Guthrie’nin Bitişiklik Kuramı
Edwin Ray Guthrie, psikoloji tarihinde öğrenme ve alışkanlıkların değiştirilmesi ile ilgili görüşleriyle kendisine önemli yer edinmiş davranışçı bir psikologtur. Guthrie de Pavlov ve Watson gibi klasik koşullanma şeklindeki öğrenmeler üzerine çalışmıştır. Guthrie’ye göre öğrenmenin tek bir türü vardır. Gözlenen farklılıklar öğrenme çeşidindeki farklılıklar değil, öğrenme ortamlarından kaynaklanan farklılıklardır.
Guthrie’ye göre öğrenmenin tek bir ilkesi vardır: “Bitişiklik”. Bir uyarıcıya karşı yapılan tepki, başka bir zamanda aynı uyarıcıyla karşılaşıldığında tekrar yapılır. Bir uyarıcı, hemen ardından yapılan tepki ile ilişkilendirilir ve artık bu uyarıcıya karşı hep bu tepki verilir. Dolayısıyla Guthrie’nin ortaya koyduğu bitişiklik ilkesi, Watson’un U-U bitişikliğinden farklı olarak, U-T (Uyarıcı-Tepki) bitişikliğidir. İçinde bulunduğumuz çevrede pek çok uyarıcı ile karşı karşıyayız. Organizmanın ortaya koyduğu tepki, algılanan bu uyarıcılardan hangisine daha yakınsa o uyarıcı ile eşleştirilir ve öğrenme gerçekleşir. Tersi de geçerlidir. Bir uyarıcıdan sonra birden fazla tepki yer almışsa uyarıcıya en yakın olan tepki, o uyarıcı ile eşleşir. Bu yakınlık Guthrie’ye göre yarım saniyeden daha az bir zaman dilimini ifade eder ve o anda tepkiyle eşleştirilen uyarıcılar daha sonra o tepkinin yeniden ortaya çıkması için birer işaret halini alırlar.
Guthrie’ye göre belli bir uyarıcı ortamında bulunan uyarıcılardan birden fazlası bir tepkiyle ilişkilendirilebilir. Bu durumda davranışı ortaya çıkaran tek bir uyarıcıdan değil, uyarıcı örüntüsünden söz edilir. Bitişiklikte U-T bağı kurulur, ama tepkiye bağlanan uyarıcının hangisi olduğunu kesin olarak söylemek imkânsızdır. Bu nedenle davranış üzerine konuşurken kesin ifadeler yerine olasılıklardan bahsetmek daha doğru olur.
Guthrie; Pavlov, Watson ve Thorndike gibi kuramcılardan farklı olarak öğrenmenin “tek denemede” gerçekleştiğini savunur. Öğrenme ilk denemede gerçekleşir ya da gerçekleşmez. Yapılan tekrarların öğrenme üzerinde bir etkisi yoktur. Uyarıcı ile tepki arasındaki bitişiklik ilk denemede kurulur ve böylece U-T bağı kurulmuş yani öğrenme gerçekleşmiş olur. Yapılan tekrarların bu bağı değiştirme ya da geliştirmesi söz konusu değildir. Diğer araştırmacıların deneylerinde tekrarın nasıl olup da işe yaradığına yönelik sorulara Guthrie, hareket ve etkinlik ayrımı yaparak cevap vermiştir. Guthrie’ye göre hareketler basit kas tepkileridir. Etkinlikler ise pek çok hareketin sıralı ve düzenli biçimde bir araya gelmiş hâlidir. Yani tek bir hareket bir etkinlik meydana getirmez, bir etkinlik ise pek çok hareketi içerisinde barındırır. Aynı şekilde beceriler de içerisinde pek çok etkinliğin birleşmesiyle oluşmuştur. Buradan hareketle Guthrie, öğrenmenin basit uyarıcı-tepki ilişkisi gerektiren hareketlerde gerçekleştiğini ifade etmiştir. Eylemler ve beceriler, içerisinde çok fazla hareket barındırdığı için bunların düzenli ve sistemli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için zamana ve tekrarlara ihtiyaç olduğunu belirtmiş ve diğer kuramcıların deneylerini tepkiler üzerinde değil, eylemler üzerinde yaptıkları için tekrarın işe yarar göründüğünü söylemiştir.
