Komünizm (Ortaklaşmacılık) Nedir?
(Alm. Kommunismus, Fr. Communisme, İng. Communism): Kolektivizm yahut devlet sosyalizminin ikinci safhasını teşkil eden komünizm, mal ve mülkün ortaklığını yalnız üretim vasıtalarında değil, aynı zamanda bütün tüketim vasıtalarında ve eşyasında da zorunlu gören ekonomik sosyal felsefi anlayıştır.
Burada ilk aşama olan kolektivizmden sonra artık Karl Marks’ın ve Engels’in “Bilimsel Sosyalizm”i devreye girmiştir. Bu anlayış, temelinde ontolojik ve mekanik materyalizme dayanır. İnsanı hayvandan bir kademe üstün bir varlık olarak gördüğü için, onun manevi ve ruhi hayatını, nazarı itibara almaksızın bir üretim vasıtası gibi görür. Bu bakımdan onun nazarında dinin, ahlakın, ruhun, insan hürriyet ve haysiyetinin hiçbir değeri yoktur.
Bir kurtuluş vaadi olarak komünizm, çeşitli ve amansız propagandasıyla cazibesini korumaktadır. Bunun sebebi, onun ekonomik bir doktrin olmaktan çok politik ve pratik, tarihi bir proje olmasındandır. Platon’dan başlayarak Fourier’e kadar gelen safdil bir ilimciliğe dayanan komünizm, K. Marx ve F. Engels tarafından 1848’de yayınlanan “Komünist Manifesto” ile açık bir anlam kazanmıştır. Komünizmin esas şartı, zenginliğin kalkması, bolluğun gerçekleşmesidir ki bu bir ütopya olarak addedilmiştir.
Komünizm bugün iki farklı biçimde yorumlanabilir:
1. Kapitalist topluluklarda devrimci bir doktrin olarak üst yapıya ve idarecilere karşı mücadele eden şekil: Üretim araçlarının devletleştirilmesi ve işçi diktatörlüğünü hedef almaktadır.
2. Tarihin Marksist ve Leninist anlayışı ve kolektivizmin bir basamağı olarak komünizm: Sosyalizm tarafından gerçekleştirilen sosyal ve ekonomik bir değişimi ifade eden anlayıştır.
Bu bağlamda komünizmin değişik şahıslar tarafından uygulanması sonucunda Leninizm, Stalinizm, Kruşçevizm, Maoizm ve Brejnevizm denen şekilleri ortaya çıkmıştır. Lenin’e göre, devrim olmaksızın bir işçi devleti kurulamaz. Devlet olduğu müddetçe hürriyet de olamaz. Hürriyet olunca da devlet ortadan kalkar. Bunun için işçiye sınıf şuuru aşılayıp tam bir merkeziyetçilikle onları teşkilatlandırmak lazımdır. 1989’dan 1991’e kadar olan gelişmelerde Sovyet Rusya’da komünizm resmen çökmüştür. Dolayısıyla, dünyada ideoloji olarak itibarı kalmamıştır.