Felsefe hakkında her şey…

Hayek’in Sosyalizm Eleştirisi

04.11.2019
1.072

Demokratik sosyalizm, imkansız bir şeydir ve yalnız bununla da kalmaz. Bu ütopya için çabalarken o kadar farklı bir durum ortaya çıkmaktadır ki, bu gün demokratik sosyalizme taraftar olanlardan pek azı bu neticeye katlanmayı göze alacaktır.

Hayek’in ikazı ılımlı bir sosyalizmin başarılabileceği ve bunun istikrarlı bir toplumun temeli yapılabileceğine inanan, demokratik sosyalist entelektüellerdedir. Bunun başarılması ve toplumun temeli yapılması mümkün değildir. Sosyalistin iktidarı sınırlanmamalı, çünkü onun için sadece netice önemlidir. Kısaca sosyalist, hukuk hakimiyeti ilkesine tamamen muhaliftir.

a) Hayek’e Göre Planlama

Bir firmanın ‘optimum ölçeği’ konusundaki karar, politikacı veya ekonomistlerce tespit edilemez. Firma, piyasadaki talebi test ederek, en etkin ölçeği sadece kendisi ortaya çıkarabilir ve kendini bu düzeye göre düzenleyebilir. Çoğu aklı başında şirket planlamacılarının stratejisi, risklerini birçok piyasaya dağıtmak ve yaymaktır. Büyük firmaların fiyatları kontrol etme güçleri bu bakımdan genellikle abartılır.

Merkez bu gün için kullanışlı ve ucuz görünen bir ürünün üretilmesi veya kullanılması konusunda karar alabilir. Ancak ürünler çok kısa bir sürede demode ve pahalı olabilir.

Hayek’e göre teknoloji bizi şümullü ekonomik planlamaya zorlamaz, ama bu teknolojiyi kontrol edecek bir merkezi otoriteye korkunç bir güç tevcih eder. Hayek bu yüzden de özellikle müteyakkız olunması gerektiğine inanır.

Planlama lehinde ileri sürülen diğer argüman şudur. Modern ekonomi bu gün o kadar karmaşıktır ki, bu yüzden kaynakların tahsisi problemine ancak merkezi planlama çözebilir.

Hayek ise durumun tamamen farklı olduğuna inanır. Toplum ve iktisadi süreç bu gün o kadar komplekstir ti herhangi bir planlamacının ya da planlamacıların kavrama kapasitelerini tamamen aşmaktadır. Fakat bu bir tek aklın alabileceğinden daha fazla enformasyonu ihtiva eden işleyen ve kullanan piyasa düzeninin aleyhinde bir durum değil; onu destekleyen bir durumdur.

Bütün bilgilerin bir tek zihne/ akla verilebileceğini düşünmek meseleden uzak olmak ve gerçek dünyada önemli olan her şeyi göz ardı etmektir.(1)

Piyasa düzeni bilinçli planlama ile tasarlanmış veya dizayn edilmiş bir şey değildir. Piyasa düzeni karşılıklı menfaatleri ölçüsünde diğerleriyle işbirliği yaparak kendi amaçlarının peşinden koşan milyonlarca bireyin kalıbı/örüntüsü mahsulüdür. Bu düzen kaynakları yönetmek için tasarlanmış olmayıp, halkın ekonomik faaliyetlerinin sorucu, onların bireysel faaliyetlerinin kalıbıdır.

Halkın faaliyetlerine rehberlik eden, mülkiyet ve sözleşme yasaları gibi genel kurallar çok karmaşık bir genel düzenin ortaya çıkmasını mümkün kılar. Bu düzen o kadar karmaşıktır ki tek başına bir aklın idrakini aşmaktadır.(2)

Hayek piyasa yapısının üretim tüketim ilişkileri ve akışının merkez tarafından planlanmasını planlamacılardan daha fazla abartmıştır. Oysa ki planlama ile ilgili işleri yürütürken merkezde bir tek kişi bu görevi üslenecek değildir. Nihai olarak planlamayı yapacak kişiler veya kurullar demokratik yollarla göreve gelmesinden dolayı yadırgayacak bir şey olmasa gerek. Bu kişiler veya kurulların isabetli karar alamayacağına gelince Hayek’in demokrasi eleştirilerinde de bahsettiği gibi çoğunluğun her zaman isabetli karar vermeyeceği iddiası ortadadır. Toplumda her zaman sonsuz sınırsız bir özgürlük ortamının olması –bu özgürlük ortamının her ne kadar serbest piyasa ilkeleri gereği düzenlenmiş olsa da– toplumun çok anormal adaletsizliklere yol açmaması için koordine ve gidişatın tayin edilmemesi anlamına gelmemektedir.

Ancak Hayek’in merkezi planlamayı Marksist ekonomik düzen paralelinde eleştirmesi (ki öyledir) yani ‘merkezi planlama’yı işletmecilik mantığından ayrı olarak düşünmesi eleştirilerinin büyük ölçüde haklı olduğunu gösterir. Ama Hayek’in de bu eleştirilerinde bile fazla ileri gittiğini söyleyebiliriz.

İnsanların planın gayesi üzerinde anlaşmaya varmaksızın sadece merkezi planlamanın lüzumu konusunda uyuşmaları durumu, tıpkı bir grup insanın nereye gitmek istedikleri hususunda bir anlaşmaya varmadan birlikte seyahate çıkmağa kalkmalarına benzer. Netice şudur: Bu insanların hepsi, içlerinden çoğunun hiç de istemediği bir seyahat yapmağa mecbur olacaktır.(3)

Merkezi planlamanın ve sosyalist ideallerin olduğu bir toplumda çökecek ilk şey, hükümetin kendisinin sınırlanması gerektiği şeklindeki klasik liberal ilkedir.

Planlamacılar hedeflerine ulaşmak için muayyen kaynakları, muayyen maksatlara tahsis etmek zorundadırlar. Planlı ekonomi, piyasa ekonomisi gibi genel kuralların işleyişine değil muayyen neticeler elde etmek kaynakların bilinçli bir şekilde tahsisine dayanır. Planlamacılar kaynakları bir sektörden ekonominin diğer sektörüne kaydırırlarken sürekli en çok kimin görüşünü dikkate alınması gerektiğine, kimin önerilerinin kabul edileceğine ve kabul edilen planda istihdam ederken kimlerin uygun olduğuna karar vermek zorundadırlar.

… sınai gelişmenin hükümetçe kontrolü gibi görünürde son derece masum bir prensibin, bir baskı ve ayrım siyaseti hususunda adeta sınırsız imkanlar doğurduğu fazlasıyla ispatlanmıştır.

Bütün bu eleştiriler büyük ölçüde isabetlidir. Aslında Hayek ve dahası liberalizmin en tutarlı ve gerçekçi ilkesi olan bireysel çıkarların koordine edilmesi insan doğasının bir sonucu olan homo ekonomik insanı gerektirmesidir. Ancak bu homo ekonomik insanın dizginlenmemesi de karşımızda vahşi kapitalizmi çıkarmaktadır.

Totaliter iktisadi plan halkın seçilen hedeflere inanmasını icap ettirir. Bunu sağlamanın geleneksel yolu, alternatifler konusunda mevcut enformasyonunun kontrolü olmuştur. Burada moral konu, seçilen hedefin iyi veya kötü olması değil, propagandanın gerçeğe saygıyı yavaş yavaş erozyona uğratması problemidir.

b) Hayek’in Sosyalizm Eleştirisinin Tesiri

Hayek’in The Road the Serfdom adlı eseri zamanın çoğu entelektüellerinin ütopyacı sosyal teorilerini ektisiz hale getirmek için çok şey yaptığı açık olarak görülmüştür.

Bir kısım sosyalist iktisatçının piri Lord Keynes bile kitap hakkında, kendini hemen hemen onunla hemfikir; hatta sadece hemfikir olmayıp ondan derinden etkilendiği bir fikir birliği içinde gördüğünü yazabiliyordu.

KAYNAKLAR

(1) Hayek, İndividualism and Economic Order, 1948., sh. 83. 1944, sh.23, (Zikr. Butler; Age, sh. 90.)
(2) Hayek, İndividualism and Economic Order, 1948., sh. 83. 1944, sh.23, (Zikr. Butler; Age, sh. 91.)
(3) Hayek, The Road to Serfdorm, 1944. sh. 46. 1944, (Zikr. Butler; Age, sh. 95.)

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...