Okulda Değerler Eğitimi
Öğrencilerin değerlerini değiştirmek isteyen öğretmenler, bu değerlere model oluşturmalıdır. Kendi değerler sisteminize bir göz atın. Hangi değerleri kimden aldınız? Değerlerini beğenip benimsediklerinizin arasında öğretmenlerinizde var mıydı?
Öğretmenlerin değerler için model oluşturmalarındaki en büyük engel, uyguladıkları çifte standarttır. “söylediklerimi yap, yaptıklarımı yapma” değerleri öğretmek için etkili bir yol değildir. İnsan kendi özelliklerini, hırslarını, amaçlarını ve değerlerini bilmelidir. Sınıfta değerlerin öğretimine yönelik bir yaklaşım olarak değerlerin anlaşılır kılınması çocuğa bir dizi değerler kümesini aşılamaya çalışmaz. Bundan ziyade çocuğa değer verme sürecini öğretir.
Bu süreç bir kimsenin değer verdiği şeyi bilme, birisinin en çok önem verdiği şeyleri seçme ve bunları günlük hayatın içine sokmayı içerir. Bu yaklaşımı savunanlar, iyi ve tutarlı bir şekilde kullanıldığında değer verme sürecinin bir kimseye hem kişisel olarak tatmin edici hem de sosyal olarak yapıcı kararlar vermesine yardımcı olacağını belirtmişlerdir. Değer verme süreci, değerin tanımına dayalıdır. Raths’e göre bir şeyin değer olarak nitelendirilebilmesi için değerin yedi (7) kritere uygun olması gerektiğini söylemiştir. Bunlar:
- Alternatiflerden seçilmiş olma.
- Sonuçları üzerinde iyice düşündükten sonra seçilmiş olma.
- Özgürce seçilmiş olma.
- Değer verilmiş ve üzerine titrenmiş olma.
- Toplumca onaylanmış olma.
- Davranış haline getirme.
- Davranışı tekrar tekrar ve tutarlıca yerine getirmiş olma (Whitney, 1986:56-58).
Amerikan devlet okulları kendilerini kararsız bir durum içerisinde bulmaktalar. Toplum, okullardan genç insanlara değerleri ve ahlâkı öğretmesi gerektiği konusunda fikir birliğine varmış değil. Birbiriyle çatışan inanç ve değerler değerleri ve ahlâkı öğretme açısından sıradan bir okulun misyonunu çok zorlaştırmaktadır. Bu yüzden eğitimciler kendilerinin gerçek sorumluluklarının ne olduğu konusunda belirsizlik içerisindedir. Okullara bir şeyler yapması için uygulanan baskılar devlet okullarında değer eğitimi hususunda yeni bir ilgi uyandırdı (Whitney, 1986:5-6).
Souche (1977)’ye göre; okul, Fransızdır, millidir ve milletin üstünlüğünü över. Dünkü, bugünkü, yarın ki Fransa’yı tanıtır, sevdirir. Eşitlik taraftarıdır, çocukların hür ve eşit vatandaşlar olarak yetişmelerini sağlar. Demokrat ve cumhuriyetçidir.
Çocuklarda, değerlerin gelişimini sağlama, eğitimciler, psikologlar, aileler ve paylaşılan sivil toplumun korunması ve yapılandırılmasıyla ilgilenen yetişkinler için önemli bir amaçtır. Ahlâki ya da faziletli davranışları geliştirmeyi amaçlayan değerler eğitimi Aristotle gibi kişiler tarafından bahsedilmiştir. Değerler ve karakter eğitimini geliştirmeyle ilgili endişeler, araştırmacılar, yöneticiler ve tanınmış kişiler tarafından dile getirilmiştir. Çocukların gençlerin ve genç yetişkinlerin değer eğitimi hakkındaki düşünme süreçlerinin/fikirlerinin çok yönlü olduğunu ve adaleti, hakları, ahlâki karakter özelliklerini ve istenilen diğer kişilik özelliklerini ve sosyal değerleri yansıtan farklılıkları içerdiğini gösterir. Çocuklar ve genç yetişkinler değerin doğruluğunu ve sosyal çevre ki burada değer öğretilir ve öğretilen değerin tipi de dâhil değerler öğretiminin değerlendirilmesinde bir çok faktörü göz önüne almıştır (Prencipe&Helwig, 2002:851).
