Felsefe hakkında her şey…

Refleksivite (Reflexivity) Nedir?

05.05.2020
5.217

Refleksivite, en genel anlamda bir şeyin kendi kendine geri dönmesini ifade eden bir kavramdır. Refleksivite, Türkçeye zaman zaman “düşünümsellik” olarak çevrilmektedir.

Hem genel olarak etnometodolojide hem de Garfinkel’in çalışmalarında merkezi bir kavram olan refleksivite, en genel anlamıyla bir şeyin kendi kendine geri dönmesini ifade eden bir kavramdır. Örneğin çemberler refleksif hareketlerle yaratılırlar, başlangıç ve bitiş noktaları aynıdır ve bu noktaları birleştiren çizgi, çember içinde kalan her şeyi oluşturur (Allan, 2006:58).

Daha genel anlamıyla ifade etmek gerekirse refleksivite, neden sonuç ilişkisi açısından kendisine geri dönen olguların niteliği ya da neden ve sonuç arasındaki döngüsel bir hareket olarak tanımlanabilir. Bu durumda neden ve sonuç karşılıklı olarak birbirlerini etkilerler. Örneğin bir gözlemcinin incelediği durum, kendi gözleminden etkilenerek değişiyorsa ve gözlem de buna rağmen sürüyor ve bu değişim gözlemi de etkiliyorsa, bu durumun refleksif olduğunu söyleyebiliriz. Bir başka örnek vermek gerekirse bir sosyal bilim disiplini, incelediği nesneler için kullandığı bakış açısını nihayetinde kendine, kendi konumuna ve bu disiplin içinde araştırma yapan araştırmacının kendisine de yönelttiği, bunlara da aynı bakış açısı ile baktığı takdirde refleksiftir.

Garfinkel aynı zamanda toplumsal yaşamın da “özünde refleksif” olduğunu savunur, çünkü toplumun üyeleri sürekli olarak belirli etkinliklere ve durumlara, bunların altında yatan kalıplar açısından bakarlar ve daha sonra da bu kalıpların bu etkinliklerde ve durumlarda görülen belirli ifadelerine dayanarak bu kalıpların varlığını onaylarlar (Haralambos ve Holborn, 1995:900).

Bu bakımdan refleksivite, insanların inşa ettikleri gerçeklik anlayışını sürdürmekte kullandıkları bir yöntemdir.

“İnsanlar ipuçlarını, hareketleri, sözleri ve başkalarından gelen malumatları belirli bir gerçeklik anlayışını sürdürecek biçimde yorumlarlar. Çelişkili bilgiler bile belirli inançları ve bilgileri sürdürecek biçimde refleksif olarak yorumlanır. Bu yüzden refleksivite kavramı etkileşim içindeki insanların belirli bir gerçeklik tarafından yönlendirildikleri kabulünü nasıl sürdürdüklerine odaklanır” (Turner, 1991:4).

İnsanlar anlamı, düzeni ve yaptıkları şeylerin rasyonelliğini, gündelik yaşamları sırasında konuşmaları ve kullandıkları sözcüklerle, yani betimlemeler yaparak inşa ederler. Toplumsal dünyaya ilişkin betimlemeler yaptıklarında, betimledikleri şeyi inşa etmiş olurlar çünkü bir durumun betimlenmesi, aynı zamanda bu durumun inşa edilmesidir (Coulon, 2010:36).

Diğer bir deyişle Garfinkel’e göre bir durumun tanımları, tanımlanan durumun parçasıdır, bu nedenle refleksivite, “toplumsal durumların tanımları ile tanımlandığı gibi olan toplumsal durumlar arasında karşılıklı bağımlılık, hatta denklik” durumu olduğunu ifade etmek için kullanılmaktadır (Hilbert, 2005:256).

Örneğin bir kişi “okula gidiyorum” ya da “sınava hazırlanıyorum” dediğinde sadece yapmakta olduğu şeyi betimlemiş olmaz, aynı zamanda ne yapmakta olduğunu ispat etmiş ve bu konudaki belirsizlikleri gidermiş olur, böylece de herkese kendine nasıl yaklaşacaklarını söylemiş olur (Craib, 1992:104), yani içinde bulunduğu durumu inşa etmiş olur.

Kısacası Garfinkel’e göre toplumsal dünya, belgeleme yöntemini kullanan üyeler tarafından refleksif olarak oluşturulmakta ve sürdürülmektedir. Bununla birlikte refleksivite, bilinçli bir düşünme değildir, insanlar eylemlerinin refleksif olduğunun bilincinde değildirler, eğer bireyler eylemlerinin refleksif olduğunu fark ederlerse gündelik yaşamdaki eylemlerini sürdürmekte zorlanabilirler (Coulon, 2010:36).

Kaynak: T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3781, AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2595

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...