Guthrie, tekrarlar gibi pekiştirmenin de öğrenme bağı üzerinde bir etkisi olmadığını ifade eder. Guthrie’ye göre pekiştirme olmadan uyarıcı durumda tepki yapılmış ve bitmiştir. Dolayısıyla öğrenme tek denemede olup bittiği için sonrasında yapılacak bir pekiştirme, uyarıcı ve tepki arasındaki bağı güçlendirmez. Pekiştirme yapılmasına gerek olmadan, organizma bir uyarıcı durumunda en son yaptığı davranışı tekrar yapacaktır (Sonunculuk ilkesi). Ancak pekiştirme, uyarıcı koşullarını değiştirerek “öğrenmemeyi” ya da öğrenilen bağın yok olmasını engeller. Diğer bir deyişle pekiştirme sadece öğrenilmiş olan mevcut U-T bağını korur ve değişmesini engeller.
Guthrie’ye göre unutma, var olan uyarıcı örüntüsüne karşı yapılan tepkinin yerini yeni bir tepki alması yoluyla oluşur. Kişi uyarıcıya yeni bir tepki bağladığı (yeni bir U-T bağı oluşturduğu için) eski tepki unutulur. Guthrie, pekiştirmesiz tekrarların neden olduğu “sönme” fikrine karşı çıkar ve pekiştirilmediği için tepkilerin unutulmayacağını, uyarıcıya karşı yeni bir tepki geliştirildiği için eski tepkinin söneceğini savunur.
Guthrie ceza kavramını da ele almıştır. Ceza eğitimde davranış değiştirme amacıyla eskiden beri kullanılagelmiştir. Ancak Guthrie’ye göre cezanın işe yaraması, organizmaya acı vermesiyle değil, aynı uyarıcı durumuna yeni tepkiler (istenen tepkiler) oluşturmasını sağlamasıyla mümkün olabilir. Diğer bir deyişle Guthrie, istenmeyen davranışın bastırılması amacıyla organizmaya hoş olmayan uyarıcılar verilmesinin davranışı değiştirmeyeceğini savunmuş ve istenmeyen davranışı değiştirecek türden bir cezanın, uyarıcı ortamın aynı kalması şartıyla olumsuz davranışın yerine istenen davranışın yapılmasını sağlamakla mümkün olacağını belirtmiştir.
Örneğin; sınıftan içeri, kapıyı vurup müsaade istemeden girip yerine oturmayı alışkanlık hâline getirmiş bir öğrenciyi azarlamak, nasihat etmek ya da başka türden olumsuz uyarıcılar içeren cezalar vermek işe yaramayacaktır. Bunun yerine öğretmen uygun bir dille öğrenciden dışarı çıkmasını ve ardından kapıyı vurup müsaade isteyerek gelmesini söyleyebilir. Benzer durumda yapılacak birkaç tekrardan sonra bu eylem öğrencide yerleşir. Burada tekrar eylemin yerleşmesi için gereklidir. Yoksa öğrenci kapıyı nasıl vuracağını, nasıl özür dileyeceği ve içeri girmek için nasıl izin isteyeceğini bir kere yaparak öğrenir. Ama birden fazla hareket barındıran bu eylemin yerleşmesi için birkaç tekrar gerekebilir. Buradaki uyarıcı ortam ise öğretmenin içeride bulunduğu bir sınıf ortamıdır. Guthrie’nin ceza yöntemi de öğrenmedeki bitişiklik ile ilkesi ile alakalıdır.
Ayrıca lütfen bakınız:
Kaynak: ATA-AÖF, EĞİTİM PSİKOLOJİSİ, Yrd. Doç. Dr. Muhammed ÇİFTÇİ