Felsefe hakkında her şey…

Arda Denkel’in bilgi felsefesi anlayışı

08.11.2022
1.256
Arda Denkel’in bilgi felsefesi anlayışı

Bilgi sorununu en geniş çaplı inceleyen düşünür hiç şüphesiz Arda Denkel’dir (1949-1995). Çalışmalarının tamamı bilgi felsefe hakkında olmuştur. Anlamın Kökenleri, Nesne ve Özellik, Bilginin Temelleri, Nesne ve Doğası, makalelerin toplanmasından oluşan Düşünceler ve Gerçekler, esas olarak bilgi felsefesi sorunlarını içermektedirler.

Arda Denkel, bilgi problemini kendi kaygıları doğrultusunda ele almıştır. Bilginin Temelleri adlı kitabında, Yeni Çağ’da ortaya çıkan bilgi anlayışlarını, kendi bilgi anlayışına yer açmak amacıyla yorumlamıştır. Yeniçağın en önemli karakteri olan akıl ve bilginin güvenilirliği onun çıkış noktası olmuştur. Kitabın başında sıraladığı şu sorular, bilgi sorunuyla ilişkisini ortaya koymaktadır: Açıklamaların doğruluğuna koşul olarak akılsallık hangi temellere dayandırılmadır ki güvenilir bilgi üretilebilsin? Bilginin gerektirdiği kesinlik hangi inançlar için söz konusu olabiliyordu? Bilgi olarak kabul edilebilecek inançlar bize nereden geliyordu? Ona göre bu sorular bilgi bağlamında iki odak sorun ortaya çıkarmaktadır. Bunlar bilginin değeri, yani hangi inançların bilgi sayılacağı ve bilginin kökeni, yani bilginin bize ne yolla nereden geldiğidir. Descartes her iki sorun hakkında görüş önermiş ve sonraki süreci derinlemesine etkilemiştir (Denkel 2011, 17). Denkel, söz konusu soruları temellendirmek için konuyu çeşitli yönleriyle tartışarak kendi düşüncelerini geliştirmiştir.

Denkel, Bilginin Temelleri adlı kitabın amacını şöyle açıklamıştır:

“Bu kitaptaki amacımız, tutarlı deneyciliği sürdürerek; özdekçi (materyalist) bir evren görüşünü bununla birlikte temellendirmek olacak. Bir başka deyişle, bilimin temelindeki felsefi varsayımlarla uyum sağlayacak bir görüş geliştirmeye çalışacağız. Bu açıdan Locke’un, deneyciliği özdekçilikle bağdaştırma yol ve yönteminin dışına çıkacağız. Özdeksel bir dış dünyanın var olduğunu deneycilikle tutarlı olarak öne sürmekten öte, aynı zamanda kapsamlı ve tutarlı bir özdekçilik elde etmeyi amaçlıyoruz. Var olduğu söylenen her şeye özdeksel bir açıklama getirmeye çalışacağız. Bu doğrultuda anlığı bir özdeksel varlık olarak açıklayacağız. Kişi kavramını ele alarak aynı doğrultuda değerlendireceğiz” (Denkel 2011, 25).

Ortaya konulan bu hedef doğrultusunda sorunları, kuşku ve gerçek, görüngü ve gerçek, özdek ve anlık, kişi ve özdeşliği başlıkları altında bilgi teorisi bağlamında temellendirmeye çalışmıştır.

Belirlenen hedefin gerçekleştirmek için fiziksel nesnelerin nasıl bilindiğine ilişkin açıklamaya ihtiyaç duyar. Denkel’e göre, fiziksel nesnelerin gerçekçi anlamda, yani bağımsız olarak var oldukları savını temellendirmenin yolu şu aşamalardan oluşmaktadır:

  1. Olayların gelişimi, birbirlerini izleyişleri ve gelecekte meydana gelecek deneylerimize ilişkin genellemeler ve bu yolla tahminler yapmak için, algılanan olayların yanı sıra algılanmayan ve bizden bağımsız olaylar da bulunduğunu varsaymak zorundayız.
  2. Yapılan bu tahminler hem başarılı olmakta hem de deneyin tutarlılığını açıklamaktadır.
  3. Tahmin başarılı olduğuna göre, ona olanak veren genelleme de doğrudur.
  4. Doğru bir genelleme için zorunlu olan varsayım da doğrudur.
  5. Olaylar fiziksel nesnelerin geçirdikleri değişimler olduklarına göre, bizden bağımsız olaylar varsa, bizden bağımsız fiziksel nesneler de vardır (Denkel 2011, 94).

