksel görünüşüne) ve davranışlarına odaklanmasıdır. İnsanlar bu iki tür benlik-farkındalığı açısından farklılık gösterebilirler. Bu farklılıklar bu konuda geliştirilen ölçekler ile ölçülebilmektedir. Yüksek düzeyde özel benlik-farkındalığı olan insanlar daha çok kendi kişisel standartlarına nasıl erişebilecekleriyle ilgilidirler. Bunun tersine, kamusal benlik-farkındalığı yüksek olan insanlar davranışlarını toplumsal normlara uygun hâle getirmekle daha fazla uğraşırlar. Bu insanlar diğerlerinin üzerinde iyi bir izlenim bırakmaya çalışırlar. Bu yüzden de bu kişilerin başkalarının etkisine daha açık olduğu, daha kolay ikna edilebilecekleri ileri sürülür. Oysa özel benlik- farkındalığı yüksek olan kişilerin iknaya daha fazla direndiği belirtilmektedir (Feldman, 1998).
Kaynak: T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3867, AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2672; Dr. Öğr. Üyesi Aysel KAYAOĞLU, Prof. Dr. Çiğdem KIREL