Okul üzerinde devletin önemli düzenleyici güce sahip olduğu değer eğitiminin bir kurumu olarak algılandı. Örneğin, bütün yaşlarda okulda negatif değerlerin öğretimini yasaklamak için okul, devletler için kabul edilebilir olarak yorumlandı. Ama bu sürate okulun rolünün yaşla birlikte değiştiği bulunmuştur. Daha genç yaştaki çocukların ailede olduğu gibi okulda değerlerin öğretiminin yönetiminde okulların bu konuda daha geniş bir role sahip oldukları yer alarak algılamışlardır. Spesifik olarak daha genç yaştaki çocukların okullarda vatanseverlik, ırksal eşitlik, dürüstlük ve çalışkanlık gibi değerlerin öğretimi konusunda devletleri kabul edilebilir olarak değerlendirmişlerdir. Yaşla birlikte, devletin okullarda pozitif değerleri düzenlemedeki rolü gittikçe adalet ve doğruluk gibi ahlâki ilkelere yönelik dürüst anlamlara sahip değerlerle gittikçe sınırlı olmuştur. Örneğin, çoğu üniversite öğrencisi, ırksal eşitlik ve demokrasi gibi ahlâki ve politik ahlâki değerleri öğretimi yönetmesi gerektiğine inanmıştır.
Üniversite öğrencileri, ahlâki karakter ya da okullarda dürüstlük çalışkanlık gibi karakter değerlerini öğretmeyi gerekli olarak görme eğiliminde olmamalarına rağmen, çoğu okullarda öğretilecek olan bu değerleri olumlu olarak karşıladılar. Genç yetişkinler ise ahlâki karakter ya da karakter değerlerinin öğretimini kabul edilebilir fakat öğretimi gerekli olarak görülen ırksal eşitlik ve demokrasi gibi politik ahlâki değerlerin aksine okul çevresinde denetlenebilir olarak görmektedirler. Çocukların farklı zorunluluklar hakkında düşüncelerini inceleyen araştırmada, Kahn, özellikle rehaf ve iyi/ doğru karakter gibi konular içeren bazı eylemlerin denetimli ahlâki eylemler olarak düşünüldüğünü bulmuştur. Fakat sosyal alanlardaki araştırmada çalışan daha belirgin/açık ahlâki eylemlerin (hırsızlık vb) tersine sözü edilen bu eylemlerin zorunluluk ya da kanun tarafından yapılması gerekli şeklinde düşünülmediğini de bulmuştur. Bu araştırmanın bulguları denetimli ve zorunlu ahlâki yükümlülükler arasındaki bu farkın, farklı çeşitlerdeki değerler öğretimi hakkında sıradan insanların düşünmelerindeki değişiklikleri açıklamada yararlı olabilme olasılığını gösterir (Prencipe&Helwig, 2002:852).
Demokratik toplumun kendine özgü değerleri vardır. Bu toplum bu değerlerle ilgili olarak öğrenciye kendini ifade etme, karar verme ve kendini bu değerlere adama fırsatı vermelidir. Eğer devlet okulları bunu ihmal ederse, o zaman toplum gençleri eğitmekten ziyade düzenbazlıklarla suçlanmaya açık hale gelir. Bu nedenle toplumumuzun değerleri hakkında gerçek düşüncelerimizi yansıtabilmek için okullarda dinsel içerikli dersler yer almalıdır (Abbass, 1974:261).
Şüphesiz, okulların demokratik eğitime katkısı, sadece bu konuyla daha yakından ilgili belli dersler kanalıyla gerçekleşmez. Derslerin, tartışma ve katılmaya ağırlık verici biçimde düzenlenmesi, insanın insan olma sıfatıyla taşıdığı değer ve saygınlığın unutulmaması, konusu ve içeriği ne olursa olsun, bütün derslerde demokratik eğitime önemli bir katkı sağlar. Ancak bu genel yaklaşımın yanında, bazı derslerin demokrasi eğitiminde daha dolaysız ve ağırlıklı bir rol oynayabileceği kuşkusuzdur (Özbudun, 1986:92).
NSW Devlet Okullarındaki Değerler Eğitimi: Öğretmenler, derslerinde temel değerleri vurgulayan stratejileri dâhil ederek değerleri daha açık hale getirirler. Temel değerler meydana gelirken bunların anlamını tartışmak öğrencilerin bu değerleri algılamalarını geliştirmelerine yardım eder ve bu değerlerin birçok çeşit çevrede nasıl işlediğini anlamalarına da yardımcı olur. NSW devlet okullarındaki K-Yıl 12 müfredatı değerleri öğretmek, göstermek ve keşfetmek için birçok fırsat sağlar. Öğretmenler model olarak ve temel değerlerle tutarlı davranışları pekiştirerek öğrencilerin okul politikalarını anlamalarına yardım eder. Değerler sadece sınıflarda değil daha geniş bir okul ve buna ait topluluktaki bütün davranışları ve kararları etkiler. Öğrencilerde okul topluluğunun üyeleri tarafından onlara sağlanan iyi modelleri gözleyerek temel değerleri benimserler. Değerler eğitimine yönelik geniş /kapsamlı ve çok yönlü bir yaklaşımın sonucu okul hayatının her yönü hakkında bilgi veren temel değerlerdir (Refshauge, 2004:4).
Avustralya okullarında uygulanması istenilen temel dokuz değer vardır bunlar: Merhamet, görevini en iyi şekilde yapmak, özgürlük, dürüstlük, güvenilirlik, saygı, sorumluluk, anlayış ve tolerans (www.curriculum.edu.au/democracy: 2007).
NSW devlet okullarında değerler eğitiminin sonuçları ise şunlardır:
Sınıflardaki temel amaç öğrenmedir. Değerler ise öğrencilerin nasıl öğreneceğini, öğrenme şekillerini ve öğrendiklerini etkiler.
Öğrenme sürecinde öğrenciler;
- Temel öğrenme çevreleri aracılığıyla bilgiyi ve anlamayı geliştirirler.
- İletişimde, problem çözmede, planlamada, organizasyonda ve araştırmada yeteneklerini ve becerilerini geliştirirler.
- Okuma yazma ve hesap becerilerini geliştirirler.
- Yeni teknolojileri kullanmada güven geliştirirler.
- Güvenli ve sağlıklı hayat tarzları geliştirirler.
- Ekolojik olarak sürdürülebilir uygulamalar geliştirirler.
- Temel değerler geliştirirler.
- Yeteneklerle ilgili iş geliştirirler. Okul eğitiminin sonuçları:
Değerler öğrencilerin düşünme, konuşma ve davranma şekillerini etkiler. Okul eğitiminin sonuçları ve eğitimsel amaçlarının başarısına ilişkin değerlerin önemine daima odaklanma olmuştur. Bu kapsamlı amaçların bazıları;
- -Öğrenme sevgisi,
- Yüksek standartlar,
- Kendini ve diğerlerini önemseme ve saygı,
- İş için saygı,
- Tarafsızlık ve sosyal adalet,
- Mükemmeliyetçi,
- Avustralya ve dünyanın aktif vatandaşı olma,
- Avustralya’nın tarihini ve çok yönlü kültürel toplumunu takdir etme.
Sosyal Sonuçlar:
Okul eğitimi gelecekle de ilgilidir. Toplumumuz bugünün öğrencilerine yarının dünyasını şekillendirecekler olarak bakmaktadır. Sınıf ve okul toplumu aracılığıyla NSW devlet okullarının temel değerleri şu özelliklere sahip bir topluma katkı sağlayacaktır.
- -Bütün insanlara değer veren
- Dezavantajlı gruplardan olan bireyleri geliştirilen istihdamı, kişisel ve yaşam fırsatlarını aktif bir şekilde izlemeleri için yardım eden ve güçlendiren
- Yerli ve yerli olmayan Avustralyalılar arasındaki uzlaşmaya katkı sağlayan
- Kültürel ve dilbilimsel çeşitlilikten haz duyan
- İhtiyacı olanlara merhamet eden
- Mirasının farkında olan
- Sosyal dayanışmayı geliştiren
- Avustralya toplumunun demokratik süreçlerinde, bireyleri aktif katılımcı olmak için güçlendiren
- Bütün Avustralyaların geleceği için devlet eğitiminin katkısını önemseyen
- Şiddeti, tehdidi ve ayrımcılığı reddeden
- Uyuşmazlıklarda barışcıl çözümü destekleyen özelliklere sahip bir topluma destek sağlayacaktır (Refshauge, 2004:5,6).
Refshauge’nin araştırmasında görüldüğü üzere okulda değer eğitimi vermek kesinlikle faydalıdır. Avustralya’da devletin okullarda değer eğitimi verilmesine büyük destek verdiği görülmektedir. Varış (1988:15)’ın da belirttiği gibi okulların ve diğer eğitim kurumlarının genel fonksiyonu, kültürü tanıtmak yoluyla öğrencilerin uyumunu sağlamak ve onlara değişmekte olan dünya ve çağ koşullarına ayak uydurabilmeleri için kültürü geliştirme yollarını öğretmektir
Okulda değerler konusu devamlı bir tartışma konusu olmuştur. Programı hazırlayanlar dâhil toplumda herkes okullara değerlerle ilgili görevler yüklemekte ancak ayrıntılı açıklama yapmamaktadır. Okulda değerlerin durumu şu şekildedir:
- Değerlerin ve karakterin okullardaki rolü devamlı tartışmalıdır.
- Her öğretmen açık olsun veya olmasın değer ve ahlâk öğretir bundan kaçınmak imkânsızdır.
- Toplumun değer öğretimiyle ilgili görüşleri nadiren tutarlıdır.
- Karakter eğitimi, değerler ve değer kazanma sürecini kapsar.
- Örtük program öğretiminin en güçlü aracıdır.
Okulda değerler kavramı şemsiye bir kavram olarak görülmüştür. Bu şemsiyenin altında erdem, karakter ve ahlâk gibi insanı insan yapan tüm kavramlar girmektedir. Okul toplumdan kopuk olamayacağına göre değer ve standartlar okullarda da olacaktır. Örneğin, öğretmenlerin ve çevrenin etkileriyle okullar yazılı veya yazılı olmayacak şekilde merkez değerler belirler ve bunlara uygun dersler işlerler (Akbaş, 2004:55).
Okul bütün öğretmenleri ve yönetimi ile gençlerin değerleri anlama derecesine yaklaşabilmesi için gereken egzersizleri sistemli olarak verir (Ülken, 1965:23).
Öğretmenlerin değerlerle ilgili çalışmalarında kullandıkları yöntem incelendiğinde, öğretmenler kendi öğrencileri için önemli gördükleri değerleri gösterirler. Bu değerleri de öğretimin içeriğinde, kişisel programlarda ve öğretici metotlarda ifade ederler. Eğitim uygulamalarında ve değerlerin gelişimiyle ilgilenirken, öğretmenler bilişsel stratejileri ve eleştirel düşünme için gerekli stratejiler üzerinde odaklanırlar. Sınıfta değerlerin aktarımında hem katılımcı hem de rehber olarak rol oynarlar (Veugelers; 2000:41). Birçok ülkede öğretmenlerin önemli görevlerinden birisi temel değer ahlâk standartlarını gelecek nesillere aktarmaktır (Kirschenbaum, 1994:3).
