Felsefe hakkında her şey…

Zihin bilgisayara aktarılabilir mi? İnsanın biyolojik bedeninin dışına çıkması mümkün müdür?

11.02.2024
210
Zihin bilgisayara aktarılabilir mi? İnsanın biyolojik bedeninin dışına çıkması mümkün müdür?

Önümüzdeki on yıllar içinde önce beyin tarama teknolojilerinin önemli bir gelişim gösterdiğini ve her bir nöronun diğer nöronlarla nasıl iletişim kurduğunu, zihnin nasıl işlediğini tamamen anlayabildiğimizi; ardından da tüm bu bilgileri tamamen kayıt altına alabildiğimizi ve bir kişinin beynini bilgisayar ortamında yeniden ürettiğimizi hayal edin.

İnsan zihnini bilgisayar ortamına aktarma fikrinin ardında yatan anlayış, bir gün bir insanı biyolojik bedeninden sentetik bir donanım üzerine taşıyabileceğimiz görüşüne dayanan transhümanizm adlı düşünce akımına aittir.

Transhümanistlerin temel beklentisi, bilimsel ve teknolojik ilerleme aracılığıyla insanlık durumunu aşabilmek ve bir insan-sonrası varoluşa erebilmektir. Onlara göre zihin aktarımı insanlara sonsuza kadar olmasa da diledikleri kadar yaşama olanağı sağlayabilir. Hatta biyolojik beyinlerimizden daha hızlı ve daha verimli çalışan simüle edilmiş bir beyne sahip olmak suretiyle kendimizi daha da geliştirebilir ve dolayısıyla aktarım teknolojisini daha ileriye taşıyabiliriz. Bu, tekno-iyimser transhümanist anlayışın “gelecek” hayalidir. Peki bunun herhangi bir gerçekliği ya da uygulanabilirliği var mıdır?

Zihin aktarımının uygulanabilirliği, üç temel varsayıma dayanmaktadır:

  1. Teknoloji varsayımına göre insanoğlunun önümüzdeki on yıllar içinde zihin aktarımını sağlayabilecek bir teknoloji geliştirmesi olasıdır.
  2. Yapay zihin varsayımına göre simüle edilmiş bir zihin, kendini geliştirip kendi gerçekliğini kurarak gerçek bir zihin hâlini alabilir.
  3. Hayatta kalma varsayımına göre bütün bu süreçte yaratılan zihin gerçekten “siz” olacaksınız. Zihin aktarımı sizin için var olmanın aracı hâline gelecektir.

Bu varsayımlar akla yatkın mı?

Teknoloji varsayımı

İnsan beynini simüle etmeye çalışmak doğaya karşı muazzam bir meydan okuma olacaktır. Şöyle ki insan beyni bilinen evrendeki en karmaşık yapıdır. Beynimizde yaklaşık 86 milyar nöron ve 85 milyar da nöral olmayan hücre vardır ve tahminen 10^15 nöral bağlantı bulunur. 1 Somutlaştırmak gerekirse şöyle bir örnekleme yapabiliriz: Samanyolu galaksisi yaklaşık 200 milyar yıldıza ev sahipliği yapmaktadır.

yapay zeka, yz, ai, beyin aktarımı, teknoloji

Beyin simülasyonları yaratma sürecinde hangi noktadayız?

Sinir bilimciler yakın zamanda basit organizmaların beyinlerinin konnektom adı verilen üç boyutlu bağlantı şemalarını çıkarmayı başardılar. Bugüne kadar sahip olduğumuz en karmaşık ve ayrıntılı konnektom, yaklaşık 3.000 nöron ve 500.000 nöral bağlantıya sahip olan bir meyve sineği larvasına aittir. 2 Bilim çevrelerine göre önümüzdeki on yıllar içinde ise bir farenin beyninin haritasının çıkarılmasını bekleyebiliriz. 3

İnsan beyni fare beyninden yaklaşık 1.000 kat daha karmaşıktır. 4 O hâlde insan beyninin haritasını çıkarmak için 10 binlerce yıla ihtiyacımız olduğunu söyleyebilir miyiz? Tabii ki hayır. Önümüzde İnsan Genomu Projesi gibi örnek varken projelerin verimlilik açısından çarpıcı kazanımlar elde ettiğini ve edeceğini düşünmemek çok güçtür.

Uzun yıllara yayılan bir çalışmanın ardından yaklaşık 20 yıl önce ilk insan genomunun haritası çıkarıldı ve bu çalışma yüz milyonlarca dolara mal oldu. Bugün ise bilim insanları gelişmiş laboratuvarlarda aynı işlemi birkaç saat içinde, yaklaşık 100 dolarlık bir maliyetle yapabiliyorlar. 5 Bu da çocuklarımızın ya da torunlarımızın yaşam süreleri içinde zihin aktarımı teknolojisinin geliştiğini görebileceğimizi düşündürmektedir.

Tabii iş bununla bitmiyor. Zihin aktarımı için önümüzde başka engeller de var. Statik bir beyin haritası oluşturmak, işin sadece yüzeysel kısmını oluşturuyor. Kusursuz çalışan bir beyni simüle etmek için ise tek tek bütün nöronların hareket hâlindeyken gözlemlenmesi gerekir. Bunu yakın gelecekte başarıp başaramayacağımız muallaktır.

Yapay zihin varsayımı

Beyninizin bir simülasyonunun oluşturulması sizinki gibi bilinçli bir zihin ortaya çıkarabilir mi? Bu sorunun cevabı zihnimiz ve bedenimiz arasındaki bağlantıyla ilişkilidir. Zihin ve bedenin birbirinden tamamen farklı olduğunu düşünen Rene Descartes’ın aksine, günümüz düşünürleri zihnin nihayetinde fiziksel bir şey olduğunu düşünüyorlar. 6 Daha basitçe söylemek gerekirse onlara göre zihniniz, beynimizden ibarettir.

fizikalizm, fizikselcilik, yapay zeka, yz, ia

Eğer sadece bir simülasyondan ibarete simüle edilmiş bir beyin nasıl olur da gerçek bir zihne aracı olabilir?

Pek çok kognitif bilimci, bilinçli zihnin varoluşundan sorumlu olanın beynin çoğunlukla yağ ve sudan oluşan biyolojik maddesinden ziyade karmaşık sinirsel yapısı olduğuna inanmaktadır.

Bu anlayışa göre beynin karmaşık sinirsel yapısı bir bilgisayara uyarlandığında ortaya çıkacak olan simüle edilmiş beyin sizin beyninizin yapısını taklit edecek ve simüle edilen her nöron ve nöral bağlantı için karşılık gelen bir bilgisayar donanımı parçası mevcut olacaktır. Simülasyon beyninizin yapısını taklit ettiği için bilinçli zihninizi de taklit etmiş olacaktır.

Günümüzün yapay zekâ sistemleri, zihne dönük yapısalcı yaklaşım için kesin olmasa da önemli kanıtlar sunmaktadır. Bu sistemler, beynin bazı yapısal ilkelerini kopyalayan yapay sinir ağları üzerinde çalışmakta ve çok fazla bilişsel çalışma gerektiren birçok görevi yerine getirebilmektedir.

Hayatta kalma varsayımı

Bir insan beynini simüle etmenin mümkün olduğunu ve simülasyonun bilinçli bir zihin yarattığını varsayalım. Bu durumda aktarılan kişi gerçekten siz mi olurdunuz, yoksa sadece zihinsel bir kopya mı olurdu?

Bu soru bizi eski bir felsefi düşünce deneyine geri götürür:

Sabah yataktan kalktığınızda bir önceki gece yatağa giren kişiyle aynı kişi olmanızı sağlayan şey nedir?

Filozoflar bu konuda genel olarak iki fikir grubuna ayrılmışlardır.

Biyolojik fikir grubu, sabahki-sen ile akşamki-sen arasında ayrım yapmaz ve ikisinin de aynı kişi olduğuna inanır; çünkü akşamki-sen ile sabahki-sen aynı biyolojik organizmadır, tek bir biyolojik yaşam süreciyle birbirine bağlıdır.

Zihinsel fikir grubu ise iki durum arasındaki devamlılığı zihinlerimizin sağladığı gerçeğini düşünür. Sabahki-sen ve akşamki-sen aynı kişidir; çünkü her ikisi de ortak bir zihinsel yaşamı paylaşırlar. Sabahki-sen akşamki-senin ne yaptığını hatırlar; onunla aynı inançlara, umutlara, karakter özelliklerine vb. sahiptir. 7

İlgili konu: Fizikalizm nedir?

