Niyazi Berkes’in çağdaşlaşma anlayışı
Çağdaşlaşma dilimizde modernleşme anlamında yeni bir toplumsal merhaleyi açıklamak için kullanılmaktadır. Batı sosyolojisindeki evrimci ve ilerlemeci teorilerin temel varsayımlarından birisi toplumların sürekli daha iyiye ve olumluya doğru geliştiği düşüncesidir. Buna göre çağdaş olan yeniler olumlu özellik taşır ve her toplum gelişmek için bunları benimsemek durumdadır. Bu anlamda modernleşmeyi Kongar şöyle tanımlar:
“Modernleşme, insanoğlunun genel evrim çizgisi bakımından geri kalmış toplumların, zamanımızda bu çizginin son noktasına gelmiş olan toplumlara yetişmesi demektir.” (Kongar, 1985: 304)
Berkes özellikle modernleşme yerine çağdaşlaşma kavramını kullanır. Bunu eserlerinde yaptığı kavram analizlerinde gösterir. Çağdaşlaşma bir süreci ifade eder. Bu süreçte geleneksel ve kalıplaşmış yapılar yeni biçimlere dönüşmektedir. Bu yeni biçimler batı medeniyetinin son merhalesi olarak karşımıza çıkmakta ve bizi iki yüzyıldır meşgul etmektedir. Bunun için Osmanlı döneminde önemli adımlar atılmış, Islahat ve Tanzimat Fermanları yayınlanmış, I. ve II. Meşrutiyet girişimleri ile sistem değişikliğine gidilmiş, eğitim ve askerlik alanında köklü reformlar gerçekleştirilmiştir. Özet olarak bizim tarihimizin son yüzyılları geri kalmışlıktan kurtulmak için alınan radikal kararlarla ilerlemeye çalışmakla geçmiştir. Buna cumhuriyet devrimlerini de ilave etmek gerekir.
Berkes içinde yaşadığı Türk toplumunun son iki yüzyıllık macerasından yola çıkarak çağdaşlaşmayı açıklar. Batı dünyası çağdaş bir medeniyet kurmuştur. Bu medeniyeti kuruncaya kadar verdiği büyük mücadeleler olmuştur. Feodal bir sosyal yapıdan, modern bir yapıya geçerek dünyayı etkileyecek büyük başarılar elde etmiştir. Osmanlı Türkleri de başarısızlığını anladığı günden beri ilerlemek için çaba sarfetmeye başlamıştır. Türkiye’nin çağdaşlaşmasını bu çerçeve içinde tahlil etmek gerekir. Çünkü Türkiye çağdaşlaşma yolunda büyük mücadeleler vermiştir. Bu mücadelelerin çok iyi anlaşılması gerekir. Berkes sosyolojik olarak bunu yapmaya çalışır.
Berkes Türkiye’de Çağdaşlaşma adlı kitabında, son iki yüz yıl boyunca ülkemizde meydana gelen sosyal değişmeleri ve sosyal yapımıza bağlı temel sorunları çözümlemeye çalışmıştır. Bunu yaparken içinde yer aldığı toplumun farklılığını görerek özgün analizlere girişti. Batı toplumlarının geçirdiği değişme merhalelerini aynen uygulama çalışmadı. Osmanlı’nın sosyal yapısı ile Batı feodalitesinin yapı farklılığını görerek kavramsallaştırmaya özen gösterdi. Türkiye’nin özgün kültürel yapısı ve farklılıkları üzerinde odaklandı. Hayatında karşılaştığı bütün olumsuzluklara rağmen kendisini içinde yaşadığı toplumdan uzaklaştırmamaya dikkat etti. Mekan olarak uzaklaşsa bile Türkiye’nin sorunlarını çözümleme kararlılığından vazgeçmedi.
Kaynak: TÜRK SOSYOLOGLARI, s. 75-82, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2915 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1872