Satı Bey, çocuklarda küçük yaştan itibaren sağlam bir irade oluşturmak için en büyük görevin öğretmenlere düştüğünü belirtir. Öğretmen kendisi kararlı, azimli, atak olmak suretiyle öğrencilere örnek olmalıdır. Öğretmenler çocuklarda iyi olan his ve temayülleri yerleştirip kötü olanları izale etmek için öncelikle kötü hislerin doğmasına izin vermemeli, iyi hislerin kazandırılmasını sağlayacak ortamlar yaratılmalıdır. O, bu hususa tarih dersinin ahlâk terbiyesindeki rolüne değinir. Satı Bey, ahlâki hisler ile vatani hisleri birlikte kullanmakla vatan sevgisinin ahlâki kemalin bir neticesi olduğuna da dikkat çekmektedir (Başar, 2003:58).
Okulda öğrencilere değer öğretimi öğrenciler için ayrı bir ders açılacağı anlamına gelmemelidir. Her konunun öğretiminde değer kavramına yer verilmelidir. Matematik, sosyal bilgiler gibi derslerde biz insanların tarihinin, göz alıcı ve karanlık yanları anlatılmalıdır (Ryan&Bohlin, 1999:95).
Lickona (1992:6)’a göre, okulun ilk günlerinden itibaren değerlerle ilgili davranışlar öğrencilere hissettirilmeye başlanır.
Okulda değer bir bütün olarak bulunur. Otobüs şoförlerinin doğru davranışı, kafeteryada çalışanların öğrencilere “lütfen ve teşekkür ederim” sözcüklerini kullanması birçok değeri teşvik eder. Diğerine saygı, kendi masanızı temiz tutma, çantasını kendisine ait yere koyma bunlar okulun değer eğitimini olumlu yönde etkiler (Ryan&Bohlin, 1999: 157).
Hangi değerlerin okullarda öğretilmesi gerektiği yönünde de araştırmalar bulunmaktadır. Okullarda hangi değerlerin daha önemli olduğunu belirtmeye yönelik bir araştırmada şu sonuçlar çıkmıştır. Araştırmaya katılanlar, çok önemliden daha az önemliye doğru şu şekilde bir sıralama yapmışlardır. Sorumluluk, dürüstlük, iyi vatandaş, saygı, işbirliği, hoşgörü, şeref, işe yarama (faydalı olma), iç disiplin, şefkat, adalet, doğruluk, hedef koyabilme, diğer insanlara hizmet, sebat (azim), seçme özgürlüğü, inançlı, cömert, bireysel haklar ve cesaret. Araştırmaya katılanlar sorumluluk sahibi olma, dürüst olma, iyi vatandaş olma ve saygılı olma değerlerine çok önem vermektedir. Cesaretli olma, bireysel haklar, cömert olma ve inançlı olma gibi değerler daha az önemli görülmüştür (Wood ve Roach, Akt. Akbaş, 2004:60).
İnsan onurunun dokunulmazlığı temeline dayanarak, güven, özgürlük, adalet, eşitlik, barış ve doğruluk gibi değerlerdir. Dikkatlice bakıldığında, eskiden sadece otoriter eğitimin baskı araçları durumundaki değerlerin bile, başka açılardan bakıldığında, insancıl ve sosyal bir atmosfere çok daha fazla katkıda bulunabileceği görülmektedir: Örneğin alçakgönüllülük ya da disiplin ve hatta dakiklik ve çalışkanlık gibi artık pek önemsenmeyen değerler bile.
Toplumsal kurum olarak okullar, değerler boyutunda amaçlar belirlememiş olsa bile okullar örtük program ile (hidden curriculum) okulun atmosferi, disiplin anlayışı, öğretmenlerin beklentiler gibi yapılar, değer öğretir veya öğrencilerin değer gelişimine katkıda bulunur (Akbaş, 2004:5).
Toplum belli davranış ve hareketleri genel olarak onaylar veya onaylamazsa bu, o hareketin doğru veya yanlış, uygun veya uygunsuz olduğunu gösterir. Bu onaylamalar davranışından dolayı kişiye toplumun verdiği ödül veya cezalar kişilerin davranışlarını değerlendirme tarzlarıyla yakından bağlıdır. Bir kahraman ödüllendirilirken, suçlu cezalandırılır. Bir toplumda kullanılan ödül ve cezaların asıl temeli değer sisteminde bulunur. Hiçbir değere sahip olmayan bir toplum, en güçlü sosyal kontrol aracını da yitirmiş demektir. Değerler sistemi insan deneyimlerinin birikimini yansıtır ve çağdaş insan deneyimleri üzerinde doğrudan bir etkide bulunur. Değerler sistemi kişilerden neyin istenildiğini, kişilere neyin yasaklandığını; neyin ödüllendirilip neyin cezalandırıldığını belirler (Fichter, 2004:171).
Thomas Lickona “Education for Character”adlı kitabında değerlerle ilgili çok önemli bir öge ekler okullar, aileler ve öğretmenin çocuklarının olmasını istediği yetişkinler için model olma sorumluluğunu kabul etmelidirler. Lickona’nın öğretmenler için tavsiyeleri
şunlardır:
- Model, rehber olarak davranmak,
- Ahlâki bir topluluk oluşturmak,
- Ahlâki bir disiplin oluşturmak,
- Demokratik bir sınıf ortamı oluşturmak,
- Müfredat aracılığıyla değerleri öğretmek,
- İşbirlikçi öğrenme uygulamak,
- Sanat bilinci geliştirmek,
- Ahlâki yansıtımı teşvik etmek,
- Uyuşmazlıklar için çözüm öğretmek,
- Okulda pozitif ahlâki kültür oluşturmak,
- Ebeveynlerle arkadaşlık geliştirmek.
Okullar sadece öğrencileri zeki yapmak için değil, onları iyi yapmak için de vardır. Sosyal çalışmalar ve çocuk edebiyatı değerler müfredatına yönelik önerilen bütün bu yaklaşımları, değerler ve inançlar hakkında düşüncelerini ifade etmek için, çocuklar için fırsatlar sunar. En önemlisi bu deneyimler, çocukların hayatta karşılaşılan binlerce problemlerle baş etmesine yardım etmek için ahlâki bir pusuladır (Suh&Traıger, 1999:726).
Değer kazandırma esnasında yaşanılan dünya ve insanlar konusunda öğrencilere sürekli karamsar tablolar çizmek yerine, ana baba, öğretmen veya çevredeki bir vatandaş olarak onlara nasıl destek olunacağı konusunda bilinçli olmaya çalışmak daha faydalı olacaktır. Özellikle zor anlarda, gerek dünyada, gerekse insan hayatında olumlu yansımaları olan pozitif düşüncelere dayanmak, tartışmak ve yakınmak yerine düşünceleri uygulamaya geçirmek daha doğru bir davranış olacaktır. Değer kazandırmada toplumsal değişim anne-baba veya eğitimciler için “bireyin, önce kendinden, çocuklarıyla birlikte yakın çevresinden başlayarak”, iyimser bir dünya görüşü sergilemesiyle sağlanabilir. Aile, çevre ve okul değer eğitiminin önemli ve vazgeçilmez parçalarıdır. Ailede öğretilecek değerler ile çevre ve okulda öğretilecek değerler birbirine yakın ve tamamlar nitelikte olacaktır. Bu sebeple her zaman her yerde değerlerle karşılaşılabileceği unutulmamalıdır.