Felsefe hakkında her şey…

Anaksagoras’ta teleoloji ve deizm

26.10.2022
864
Anaksagoras’ta teleoloji ve deizm

Anaksagoras’ın Nous’a atfettiği temel nitelikler, bilhassa onu belirli bir amaç doğrultusunda düzenleyen ve biçimlendiren bir kuvvet olarak tasavvur etmesi, teleolojik açıklama biçiminin felsefî literatüre yerleşmesine katkıda bulunmuştur. Nitekim Platon ve Aristoteles evrenin mevcudiyetini belirli bir telos (amaç) doğrultusunda açıklama başarısını gösterdiği için Anaksagoras’ı övmektedirler. Bununla birlikte, Anaksagoras’ın bu düşünceyi yeterli düzeyde geliştirmediği gerekçesiyle aynı isimler tarafından eleştirildiğini (Bunnin ve Yu, 2004, s. 31) de hatırlatmak gerekmektedir.

Evreni bir telos doğrultusunda açıklama başarısı, deist düşünce ile birleştiğinde, kendisinden sonra gelen Yunan filozofları üzerinde yarattığı etki itibariyle Anaksagoras’ı dikkat çekici kılmaktadır. Telos fikri ve teleolojik açıklama biçimi sonraki dönemlerde, örneğin Aristoteles’in fikriyatı üzerinde önemli izler bırakacaktır.

Teleoloji erek-bilim olarak tercüme edilebilir. Yunanca telos (amaç, erek) ve logos (bilim) kavramlarından türetilmiştir. Kabaca, herhangi bir nesnede veya evrenin tamamında gözlenen bir değişim veya hareketin belirli bir amaç doğrultusunda gerçekleştiğine dair düşünceyi ifade etmektedir. Bir diğer açıdan, teleoloji, herhangi bir niteliğin veya gözlemlenen bir değişimin ve hareketin belirli bir amaçla bağlantılı olarak açıklanması gerektiği yönündeki felsefî bir iddiadır.

Anaksagoras’ın yaratma kavramına yüklediği anlam, onun teleolojik düşüncesiyle bir araya getirildiğinde bir diğer merkezî fikrin, deistik düşüncenin izleri de ortaya çıkmaktadır. Buna göre, tanrısal bir mahiyeti haiz olan Nous hâlihazırda mevcut olan unsurları belirli bir amaç doğrultusunda bir araya getirerek evreni kozmos haline ulaştırmıştır. Fakat Nous’un müdahalesi bununla sınırlıdır. O, evreni belirli kurallar çerçevesinde, kendi kendini idare edecek biçimde tasarlamış ve onu kendi haline bırakmıştır. Bu, deist düşüncenin klasik ifadelerinden biridir.

Deizme göre Tanrı evrenin hammaddesini hazır bulmuş, ona biçim ve hareket vermiş, sonra da onu kendi haline bırakmıştır. Bu aşamadan sonra Tanrı’nın evrenle tekrar bir ilişkiye girmesi ve ona zaman zaman (veya kesintisiz bir şekilde) müdahale etmesi düşünülemez. Evrende bütünüyle mekanik bir işleyiş vardır. Buna karşın, Tanrının evrene müdahale ettiği fikri ise yoktan var etme fikrinde olduğu gibi monoteist dinler tarafından ortaya atılmıştır. Fakat antik Yunan düşüncesi açısından bu fikir de alışıldık çerçevenin dışında kalmaktadır.

Anaksagoras Nous’a tanrısal bazı nitelikler atfediyor olmakla birlikte felsefesini Empedokles gibi dinî ve mistik öğeler üzerine inşa etmiş değildir. Aksine, Anaksagoras’ın felsefesi salt bilimsel bir niteliğe sahiptir. Empedokles reenkarnasyona inanmaktadır ve eserlerinden kalan parçalar onun fazlasıyla mistik bir düşünsel çerçeveyi benimsediğini göstermektedir. Anaksagoras ise “saf kontemplatif düşünür tipinin ilk örneği” (Zeller, 2008, s. 91) olarak kabul edilebilir.

Kontemplatif ” kavramı “dikkatli ve derin düşünceye sahip kişi” anlamına gelen “contemplative” kavramının Türkçeleştirilmiş halidir. Anaxagoras, mistik değil rasyonel bir yönteme sahiptir ve bu itibarla kontemplatif bir düşünür olarak nitelendirilmektedir.

Anaksagoras eserlerini dinî bir düşünceye dayandırmadığı gibi, dönemin dinî geleneğine olan eleştirel yaklaşımı dolayısıyla ciddî sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır. Örneğin yaşadığı dönemde Yunan toplumu Güneş’i bir tanrı olarak kabul etmektedir. Anaksagoras ise Güneş’in kızgın bir taş kütlesi olduğunu iddia etmiştir. Onun bu sonuca bir gök taşı parçası üzerinde yaptığı gözlem neticesinde ulaştığı rivayet edilmektedir. Bu iddiası, Anaksagoras’ın toplumdan ciddi bir tepki görmesine ve hatta ölüm cezası talebiyle yargılanmasına neden olmuştur.

Anaksagoras, fikirlerinden dolayı yargılanan ve ölüm cezasına çarptırılan ilk filozoftur. Sokrates’ten farklı olarak, o, yaşadığı yer olan Atina’dan kaçarak bu cezadan kurtulmuştur.

Kaynak: İLKÇAĞ FELSEFESİ, s. 62-63, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3550, AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2384

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...