Peki sizce hangi taraf haklı?

Beyninizin başka bir kişinin bedenindeki boş kafatasına nakledildiğini hayal edin. Ortaya çıkan ve sizin anılarınıza, tercihlerinize ve kişiliğinize sahip olan bu kişi, zihinsel fikir grubunun savunduğu gibi, gerçekten de siz misiniz? Yoksa biyolojik fikir grubunun düşündüğü gibi, gerçek kişi bedeni kullanılan kişi midir?

Başka bir deyişle, siz mi yeni bir bedene sahip oldunuz yoksa beden mi yeni bir zihne sahip oldu? Birçok şey bu sorunun cevabına bağlı.

Biyolojik görüş haklıysa zihin aktarmasının tüm amacının kişinin biyolojisini geride bırakmak olduğunu varsayarsak zihin aktarma işe yaramayacaktır. Zihinsel görüş haklıysa aktarılan zihin kişinin mevcut zihinsel yaşamının gerçek bir devamı olabileceğinden, aktarma için bir şans var demektir.

Orijinal biyolojik-sen de aktarma işleminden sonra varlığını sürdürürse ne olur? Bilincinizle birlikte iki kişiye bölünerek biri biyolojik formda (B) ve diğeri aktarılmış formda (C) olmak üzere iki “sen” mi ortaya çıkar?

Hayır, sen (A) gerçek anlamda iki ayrı kişiye bölünemez ve aynı anda her ikisiyle de özdeş olamazsınız (B ≠ C). En fazla bunlardan yalnızca biri sen olabilir (ya A = B ya da A = C). Bir bölünmeden sonra, biyolojik formunuzun gerçek sen olarak devam edeceği (A = B) ve aktarmanın yalnızca zihinsel bir kopya olacağı en akla yatkın olanı gibi görünüyor. Ancak bu, biyolojik-senin yok edildiği durumda bile aktarma olarak hayatta kalabileceğinizi tam olarak açıklayamaz.

Biyolojik olarak sen‘i yok etmek neden zihinsel kopyanızı sihirli bir şekilde gerçek siz statüsüne yükseltsin ki? Bunun olabileceğini düşünmek garip görünüyor.

 


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Clas Weber’in “Could you move from your biological body to a computer? An expert explains ‘mind uploading’” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer YILDIRIM

KAYNAKÇA

  1. Christopher S. von Bartheld, Jami Bahney, Suzana Herculano-Houzel. The search for true numbers of neurons and glial cells in the human brain: A review of 150 years of cell counting. The Journal Of Comparative Neurology, 524 (18), s. 3865-3895 (2016). https://doi.org/10.1002/cne.24040
  2. Michael Winding, Benjamin D Pedigo, Christopher L Barnes, Heather G Patsolic, Youngser Park, Tom Kazimiers, Akira Fushiki ve arkadaşları. The connectome of an insect brain. Science, 379 (6636), (2023). DOI: 10.1126/science.add9330
  3. Harvard Medical School, “A New Field of Neuroscience Aims to Map Connections in the Brain”, Erişim: 10 Şubat 2024, https://hms.harvard.edu/news/new-field-neuroscience-aims-map-connections-brain
  4. Sahil Loomba, Jakob Straehle, Vijayan Gangadharan, Natalie Heike, Abdelrahman Khalifa, Alessandro Motta ve arkadaşları. Connectomic comparison of mouse and human cortex. Science, 377 (6602), (2022). DOI: 10.1126/science.abo0924
  5. Stanford Medicine, “Fastest DNA sequencing technique helps undiagnosed patients find answers in mere hours”, Erişim: 11 Şubat 2024, https://med.stanford.edu/news/all-news/2022/01/dna-sequencing-technique.html
  6. Bourget, D. & Chalmers, D. J., (2023) “Philosophers on Philosophy: The 2020 PhilPapers Survey”, Philosophers’ Imprint, 23: 11. https://doi.org/10.3998/phimp.2109
  7. Bourget, D. & Chalmers, D. J., (2023) “Philosophers on Philosophy: The 2020 PhilPapers Survey”, Philosophers’ Imprint 23: 11. doi: https://doi.org/10.3998/phimp.2109
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...