Bu temellendirme, Denkel’in maddeci bir evren kavrayışı geliştirmenin önemli bir ayağını oluşturmaktadır.

Denkel, fizik olaylarla birlikte, bilginin diğer ayağı olan anlıkla (zihin) ilgili açıklamaları da yukarıda belirtilen sorularını cevaplamaya yöneliktir. Ona göre anlık (zihin) denilence, gerçekte, anlıksal olaylar ve durumlar düşünülür. Anlık, ya durumların tümüne ya da bu durumları içinde barındıran ortama verilen addır. Anlığı, anlıksal olay veya durumlarla açıklamak, ancak bu olay veya durumların ne olduklarının uygun bir betimlemesi verilebildiğinde anlam kazanacaktır (Denkel 2011, 105). Denkel’e göre, hangi olay ve durumların anlıksal olarak sınıflandığı dil ve kavramsal yapımız içinde köklü ve kesindir. Bilgiye içerik olan deney ve deneyi meydana getiren olayların, duyum ve algının içeriği anlıksaldır (Denkel 2011, 105). Deney verisine dayanılarak yürütülen iki önemli üstdüzey anlıksal işlev, anlak (anlayış gücü) ve eylemin anlıksal boyutunu oluşturur: İnanmak ve istemek. Düşünmekten söz edildiğinde, içeriği inanç ve isteklerden oluşan bilinçli bir anlıksal olaylar dizisi anlaşılır (Denkel 2011, 105-106). Zihinle (anlık) ilgili bu açıklamalar, Denkel’in maddeci bir bilgi anlayışına götürmektedir.

Çalışmanın sonlarında vardığı sonuçları şöyle değerlendirmiştir: Deneyci bir bilgibilimin (epistemoloii, bilgi teorisi ya da bilgi felsefesi) evren ve anlığın özdekçi yorumuyla nasıl bağdaştırılabileceğini araştırılmıştır. İnsanı, salt özdekten oluşan bir evren içinde yaşayan, yine salt özdeksel bir varlık olarak ele alınmıştır. İnsanının algıyı, evreni kavrama çabasındaki ilk basamak olarak, dış dünyadan etkilenen duyu organları yoluyla, beyni içinde nasıl kurabildiğini betimlenmiştir. Beyinde kurulan algı ve onu konu eden başka içeriklerin, özdek dışı bir varlıkları olmadığını, ancak özel konumları dolayısıyla kimi özel nitelikler taşıdığını ileri sürülmüştür (Denkel 2011, 129). Bu düşünceleri kişinin özdeşliğiyle ilişkilendirerek tamamlamaktadır.

Vardığı sonuçları şöyle açıklamıştır: Bu kitapta, bilen kişinin, ondaki bilginin ve böylece bilinenin varlıkbilim açısından özdeksel bir doğa taşıdıklarını, tüm bilginin deneysel oluşuyla tutarlı olarak göstermeye, açıklamaya çalıştık. Bu üç alan; zaman içinde özdeş kalan ‘ben’i, anlıksal olayların toplamı olarak anlığı ve dış dünyayı kapsıyor. Bilgibilimin varlıkbilimle kesiştiği bu alanların araştırılması, bilimin ve bilimselliğin tıpkı 17. ve 18.yüzyıllarda olduğu gibi yeniden ön plana çıktığı çağımızda önemini artırmıştır. Günümüzde bilgi, Descartes, Locke, Hume ve Kant’ın anladıkları gibi, felsefenin temelini teşkil etmese bile, felsefe için en önemli konular arasında yer almaktadır (Denkel 2011, 148).

Denkel, bilgi sorununu, maddeci bir temelden ele alarak, konuyla ilgili geleneksel akımlar olan Descartes ve Locke çizgilerini eleştirerek, analitik felsefe bağlamında kendi kaygıları doğrultusunda temellendirmeye çalışmıştır.

Kaynak: TÜRKİYE’DE FELSEFENİN GELİŞİMİ II, s. 19-23, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2457 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1429

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...