Martha Nussbaum
Martha Nussbaum 6 Mayıs 1947’de doğmuş, Antik Yunan ve Roma felsefesi, hukuk felsefesi, ahlak psikolojisi, etik, felsefi feminizm, siyaset felsefesi, eğitim felsefesi ve estetik alanlarındaki geniş kapsamlı çalışmalarıyla ve insan hakları, sosyal ve ulusötesi adalet, ekonomik kalkınma, siyasi feminizm ve kadın hakları, LGBTQ hakları, ekonomik eşitsizlik, çok kültürlülük, liberal sanatlar veya beşeri bilimler eğitiminin değeri ve hayvan hakları konularındaki çağdaş tartışmalara felsefi olarak yaptığı katkılarla tanınan Amerikalı bir filozof ve hukukçudur.
Martha Nussbaum‘un babası George Craven bir avukat, annesi Betty Craven (kızlık soyadı Warren) ise bir iç mimar ve ev kadınıydı. Nussbaum, Wellesley College’da ve New York Üniversitesinde (NYU) eğitim gördü ve buradan 1969 yılında lisans derecesiyle mezun oldu. Harvard Üniversitesinde Klasik filoloji alanında yüksek lisans (1971) ve doktora (1975) dereceleri aldı. Daha sonra Harvard, Wellesley, Brown Üniversitesi ve 1996 yılında Ernst Freund Hukuk ve Etik Profesörü olarak atandığı ve 1999 yılında Seçkin Öğretim Üyeliğine yükseltildiği Chicago Üniversitesinde ders vermiştir. Chicago’da üniversitenin Hukuk Fakültesi ve İlahiyat Fakültesi ile felsefe, klasikler ve siyaset bilimi bölümlerinde ortak görevlerde bulunmuştur.
New York Üniversitesindeki öğrenciliği sırasında o zamanlar dil bilimi öğrencisi olan Alan Nussbaum ile tanışıp evlenen Martha Nussbaum Episkopalizm’den Yahudiliğe geçti. Çift 1987 yılında boşanmıştır.
İlk büyük çalışması olan The Fragility of Goodness (İyiliğin Kırılganlığı) eserinde Nussbaum, antik Yunan trajedi yazarları Eshilos, Sofokles ve Evripides’in eserlerinden yola çıkarak, iyi yaşamın “kendi kendine yeten” ya da bireyin kontrolü dışındaki durum ve olaylardan etkilenmeyen Platoncu anlayışına karşı çıkmıştır. Bu değerlendirmede Platon’un öğrencisi Aristoteles’in yanında yer almıştır; Aristoteles’in kendi etik teorisi, insani ilerlemenin bağlı olabileceği olumsallıkları ve iyi bir insan yaşamını kısmen oluşturan sorumluluk ve bağlılıkların doğasında var olan kırılganlıkları kabul etmiştir. Ayrıca, yine Platon’a karşı, Yunan trajedi yazarlarının eserlerinin değerli bir ahlaki eğitim kaynağı olduğunu, çünkü etik olarak yaşama çabasını betimlemelerinin genellikle çoğu filozofunkinden daha karmaşık, incelikli ve gerçekçi olduğunu savunmuştur.
Martha Nussbaum, Charles Dickens’ın Zor Zamanlar (1854) romanı gibi klasik edebiyat dışı bazı eserlerin de insanın ahlaki psikolojisine dair kavrayışları açısından incelenebileceğini ve bu nedenle klasik edebiyatla birlikte teorik olmayan bir etik felsefesi türü olarak ele alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
Martha Nussbaum, aralarında İyiliğin Kırılganlığı (1986), İnsanlığın Geliştirilmesi: Liberal Eğitimde Klasik Bir Reform Savunması (1997), Seks ve Sosyal Adalet (1998), İnsanlıktan Saklanma: İğrenme, Utanç ve Kanun (2004), Adaletin Sınırları: Engellilik, Uyruk, Tür Üyeliği (2006) ve İğrenmeden İnsanlığa: Cinsel Yönelim ve Anayasa Hukuku (2010) da olan kitapların yazarıdır. 2016 Kyoto Sanat ve Felsefe Ödülü ile 2018 Berggruen Ödülü’nü almıştır.
Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım