Transhümanizm
Transhümanizm; insan soyunun nispeten erken bir dönemini yaşadığını ve bu yüzden insanın evriminin gelişen teknolojilerle birlikte boyut değişeceğine inanan bir düşünce sistemidir.
Gelecekteki insanların gerek fiziksel gerekse mental olarak bugünkü görünümlerine pek benzemeyeceklerine, hatta bilim kurgu romanlarından fırlamış bazı kahramanları andıracaklarına inanan transhümanizm, evrimi değişecek olan insanların aynı zamanda bugünkülere oranla radikal bir farkla daha ileri bir zekâya sahip olacaklarına inanmaktadır.
Transhümanist anlayışın tahayyül ettiği gelecekteki insan modeli neredeyse ölümsüz olacak, yapay zekâ varlıklarla derin bir ilişki içinde bulunacak ve hatta örneğin bedensel özelliklerini kendi tercihlerine göre belirleyebileceklerdir. Transhümanist düşünürler böyle bir sonucun hem kişinin kendi gelişimi için hem de türümüzün bir bütün olarak gelişimi adına son derece arzu edilen bir sonuç olacağına inanmaktalardır.
Bir bilim kurgu filminin senaryosundan çıkmış gibi görünmesine rağmen transhümanizm yaklaşımının tasvir ettiği birçok teknolojik gelişimin daha bugünden gayet mümkün göründüğünü söylemek güç değildir. Hatta öngörülen bu radikal değişimin başlangıç ürünleri hâlihazırda elimizde olan ya da ilgili bilimsel alanlardaki birçok gözlemcinin kabul ettiği gibi henüz gelişmekte olan bazı teknolojik ilerlemeleri de içermektedir.
Amerikan Savunma Bakanlığına bağlı bir kuruluş biçim ve fonksiyon olarak beyne benzeyen bir bilgisayar geliştirmeye çalışan Synapse adında bir programı finanse etmekte. Oxford Üniversitesindeki İnsanlığın Geleceği Enstitüsü de gene bahsi edilen ilerlemenin parçaları konumunda.
Transhümanistler ve diğer tekno-iyimserler çoğu kez süper zeki yapay zekâların insanlardan daha zengin bir zihinsel yaşama sahip olacaklarını varsayarlar.
Transhümanizm, en gelişmiş teknolojileri kullanarak insanı değiştirmeye çalışan, genetik mühendisliği, sibernetik, yapay zekâ, nano-teknoloji ve mevcut mobil cihazlar gibi enstrümanlar sayesinde insanın sahip olduğu sınırlılıkları ortadan kaldırmayı hedefleyen felsefi bir akım olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hastalıklar, yaşlanma, organların işlevlerini yitirmesi, ölüm gibi olumsuz durumların üstesinden ileri teknolojilerle gelinmesi gerektiğini savunan bu hareket uzun ömürlü, biyolojik doğasından ve zincirlerinden kurtulmuş, gelişmiş fiziksel ve bilişsel yeteneklere sahip yarı insan yarı robot varlıklar ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Başka bir deyişle homo sapiens, ileri derecede gelişmiş araçlar vasıtasıyla özünden koparılarak transhümanizmin nihai formu olan robo-sapiens haline getirilmek istenmektedir
Aslında transhümanizm, hümanizm ile posthümanizm arasında bir geçiş süreci olup nihai hedefi insanın aşıldığı post-insan çağına ulaşmaktır. Bu sebeple hümanizmin bir devamı olarak tasavvur edilen bu kavramın özünde insanın değişim ve dönüşümü olduğunu ifade etmek yerinde olacaktır. Ancak hümanizm, rasyonel ve bilimci bir insan modeli ortaya koyarken transhümanizm ise bio-teknolojilerle desteklenmiş ve yapısı tamamen değiştirilmiş bir insanı ön plana çıkarmaktadır. Post-hümanizmin ise transhümanizm sürecinin sonucunda ulaşılan bir varış noktası olduğunu belirtmek gerekir.
Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım