Çocuklara felsefe öğretmek onların akademik becerilerini artırıyor
Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre küçük öğrencilere felsefe yapmayı öğretmek onların sürdürülebilir akademik başarılarında önemli bir gelişmeye kaynak oluyor. Kendileri için hazırlanmış felsefe derslerine ve etkinliklerine katılan çocukların akademik başarı zemininde diğer çocuklara oranla daha başarılı olduklarını bu gibi çalışmalarla gözlemlemek mümkün hâle geliyor.
Öğrencilerin akademik performanslarını artırmaya yönelik olarak, ilham verici fikirlerden tutun yanlış yol çizen etkinliklere kadar bir dizi tedbiri dile getiren birçok uğraş söz konusudur. Bu uğraşlar; öğrencilere ev ödevleri vermek, tek tipleştirilmiş sınavları öğrenciler arasındaki bireysel farklılıkları hesaba katarak yeniden düzenlemek ya da bütün öğrencileri anlaşılması aynı temelde zor olan ortak bir içeriğe maruz bırakmak gibi yaklaşımlarla ortaya konuyor.
Yakın zamanda İngiltere’de yapılan bir çalışma ise gerçekten işe yaramış gibi görünen başka bir çözüm yolu ortaya koydu: öğrencilere felsefe öğretmek!
İngiltere’de ülkenin dört bir yanındaki 48 ilkokulda okuyan 3000’den fazla çocuğu kapsayan ve 2015 senesinde yayınlanan bir araştırma, bir yıl süreyle felsefe odaklı derslere düzenli katılım gösteren 9-10 yaş aralığındaki çocukların, kontrol grubunda yer alan akranlarına oranla akademik düzeyde daha başarılı olduklarını ve puanlarını önemli ölçüde artırdıklarını gösterdi. Çalışma, felsefe dersi alan çocukların özellikle matematik ve okuma becerilerinin, felsefe dersi almayan öğrencilere kıyasla yaklaşık iki aylık bir öncelemeyle gelişme gösterdiğini ortaya koydu.
Bu çalışmada kullanılan, çocuklarla felsefe derslerinin asıl amacı, öğrencilerin soru sorma ve argüman geliştirme hususlarındaki öz güvenlerini artırmaktı. Ve soru sorup argüman geliştirebilen çocukların bunlara paralel olarak gelişecek akademik kazanımlara başarıyla ulaşabilmeleri de muhakkak ki yadsınamazdı.
Peki ‘haftada bir ders saati’ olacak biçimde sürdürülen bu derslerde öğrenciler neler yaptılar? Öğrenciler bu çalışmada; bilgi, doğruluk, adalet, eşitlik gibi kavramlar çerçevesinde “Kendi sağlığına dikkat etmemiş birisine, başkası tarafından ihtiyacı olanlara nakledilmek üzere bağışlanan sağlıklı bir kalp nakledilmeli midir?” veya “Bir kimseyi özgürlüğünden mahrum bırakmak doğru mudur?” benzeri sorular üzerine konuşarak tartışmalar yürüttüler. Çocuklar ayrıca bu gibi konuları konuşmadan sadece düşünmeleri için ayrılan bir zamana da sahiplerdi.
Bu çalışmada, çalışmaya katılan dezavantajlı öğrencilerin okuma becerilerinin dört ay, matematik becerilerininse üç ay gibi kısa bir sürede gelişim göstermesi de dikkate değer bir veri olarak ön plana çıktı.
Çalışma boyunca öğretmenlerden alınan geri bildirimler, gerçekleştirilen felsefe toplantılarının öğrencilerle etkili iletişim kurma; düşünme, dinleme, konuşma ve mantıklı argümanlar üretme konularında bütüncül bir okul kültürü yaratma fırsatı doğurduğunu gösteriyor. Ayrıca felsefenin çocuklarda kendine güven ve saygı duyma ile başkalarının görüşlerine karşı hoşgörülü olma tutumlarını da geliştirdiği gözlemlenmiştir.
“Çocuklar İçin Felsefe” (P4C) programı 1970 yılında ABD’nin New Jersey eyaletinde Profesör Matthew Lipman tarafından geliştirildi. Bu program Çocuklar İçin Felsefe Geliştirme Enstitüsü’nün (IAPC) kurulmasının da ön ayağı oldu. Profesör Lipman ve onun arkadaşları, 1980 senesinde New Jersey’nin Montclair bölgesindeki iki okulda okuyan toplamda kırk öğrenciyi temel alarak P4C programıyla ilgili basit bir ilk çalışma gerçekleştirdiler.
Bu çalışmada öğrenciler; “müdahale grubu”ndaki öğrencilere Lipman tarafından dokuz hafta boyunca haftada iki kez P4C eğitimleri ve kontrol grubuna da sosyal bilgiler dersleri verilmek üzere, iki gruba ayrıldı. Lipman’ın çalışmasının sonuçları California Zihinsel Olgunluk Testi (CTMM) ile ölçüldüğünde öğrencilerin mantıksal akıl yürütme ve okuma becerilerinde önemli gelişme kaydedildiği belirlendi. Çocukların okuma becerileri 2,5 yıl sonra tekrar test edildiğinde, çocuklarda görülen bu yöndeki gelişmenin benzer şekilde ilerlemeye devam ettiği ortaya çıktı.
Bu ilk çalışmanın ardından daha büyük bir deney 2004 senesinde tamamlanarak bu deneyin sonuçları aynı yıl içerisinde açıklandı. Bu sefer iki yıllık bir süre boyunca 200 kişilik bir öğrenci grubu (her grup 100 kişi olmak koşuluyla) deneye tabi tutuldu. Bu araştırmanın sonunda da araştırmacılar, okuma ve eleştirel düşünme kabiliyetlerinde öğrencilerin önemli gelişmeler gösterdiklerini bildirdiler.
Şüphesiz ki Sokrates bu sonuçları görseydi oldukça mutlu olurdu. Zira o da çocuklara felsefe yapmayı öğretmenin onları akademik olarak daha nitelikli öğrencilere dönüştüreceğini ve kişisel yaşamlarına daha iyi hazırlanmalarına yardım edeceğini düşünüyordu.
Not: Bahsi geçen çalışmanın tam metnine ulaşmak için BU BAĞLANTIYI kullanabilirsiniz.
Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Bu makale, Sosyolog Ömer YILDIRIM tarafından www.felsefe.gen.tr için derlenerek çevrilmiştir.
Derleme için kaynak metin: Study: Teaching Students Philosophy Will Improve Their Academic Performance