Felsefe hakkında her şey…

Avrupa Rönesansında Edebiyat ve Felsefe

04.05.2020
1.464

Fransa’da edebiyat alanında Montaigne (1533-1592) Fransız Rönesansına Denemeler’iyle katkıda bulunmuştur.

Kitaplarının konusu kendisi yani insandır. Yazar, dünyayı algılama ve değerlendirme biçiminin insanın kendisiyle kısıtlı ve değişken olduğunu vurgular. Bunu Que sais-je? (Ne biliyorum?) sorusuyla ifade eder.

Denemeler’de, “Ben kitabımı nasıl inşa ettiysem kitabım da beni inşa etti” diye yazar. Septik (şüpheci) düşünceyi benimseyen Montaigne, akıl gerçeğe erişse bile, kesin bilgiye sahip olamayacağını ifade eder. Montaigne, Fransız filozoflarını ve modern çağı etkileyen ve deneme türünü yaratan bir yazardır.

İngiliz filozof, bilim adamı, hukukçu, Francis Bacon (1561-1626), bilimsel metodolojinin temellerini atar. Başsavcı olarak görev yaptığı dönemde yazdığı eserler nedeniyle kariyeri sona ermiştir. Bilimsel yöntem ve şüphecilik üzerine savları günümüze dek etkili olmuştur. Bireyin doğa gözlemcisi olması gerektiğini vurgulayan Bacon, sorgulamaların deneylerle kavranması ilkesini savunur. Düşünür, skolastik felsefeye karşı çıkan görüşleri, Kraliçe I. Elizabeth döneminde monarşiye son verme eylemlerinin izleyicisi olarak dikkat çeker. Denemeler adlı eseri Hıristiyan ahlak yapısına karşı daha yaptırımcı bir felsefeyi içerir. Krallık yönetiminin doğruluğuna inanır. Otokrat (buyurgan) rejime güvenme ve kralın halk adına verdiği kararlarda tutarlı olması gerektiği düşüncesindedir ve halkın da beraberinde gelen sorunları kralla birlikte gönüllü olarak çözmeye eğilimli olması gerektiğini savunur.

VIII. Henry’nin varisi kraliçe I. Elizabeth’in, sanatı ve sanatçıları destek vermesiyle gelişen süreçte en önemli isimlerden biri William Shakespeare (1564- 1616)’dir. İngiliz edebiyatını bugüne taşıyan şair ve oyun yazarı Shakespeare’in eserlerinin çoğu birçok dünya diline çevrilmiştir. İnsan yaşamı ve zaaflarını farklı biçimlerde oyunlarında işlemiştir. Macbeth’de hırs, Othello’da kıskançlık, Romeo ve Juliet’de aşk, Hamlet’de vicdan ve Kral Lear’da aile bağları çağımızda güncelliğini koruyacak boyutlarda ustalıkla işlenmiştir. 19. yüzyılda Romantizm akımıyla Shakespeare’ın eserlerine yoğun bir dönüş yaşanmıştır. Eserleri bugün bile kültürel ve politik bağlamda vurgulanan çarpıcı düşünce ve temalarıyla, her zaman yeni yorum ve okuma yöntemlerine açıktır. Shakespeare aynı zamanda VIII. Henry döneminin tarihini de yazmıştır. As You Like It (2. Bölüm, Sahne 7, 139- 42) adlı eserinde vurguladığı şu sözler unutulmazdır: “Tüm dünya bir sahnedir, herkes oyuncudur, biri girerken diğeri çıkar; insan yaşamı süresince birden fazla rol oynar”.

Hollandalı Desiderius Erasmus (1465-1536) yılları arasında yaşamış kuzey Avrupa Rönesansının önde gelen hümanistlerindendir. Yunan ve Roma dönemi edebiyatına ilgi duyan Erasmus araştırmacı bir kimliğe sahiptir. İnsanın zihninde oluşturduğu ve değişmez kabul ettiği durumlara tepki gösterir. Çağın din görüşü ve ruhban sınıfı hakkında da irdemelerde bulunur. Deliliğe Övgü (Lat.Encomium Moriae) adlı eseri hiciv ve ironi tarzında bir eser olup bireyin eleştirel düşünce biçimini irdeler. Kendi sözleriyle bakış açısı, “Bütün insan ömrü, deliliğin yarattığı bir hayalden ibarettir,” şeklinde özetlenebilir. Ayrıca, akılcılığın insan yaşamını istenmeyen yönde etkilediğini, insan mutluluğunun doğaya ve kendi istençlerine yakın olmasıyla sağlanabileceğini vurgular.

Erasmus’un kitabını ithaf ettiği yakın arkadaşı İngiliz devlet adamı, hukukçu ve yazar Thomas More (1478-1535) dönemin ileri gelen hümanistlerindendir. VIII. Henry’nin Papa’dan bağımsız olarak İngiliz Kilisesinin başına geçmesini eleştirdiği için idam edilir. 1516’da yazdığı Ütopya adlı kitabı hayali bir adada yaşayan bireylerin yaşamlarını konu edinir, ama aslında İngiltere halkına ve yönetimine yöneltilen bir eleştiridir.

Kaynak: T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2299, AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1296

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...