John Passmore
John Passmore 9 Eylül 1914 ila 25 Temmuz 2004 tarihleri arasında yaşamış olan Avustralyalı bir filozoftur.
John Passmore, 9 Eylül 1914’te Sidney’de doğdu ve burada büyüdü. Liseyi Sydney Boys Lisesinde okudu. Ardından, ortaokul öğretmeni olmak amacıyla başladığı Sydney Üniversitesinden, İngiliz edebiyatı ve felsefe alanlarında sınıf birincisi olarak mezun oldu.
1934’te Sidney Üniversitesinde felsefe bölümünde yardımcı öğretim görevliliği pozisyonunu kabul etti ve 1949’a kadar burada kalmaya devam etti. 1948’de Londra Üniversitesine geçti. 1950’den 1955’e kadar Yeni Zelanda’daki Otago Üniversitesinin ilk felsefe profesörü oldu. 1955’te Oxford Üniversitesinde Carnegie bursuyla bir yıl geçirdi.
Avustralya’ya döndükten sonra, 1958’den 1979’a kadar Sosyal Bilimler Araştırma Okulu’nda felsefe profesörü olduğu Australian National University’deki İleri Araştırmalar Enstitüsü’nde görev aldı.
1960 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Brandeis Üniversitesinde misafir profesörlük yaptı. Amerika Birleşik Devletleri, Meksika, Japonya ve çeşitli Avrupa ülkelerinde konferanslar verdi.
Bir dönem hem yönetmen hem de yönetici olarak Australian Elizabethan Theatre Trust’ta görev yaptı.
1994 yılında Avustralya’nın en yüksek sivil nişanına layık görüldü.
John Passmore 25 Temmuz 2004’te hayata veda etti ve anısı, eşi Doris ve iki kızı tarafından yaşatıldı.
PASSMORE’UN ÇALIŞMALARI
Passmore bir filozof olduğu kadar bir düşünce tarihçisiydi de. Onun akademik kariyeri de her zaman felsefi problemlerin karmaşık tarihsel bağlamına eğilerek geçti. Çoğu farklı dillere çevrilmiş yirmiye yakın kitap yazdı.
Filozof Frank Jackson, Passmore’un “kamusal fikir çatışmalarını şekillendirdiğini ve felsefeyle düşünce tarihini daha geniş dünyalara açtığını” söylemişti.
Passmore “Man’s Responsibility for Nature” (1974) adlı kitabında, çevreye karşı tutumumuzu değiştirmemizin çok acil bir ihtiyaç olduğunu ve insanların biyosferi kısıtlamasız kullanmaya devam etmesinin artık mümkün olmadığını savundu.
Bununla birlikte, Batılı bilimsel rasyonalizm geleneğini terk etmemiz gerektiği fikrini reddetti. O, çevresel kaygıların, derin ekoloji savunucularının yaptığı gibi yanlış yönlendirilmiş mistisizm veya irrasyonalizm ile etik çerçevemizdeki radikal değişiklikler yoluyla dile getirilmesine karşıydı.
Passmore kendisini, ne insanları ne de insan toplumlarını kusursuz kabul eden “kötümser bir hümanist” olarak tanımlardı.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM